Nihat,
Çanakkale gazisi olarak İstanbul’a döner. Küçük yaşta ailesini kaybetmiştir,
kimi kimsesi yoktur. Fatih semtinde teyze olarak bildiği bir hanımın evine
gider. Ancak oraya vardığında kadının öldüğünü evin de kiraya verildiğini öğrenir.
Ne yapacağını nereye gideceğini düşünürken babasıyla birlikte tek göz odada
yaşayan arkadaşı Faik aklına gelir. Geceyi onun yanında geçirir. Ertesi gün iş
aramaya koyulur. Daha önce öğretmenlik yapmıştır. Ama bütün dolaşmalarına,
araştırıp soruşturmalarına rağmen iş bulamaz. En son çok zengin bir komisyoncu
olan Mahir Bey’in bürosuna girer. Bütün ümitleri tükenmiştir. Mahir Bey’in
karısı Seniha Hanım, Nihat’la ilgilenir. Kızı Perizat’a özel ders vermesi için
teklifte bulunur. Evde Mahir Bey’in akrabalarından Muazzez isminde iyi huylu,
güzel bir genç kız vardır. Nihat’ın bu gidip gelmeleri sırasında ikili
birbirlerine âşık olur. Muazzez’e yaşlı bir mebusun ikinci eşi olması için
baskı yaptıklarında Nihat ve Muazzez evden ayrılırlar ve evlenirler. Muazzez
her türlü yokluğa göğüs gerer, Nihat’ı teselli eder, destekler. Muazzez,
ağır bir hastalık sonrası, Nihat’ın şiddetli muhalefetine rağmen, birkaç gün
için Mahir Dayısının evine gider. Nihat, karısının konforlu evi, oradaki rahat
hayatı özlediğini kabullenemez. Döndüğünde Muazzez’in tüm konuşma girişimlerini
bir duvar sessizliğiyle karşılar ve Muazzez’in evi tamamen terk etmesine sebep
olur. Nihat, olan bitene çok üzülür, bunları kaldırabilecek fiziki ve ruhi
dayanıklılığı yoktur. İntihara teşebbüs eder ama kurtulur. Muazzez’le
barışırlar. Nihat’ın büyük ruhi bunalımları durulmuş yaşamla ölüm arasındaki
bocalayışlarında yaşam tarafı ağır basmıştır. Muazzez’in de eski ev rahatı ile
yeni yuvası arasındaki tereddütleri yeni yuvası lehine sonuçlanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder