"Gündelik
Felaket Teorileri. Harvard öğrencisi Blue van Meer'in izinde, kitaplardan
filmlere, filmlerden hayata uzanan Gündelik Felaket Teorileri, yüreğin ve
zihnin düştüğü tuzakları coşkulu bir dille anlatıyor. Ders programı formatında
yazılmış bu etkileyici romanın her bölümü, bir edebiyat eserinin başlığını
taşıyor ve sizi, kitaplar ve popüler kültür yardımıyla muazzam bir komployu
çözmeye davet ediyor.
Bugüne değin
otuz dilde yayımlanmış olan Gündelik Felaket Teorileri, çok okuyan, çok düşünen
ve çok sorgulayan Blue'nun macerasını Nabokov, Shakespeare ve Flaubert
gibilerinin eserlerinden Audrey Hepburn, Humphrey Bogart, Jane Russell ve daha
nicelerine, doğru olduğunu varsaydıklarımızın ardında gizlenenlere uzanarak
anlatıyor ve algı da denen göz kamaştırıcı kelebeği yükseklere uçuruyor."
“Kişinin
kendi yaşam öyküsünü yazması ve bunun okunmasını beklemesi için yüce bir
gerekçe bulmuş” olan Blue, bu gerekçenin ne olduğunu anlatıyor
aslında. Kitap boyunca o gerekçeyi bekliyorsunuz. Blue annesini
kaybettikten sonra üniversitede öğretim görevlisi olan babasıyla eyalet eyalet
gezmeye başlar, lise son sınıfı ise Kuzey Carolina’nın Stockton kentinde
geçirmeye karar verirler. Genellikle içe dönük bir kız olan Blue van Meer
burada okulda Mavi Kanlılar olarak bilinen ve hayranlık duyulan bir grup gençle
takılmaya başlar; Jade, Leulah, Charles, Nigel ve Milton’dan oluşan bu grup her
pazar okulun Sinemaya Giriş dersi hocası genç, güzel ve gizemli Hannah
Schneider’ın evinde buluşup yemek yer, Blue da bu gruba katılır ve bir süre
sonra kendisini arkadaşları ve Hannah Schneider’in gizemini çözmeye çalışırken
bulur.(570 sayfanın 350 sayfası böyle geçer, baba-kız konuşmaları hariç ergen
muhabbeti) Ta ki hafta sonu gittikleri kamp gezisinde Blue , Hannah'ı bir
ağaçta asılı bulana dek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder