Otuz Yıl Savaşlarının
Avrupa’yı kasıp kavurduğu, bulaşıcı ve
toplu bir cinnet hâlinin yaşandığı, büyücülüğün ve cadı avının kol gezdiği,
gelişigüzel ihbarlarla insanların engizisyonun ve işkence mekanizmasının pençesine düştüğü, korkunun her yere yayıldığı,
veba salgınlarının halkları kırıp geçirdiği bir dönemde hayatı tüm bunlarla iç içe
geçen ve birinden ötekine savrulan kürek mahkumu Johan Ot’un hikayesi
anlatılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder