1 Ekim 2020 Perşembe

GÜL YETİŞTİREN ADAM_Rasim Özdenören


 ✮✮✮

Kitapta iki farklı hikaye parçalar halinde ilerliyor. Bunlardan biri gül yetiştiren adam. O, Kurtuluş Savaşı yıllarında mücadele etmiş, savaş sonrasında ise vatanının, mücadele ettiği değerlerin ters istikametinde evrilmesine tanıklık eden biri. Bu değişimleri gördükçe hayata küsen ve kendi kabuğuna çekilen biri. Uzun yıllar boyunca evinden hiç çıkmamış, peygamber kokusudur diye bahçesinde eşsiz güller yetiştirmiş. Diğer hikayede ise modern çağı temsil eden genç bir yazar var. Yaşlı bir işadamıyla evli olan Sitare’ye aşık. Sitare diğer insanların gözünde yaşlı ve zengin işadamını, gençliği ve güzelliği ile kandıran, onunla evlenen ve daha sonra her fırsatta onu aldatan biridir. İşadamı hastanede yatarken Sitare, Yazar ve arkadaşları olan birkaç kişi ile birlikte tatile çıkarlar. Lüks oteller, kumarhaneler, gece kulüpleri onların değişmez mekanları olur. Sitare, arkadaşlarıyla birlikte sohbet ettikleri bir akşam oldukça ümitsiz bir biçimde arkadaşlarının hakkındaki düşüncelerinin doğru olmadığını, sanılanın aksine kocasını aldatmadığını söyler ve aynı gece intihar eder. Gül yetiştiren adam ise torununun ısrarlarına dayanamayarak sabah namazını camide kılmak için dışarı çıkar. Yüksek katlı binalar, renkli ışıklarla süslenmiş vitrinler, hızla geçen otomobiller…Her şey ona yabancı ve bozulmuş gelir. Arkadaşları boşu boşuna can vermişçesine fötr şapka takan birinin olduğunu görür. Namaz çıkışında imamı bile cübbe ve sarığını çıkarmış, sakalsız olduğunu görünce dayanamaz. Yıllardır içinde biriken suskunluğunu bozar. İmanın gizli, İslam’ın ise aşikar olması gerektiğini, dışı kafire benzeyen insanın içinin de kafire benzemeye başlayacağını söyleyerek onları uyarır. 
Sitare’nin intiharının ardından yazar Sitare’nin de arkadaşı olan Tansel ile evlenme hazırlığındadır. Elindeki gazetede 80 yaşındaki bir adamın halkı isyana teşvik ettiği iddiasıyla tutuklandığı yazmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder