Yazarın on
dört öyküsünün yer aldığı eser. İhanete Uğrayan Bir Adam, Bir Mucizedir Yaşamak,
Sevdi-Sevildi-Öldü, Ölümüne Aşk, Öksüz Çocuk, Onurlu Kadın, Ay Işığı, Can Dost,
Avcı İki Kardeş, Bayan Kokot, Ben de Zenginim, Sevgilimin Kokusu, Gizemli
Kadın, Sorun Yaratan Güzellik.
Kitabın arka
kapağındaki öykü:
Hintli bir
yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikayet etmesinden bıkmıştır. Bir gün
çırağını tuz almaya gönderir. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak
döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini
söyler. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri
tükürmeye başlar. “Tadı nasıl?” diye soran yaşlı adama öfkeyle “acı” diye cevap
verir. Usta gülerek çırağını kolundan tutar ve dışarı çıkarır. Sessizce az
ilerideki gölün kıyısına götürür ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu gole atıp,
gölden su içmesini söyler. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan
suyu koluyla silerken ayni soruyu sorar: “Tadı nasıl?”
“Ferahlatıcı”
diye cevap verir genç çırak.
Tuzun tadını
aldın mı?” diye sorar yaşlı adam, “Hayır” diye cevaplar çırağı. Bunun üzerine
yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturur ve şöyle der:
“Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır.
Ancak bu acının şiddeti, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Acın olduğunda
yapman gereken tek şey acı veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun
için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder