31 Aralık 2020 Perşembe

ÇETE_Refik Halit Karay


 ✮✮

Kıran Bey adında ve Fransız işgaline karşı Amanoslarda savaşan bir Türk çete reisi ile eşi o bölgedeki Fransız kuvvetlerine görevli olan Nina adındaki bir Rus prensesinin aşkı etrafında vatan sevgisi ve müdafaasını ve işgale karşı direnen çetelerin hatıralarını paylaşmaktadır.

 

KONGO'YA AĞIT_Jean Christophe Grange


 ✮✮✮

Kongo’dan Fransa’ya uzanan bir seri katil olayı. Afrika’ya zengin maden yatakları için yerleşen beyaz aileler ve onların yerli halkla olan ilişkileri, Afrika’nın sürekli çatışma halinde olan kabileleri ve onların ilkel inançları, güç-para-siyaset ilişkisi, Gergor Morvan ve ailesi üzerinden ilerleyen bir seri katil (çivi adam) olayı ile iç içe sunuluyor.  

KABUS_Mehmet Rauf

 

✮✮✮

1928 yılında İkdam gazetesinde tefrika edilen eser “Türk Edebiyatında Tefrika Roman Tarihi” projesi kapsamında kitaplaştırılmış.  Mutlu mesut bir aile olan Nigâr ve Aziz Nihat çiftinin bir de Mükerrem adında çocuğu vardır. Eşinin kendisine olan aşkından emin olan “modern” görüşlü Aziz Nihat, eşinin pencere önünde çok zaman geçirmesinden şüphelenmeye başlar. Karşı binada genç bir delikanlının yaşadığını fark eder. Her ne kadar Nigar’ın böyle alçakça bir yola tevessül edeceğini, kendisini, oğlunu, mutlu yuvalarını böyle bir ateşe atacağını düşünmese de şüphe denilen kurt içini kemirmeye başlamıştır bir kere. Aziz Nihat, eşinin masumiyetini ya da suçunu ortaya çıkaracak araştırmalarına başlar.  

İRAN MEKTUPLARI_Montesquieu

✮✮✮

İran Mektupları, yazarın 1721 yılından yayımlanan eseridir. İran’dan yola çıkarak Anadolu üzerinden Fransa’ya giden Usbek ve Rica’nın yazdığı mektuplardan oluşur. Fransa’nın siyasi ve toplumsal yapısını hicveden bu eser aynı zamanda yazarın Doğu ve İslam kültürü ile ilgili bakış açısını yansıtmaktadır.  
 

28 Kasım 2020 Cumartesi

BİLMEMEK_Milan Kundera


 ✮✮✮

Milan Kundera'nın bu romanında dört değişik ülkeden beş kişinin yaşam yolları kesişiyor. Irena bir Çek kadını, 50 yaşlarında, 1969 yılında kocası Martin ile birlikte Paris'e kaçmış. Çok geçmeden ölen Martin'in yerini isveçli Gustav almış, onun yolu da İrena gibi Paris'e düşmüş, onun da tıpkı Irena gibi ilk evliliğinden iki çocuğu var. Josef ise bir veteriner, o da Prag baharının hüsranla sona ermesinin ardından Danimarka'ya göç etmiş. Beşinci kişi ise Milada, Çekoslovakyalı bu kadın ülkesini terk etmemiş ve 1968'i izleyen dönemin bütün iniş çıkışlarını yaşamış.

BENİM ADIM KIRMIZI_Orhan Pamuk


 ✮✮✮✮

Benim Adım Kırmızı 1591 yılında İstanbul'da karlı dokuz kış gününde geçiyor. İki küçük oğlu birbirleriyle sürekli çatışan güzel Şeküre, dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yerine kendine yeni bir koca, sevgili aramaya başlayınca, o sırada babasının tek tek eve çağırdığı saray nakkaşlarını saklandığı yerden seyreder. Eve gelen usta nakkaşlar, babasının denetimi altında Osmanlı Padişahı'nın gizlice yaptırdığı bir kitap için Frenk etkisi taşıyan tehlikeli resimler yapmaktadırlar. Aralarından biri öldürünce, Şeküre'ye aşık, teyzesinin oğlu Kara devreye girer. İstanbul'da bir vaizin etrafında toplanmış, tekkelere, karşı bir çevrenin baskıları, pahalılık ve korku hüküm sürerken, geceleri bir kahvede toplanan nakkaşlar ve hattatlar sivri dilli bir meddahın anlattığı hikayelerle, eğlenirler. Herkesin kendi sesiyle konuştuğu, ölülerin, eşyaların dillendiği, ölüm, sanat, aşk, evlilik ve mutluluk üzerine bu kitap, aynı zamanda eski resim sanatının unutulmuş güzelliklerine bir ağıt.

11 Kasım 2020 Çarşamba

PALYAÇO_Heinrich Böll


 ✮✮✮

Oldukça zengin bir ailenin oğlu olan Hans, ailesinin beklentilerine rağmen palyaço olmaya karar vermiştir. Kendisi inançsız olmasına rağmen Katolik olan Marie ile Bonn’a yerleşirler. Fakat yaşantıları Hans’ın gösteri yaptığı şehirlerde ve bir tren garından diğerine sürüklenerek geçmektedir. Hans için Marie karısıdır fakat yasal olarak evli olmamaları Marie’yi üzmektedir. Marie evlenmek istediğini söylediğinde Hans bunu gerekli görmese de Marie’nin hatrı için kabul eder fakat Marie’nin doğacak çocuklarını Katolik olarak yetiştirilmesine izin verdiğini belirten bir kağıt imzalattırmak istemesi Hans’ın hiç hoşuna gitmez. Bir sabah Marie’nin kendi yoluna gitmek istediğini belirten mektubuyla karşılaşır. Bir süre sonra da onun tanınan bir Katolik ve eski arkadaşlarından olan Züpfner ile evlendiğini öğrenir. Hans terk edildikten sonra ruhsal olarak çöker. İşinde de üst üste başarısızlıklar yaşar. Sefalet içindedir.  Kitabından ilk sayfasından son sayfasına kadar Hans’ın  Marie’ye olan saplantısı anlatılmaktadır.