Yusuf Akçura’nın
(1876-1935) 1913 yılında yaptığı Beyrut, Yafa, Telaviv ve Kudüs ziyaretleri
sırasında Orenburg'daki (Rusya) Vakit gazetesine gönderdiği mektuplar, Nisan ve
Ekim ayları arasındaki çeşitli sayılarda neşredilmiştir. Yüzyıl sonra bile hâlâ
gündemde olan Suriye ve Filistin'in, büyük savaş öncesi fotoğrafını çeken bu
yazılar, bugün bu coğrafyada yaşananları daha iyi anlamamız için bize yol
gösterir nitelikte. Osmanlı’nın sadece
adının var olduğu bölgede Fransa, Almanya, İngiltere, Rusya ve Amerika gibi ülkelerin
Suriye ve Filistin’de okul, koloni, kilise gibi ayrıcalıkları kullanarak
bölgeye yerleştiklerine, siyasi ve kültürel alanda egemen olduklarına şahit
olacaksınız.
“Kudüs-i Şerif bu mu? Keşke yürümeye
çıkmamış olsaydım. Ben dar, sessiz, ay ışığı ile aydınlanan sokaklar, sadece
bir katlı toprak evler, ay ışığında çok mukaddes meseleler üzerine yavaşça
konuşup oturan, nurani sakallı yaşlılar, çeşmelerden su taşıyan beyaz
başörtülü, Hazret-i Meryem’e benzeyen kızlar görmek istiyordum. Lanet olsun
sana ey garp temeddünü! Eski dünyanın bütün bu sade şehirlerini bozmuşsun, onun
yerine kendinin alaca bulaca güzelliklerini de vermemişsin, sadece eski püskülerini
dikmişsin.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder