İstanbul’da
berbere giden yazar sırasını beklemektedir. Berber jilet almaya çırağını gönderir
fakat çırak uzun süre gelmeyince merak eder ve o da çırağının peşinden gider.
Bu arada uzak bir köyde berberlik yapan Cıngıl Nuri ortadan kaybolur. Ne kadar
aransa ve resmi yerlere haber verilse de bulunamaz. Köye elinde bavuluyla
yabancı bir adam gelir, berber olduğunu söyleyince kaybolan berberin dükkanına
onu yerleştirirler. Kısa bir süre sonra da yine uzaklardan gelen bir çocuk onun
yanına çırak olarak verilir. Bu arada köyün en güzel kızlarından biri olan Güvercin
de kaybolur. Muhtar ve köyün bekçisi bir gencin onu kaçırdığını düşünerek genci
sürekli baskı altında tutarlar, yediği dayaklardan sonra genç aklını yitirir ve
dengesiz davranmaya başlar. Köyün eski berberi de çıka gelir. Köyü bekçiye
emanet eden muhtar yardım istemek için şehre doğru yola çıkar. İstanbul’daki
berber dükkanında ise yazar sanki dükkan kendisine emanet edilmiş gibi oradan
ayrılamaz. Uzun bir süre sonra artık gitmeye karar verir, bazı işlerini
hallettikten sonra merak edip dükkana geri dönmek ister ama ne kadar arasa da
dükkanı bulamaz. Köyde ise geçen günlere rağmen muhtar hala dönmemiştir fakat
Güvercin aklını yitiren genç tarafından dağda bulunup köye getirilmiştir.
Güvercin’in hamile olduğu anlaşılınca herkes bu gençten şüphelenir. Bekçi onu
köylülerden korumak için muhtarın odasına koymak ister. Kilitli odanın kapısını
kırdığında çok uzun bir süre önce kendini asmış olan muhtarın cesediyle
karşılaşır. Genç ise sürekli yanında gezdirdiği yılan tarafından boğulur. Bu
arada İstanbul’daki yazarımız evindedir. Kapının çalınmasıyla elindeki gazeteyi sehpanın
üzerine bırakır. Üstteki haber genç bir kızın ayı tarafından kaçırıldığıyla
ilgilidir. Kapıda ise oğlu vardır. Yakındaki bakkalda jilet kalmadığı için
uzağa gitmek zorunda kaldığını söyleyerek elindeki jilet kutusunu babasına
uzatır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder