Teğmen
Holfmiller bir arkadaşının aracılığıyla
Kekesfalva Villasına davet edilir. Askerlik yaşamı onun insanlarla ilişkilerinin
zayıf olmasına sebep olmuştur. Fakat davetteki nefis yemekler, içki, neşeli
sohbet onun da açılmasını sağlar. Teğmen burada herkesle dans eder. Yalnız evin
sahibinin kızıyla dans etmeyi unutmuştur. Onun yanına giderek dansa davet eder.
Bu davet üzerine sinir krizi geçiren Edith’le böyle tanışır. Edith küçük yaşta
geçirdiği bir hastalık sonucu yürüyememektedir. Uzun süredir devam eden ve
sonuca ulaşamayan tedaviler onu oldukça yıpratmıştır.
Teğmen vicdan azabı nedeniyle af dilemek için Edith’i ziyaret eder. Oldukça iyi
karşılanır. Teğmen sık sık onun ziyaretine gelmeye başlar. Onun gelişi dış
dünyadan kopuk yaşayan Edith’in hayatında büyük bir değişim getirir. Teğmen, Edith’in
doktoru Kondor’un anlattıklarıyla Kekesfalva’nın dolandıracağı kadına aşık
olduğunu, onunla evlenerek konağa ve zenginliğe kavuştuğunu öğrenir. Kekesfalva
daha sonra değişmiş, eşinin güvenine layık olmak için dürüst bir yaşam
kurmuştur. Fakat halk arasında dedikodular oldukça yaygındır. Kanser olan
karısının tedavisi için büyük bir servet harcasa da eşi ölmüştür. Şimdi de
kızının iyileşmesi için her yolu denemektedir ve bir umut için her şeyini feda
edebilecek güçtedir. Bir zaman sonra Teğmen, Edith’in aşk itirafıyla şaşkına
döner. Ona sadece merhamet duymaktadır. Onun bir kadın olduğunun bile farkında
değildir. Ne onun aşkını kabul edecek duyguları ne de onu reddedebilecek
cesareti vardır. Kondor reddedilmenin Edith için bir felakete sebep olacağını, Teğmenin
onun ölümünden sorumlu olacağını söyler. Kekesfalva’nın da kızıyla ilgili
yalvarışları üzerine merhametine yenilen Teğmen, Edith’le nişanlanır. Fakat
arkadaşları bunu duyduğunda -zenginliği için sakat bir kızla evleneceğini
düşünecekleri için- alelacele nişanı inkar eder. Nişanın gerçek olduğunu
duyduklarında arkadaşlarının, nişanı inkar ettiğini duyduklarında Kekesfalva ve
Edith’in yüzüne bakamayacaktır. İntihar ederek bu onursuzluktan kurtulmaya
karar verir. Akıl aldığı komutanı onu başka bir yere naklettirir. O ayrılır
ayrılmaz Edith’in intihar ettiğini, kısa bir süre sonra babasının da öldüğünü
öğrenir. Vicdan azabıyla kıvranan Teğmen için o arada başlayan dünya savaşı bir
kurtuluş olmuştur. Dört yıl sonunda
üstün cesaret madalyasıyla geri döner. Savaşta gördüğü ve yaşadığı cehennem,
yaptığı şahsi bir hatayı daha kabullenebilinir bir hale getirmiştir onun
gözünde. Tekrar yaşamaya başlar. Bir gece opera salonunda Dr.Kondor’u görene
kadar…
‘’…insanın vicdanı hatırladığı müddetçe, hiçbir hata unutulmuş değildir.’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder