28 Ekim 2017 Cumartesi

ÇANKAYA_Falih Rıfkı Atay

✮✮✮✮
Ata­türk’ü çok yakından tanıyan biri olan Falih Rıfkı ATAY tarafından kaleme alınmış bu eser Türk siyasi hayatına ışık tutmuş, akıcı ve samimi bir dille yazılmıştır. Atatürk hakkındaki başka yerde bulama­yacağımız özel bilgilere ulaşabilirsiniz. Üç ana bölümde ele alınabilir. Birinci bölümde; (1881-1908) Atatürk’ün çocukluk ve gençliği, (1908-1914) Meşrutiyet, (1914-1918) 1. Dünya Savaşı anlatılır. İkinci bölümde ise Osman­lı Devletinin yok oluşu ve Türkiye Cumhuriyeti’nîn doğuşu anlatılır. Son Bölüm İse Atatürk’ün değişik konulardaki görüşleri ve karakteri üzerinedir.
Harf inkılabı ile ilgili bir bölüm:
Atatürk 1928 yılı haziranında Ankara’da bir ko­misyon kurulmasını Maarif Vekili, rahmetli Necati’den istedi. Dolmabahçe Sarayı’nda ziyaretine gittiğim Atatürk, “Hemen Ankara’ya git, komisyona katıl ve bu işi çabuk bitiriniz.” dedi. Komisyon alfabesini İstanbul’da Atatürk’e ben getirdim. Uzun uzun tetkik etti. Konuştuklarından birtakımı “q” harfin­de ısrar ediyordu. Hatta bir aralık Atatürk bu tavizde bulunmaya da karar verdi. Ertesi gün vazgeçirdîk. Bu arada bir “q” harfi tehlikesi atlattık. Biz Türkçe kelimelerde “k”nin ince ses­lilerle daima “ke”, kalın seslilerle “ka” okunduğunu düşüne­rek, “q”yu alfabeye almamıştık. Ben yeni yazı tasarısını getir­diğim günün akşamı Kâzım Paşa (Özalp) sofrada:
Ben adımı nasıl yazacağım. “Q” harfi lazım diye tuttur­du. Atatürk de:
– Bir harften ne çıkar, kabul edelim, dedi.

Böylece Arap kelimesini Türkçeleştirmekten alıkoymuş olacaktık. Sofrada ses çıkarmadım. Ertesi günü yanına gitti­ğimde meseleyi yeniden Ata’ya açtım. Atatürk el yazısı majüsküllerini (büyük harf) bilmezdi. Küçük harfleri büyütmekle yetinirdi. Kâğıdı aldı Kemal’in baş harfini “q”nun büyütülmü­şü ile, sonra da “k”nın büyütülmüşüyle yazdı. Birincisi hiç ho­şuna gitmedi. Bu yüzden “q” harfinden kurtulduk. Bereket Atatürk, “q”nun majüskülünü “Q” bilmiyordu. Çünkü “Q”, “k”nın büyütülmüşünden “K” daha gösterişli idi.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder