Yunanlıların Batı Anadolu’ya işgali üzeri İstanbul’a gelen Mebrure burada uzaktan akrabaları
olan Nazmiye Hanım’ın köşküne sığınır. Onun İstanbul’a geliş sebebi
işgalcilerin zulmünden kaçıp bu ailenin yanına, himayesi altına sığınmaktan
çok, Anadolu’da iken kaybettiği babasından haber almak içindir. Nazmiye Hanım
kızı Nevin ve oğlu Behiç ile birlikte yaşamaktadır. Bu köşk sosyetenin zevk ve eğlence yeri olmuştur. Sık
sık danslı, içkili eğlenceler, kabuller düzenlenmektedir. Mebrure bu
eğlencelerden elinden geldiğince uzak durmaya çalışır fakat sürekli Behiç’in
taarruzlarına hedef olur. Yakışıklı,
zevkli ve fırsatçı bir delikanlı olan Behiç, köşke gelen diğer kızlar(sözde
kızlar) gibi Mebrure’yi de tuzağına düşürmek istemektedir. Behiç bu isteğini
gerçekleştirmek için Mebrure’ye bir takım vaadlerde bulunur. Bir süre namuslu,
erdemli ve dürüst bir insan rolü yapar. Behiç’in vaadlerine bir ara kanan,
hatta onun evlenme teklifi karşısında tereddüde düşen Mebrure, köşkteki
eğlencelerde karşılaştığı Belma’nın araya girmesiyle aldatılmaktan kurtulur. Belma
ona Behiç’le ilişkisini, bu ilişki sonucunda ’’gayri meşru’’ bir çocuğu
olduğunu, çocuğun Behiç tarafından diri diri gömüldüğünü anlatır. Daha sonra
olayları zabıtaya aksettiren bir mektubu Mebrure’ye veren Belma intiharla
hayatına son verir. Bu meselenin etkisiyle Behiç’ten uzaklaşan Mebrure’nin tek
arzusu, haberlerini aldığı babasının
yanına Amasya’ya gitmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder