20 Ocak 2020 Pazartesi

NAGAZAKİ_Yuichi Seirai

✮✮✮
Önsöz’den
“İkinci atom bombasının patladığı nokta, yani bombanın hipomerkezi (Japonca bakushin-chi) Nagazaki’nin Urakami semti olmuştu. Bu kitaptaki öyküler, bu nükleer şiddetin günümüz Urakami sakinlerinin kolektif belleklerinde yarattığı travmalar ekseninde gelişiyor. Öykülerin referans aldığı bir başka tarihsel bellek ise, 16. Ve 17. Yüzyılda Hristiyanlığı kabul eden Japonlara karşı kendi devletleri tarafından uygulanan sistematik şiddet ve zulüm. YuichiSeirai, ilk bakışta bu iki tarihsel belleğe yabancılaşmış gibi görünen öykü karakterlerinin aslında nasılda bunların derin etkisi altından olduklarını ustalıkla betimliyor. Üstelik, o zamana kadar süren saf, masum, günahsız Nagazaki imgesini de tersine çevirerek yapıyor bunu. Nagazakililerin deliliklerini, şiddet eğilimlerini ve günahlarını, devlet denen mekanizmanın delilik, şiddet ve günahlarıyla karşı karşıya getiriyor.”
Çiviler öyküsünde, bir anne-babanın ruh hastası oğullarının karanlık dünyasını keşfetmeleri; Taşlar öyküsünde, karıştığı bir skandal sonrasında istifa etmek zorunda kalan senatörle onun zihinsel engelli çocukluk arkadaşının karşılaşmaları; Böcekler öyküsünde, atom bombası sonrasında vücudunda izler kalan bir kadının kıskançlığı; Nektarlar öyküsünde, kendisinden yaşça büyük olan eşini, genç bir tamirci çırağıyla aldatacak olan otuzlu yaşlarda bir ev kadını; İstiridyeler öyküsünde, küçük kızının ölümünden sonra dengesini kaybeden bir baba; Kuşlar öyküsünde ise bomba yıkıntıları arasından kurtarılan ve gerçek ailesini hiç bulamamış bir adamın hikayesi anlatılıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder