23 Aralık 2017 Cumartesi

SİMYACI_Paulo Coelho

✮✮✮✮
Endülüs’te yaşayan Santiago, papaz okuluna gitmekte ve kalan zamanlarında koyun sürülerini otlatmaktadır. Yaşadığı yerden sıkılan on altı yaşındaki Santiago, gizem dolu maceralara atılmak, dünyayı dolaşmak için yola çıkar. Babasının vermiş olduğu parayla bir koyun sürüsü alır ve ondan sonraki günlerini, koyunları onu nereye götürürse orada geçirir. Bir gece eski, yıkık bir kilise bahçesindeki firavun inciri ağacı altında uyurken rüyasında Mısır Piramitlerinde  hazine bulduğunu görür. Rüyasını pek önemsemeyen Santiago sonraki günlerin birinde yaşlı bir adamla karşılaşır. Konuşma ilerledikçe piramitler hakkında gördüğü rüyasını yaşlı adama anlatır. Adamın sözleri üzerine  Mısır’a gitmeye karar vererek koyun sürüsünü satar ve yola çıkar. Afrika’da bir liman şehrine gelir. Çölü geçmek için deve alması gerekmektedir fakat kandırılır ve beş parasız kalır. Uzun bir süre çalışıp para kazandıktan sonra bir kervancıyla anlaşarak yola çıkar. Bu kez de kabileler arası savaştan dolayı ilerleyemezler. Yol üzerinde bir kabileye misafir olurlar. Bir simyacıyı arayan İngiliz bir yolcuyla tanışır. Ondan simyacının kurşunu altına dönüştürdüğünü öğrenir. Kabile üyelerinden Fatima’yı görür ve aşık olur. Onunla evlenmek ister. Hayallerinden bahsettiğinde Fatima ona “Yüreğinin götürdüğü yere gitmesini “ tembih eder. “Ve buraya geliş amacını gerçekleştirmeden benimle evlenirsen hiç bir zaman mutlu olamayız “der. Kaldıkları yere baskın düzenlendiğinde Santiago oradan ayrılır ve çölde ilerler. Bir vahada simyacıyı bulur. Burada Simyacı’nın kurşunu altına çevirdiğine şahit olur. Simyacı’dan aldığı bir parça altınla yoluna yalnız devam eder. Piramitlere vardığında rüyasında gördüğü yeri gece boyunca kazar. Hiçbir şey bulamaz. Oraya gelen savaşçılar üzerindeki altını alırlar ve onu döverler. Santiago, savaşçılara rüyasında piramitlerin yakınlarında gömülü bir hazine gördüğünü ve onun için İspanya’dan buralara kadar geldiğini fakat bulamadığını söyler. Bunun üzerine onlardan biri “ Ben de rüyamda İspanya’ya gitmem gerektiğini, koyunlarıyla yıkık bir köy kilisesinde uyuyan bir çobanı bulup aramam gerektiğini gördüm. Eğer oraya gidip o çobanı bulursam ve  firavun incirinin dibini kazarsam gizli bir hazine bulacakmışım. Ama aynı düşü 2 kez gördüğüm için çölü geçip İspanya’ya gidecek kadar aptal değilim.” der. Santiago serbest kaldığında hazinesinin artık nerede olduğunu biliyordur. Yüreğinin götürdüğü yere kadar gelmiş ve kişisel menkıbesinin neticesine ulaşmıştır. Geri dönen Santiago firavun incirinin dibini kazar ve içi mücevher dolu bir sandık bularak rüyasında gördüğü ve Mısır’a piramitlere kadar gidip bulmayı arzuladığı hazineye kavuşur. Fatima’ya dönecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder