Kan
davasından hükümlü Ahmet Kaptan, cezaevinin en fakir mahkumlarının-adembabaların
yaşadığı, 72. Koğuş'ta kalmaktadır. Hiç beklemediği bir anda uzun zamandır
haber alamadığı, yaşadığından bile emin olmadığı anasından yüz elli lira
harçlık alır. Bu miktar mahkumlar için yüklü bir servettir. Herkes onun daha
iyi bir koğuşa geçeceğini beklerken Ahmet Kaptan 72.koğuştan ayrılmaz.
Koğuştakiler için sıcak yemek pişirttirir, çay içirir, sigara alır. Ona gelen
paradan pay kapmak isteyeneler kumara oturturlar Ahmet Kaptan’ı. Kumarda da
şansı yaver gider. Üst üste kazanır. Koğuşu tamir ettirir, boyattırır.
Mahkumlara yatak döşek aldırır. Cezaevi Müdürünün adamı olan Bobi de, Ahmet
Kaptan'ın parasına göz diker. Kendisini
sevecek bir kadın hayali ile yaşayan Ahmet Kaptan’ı kandırarak kadınlar
koğuşundan birinin ağzından mektuplar yazmaya başlar ve ondan sürekli para
sızdırır. Kara sevdaya düşen kaptan kumarı da bırakır, koğuşla ilgilenmeyi de.
Tüm zamanını koğuşun penceresinden bakarak hapisten çıkan kadının geri dönmesini
bekleyerek geçirir. Çok soğuk geçen bir kış gecesinin sabahında Ahmet Kaptan’ı
demir parmaklığın önünde donmuş halde bulurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder