İstiklal
Mahkemelerinden Lozan’a, Takrir-i Sükun’dan Varlık vergisine, Serbest Cumhuriyet
Fırkasının kuruluşuna, Laiklik ve din eğitimine, köy enstitülerine,
Atatürk-İnönü ilişkilerine kadar dönemin olaylarını farklı bir
bakış açısıyla görmek isterseniz…
“Bu kitap,
Cumhuriyet döneminin iki numaralı adamı İsmet İnönü´nün 1919-1950 yılları
arasındaki serüvenini ya da nâm-ı diğer 2. Adam veya, "Milli Şef"
dönemine ilişkin gerçekleri anlatmaktadır.
‘Geldi İsmet,
Gitti Kısmet’ şeklinde şöhret bulan bir dönemin hikayesidir bu. İstiklal
mahkemeleri, ekmek karnesi ve köy enstitülerinin damgasını vurduğu bir zaman
kesiti!
Atatürk
devrimci idi; İnönü evrimci. Biri kafa, ötekisi el, kol, ayak...İnönü
ikincisidir. İkisinden birini bilmeden Cumhuriyet tarihini tam olarak anlamak mümkün
değildir.
Başlangıçta
İstiklal Savaşı’ndan umudunu kesen bir Osmanlı paşasıdır İnönü…Sonra birden
kahraman olur; İnönü Savaşlarının kahramanıdır ama gerçekten de İnönü’nün bu
savaşta adından söz etmek pek de mümkün değildir. İnönü bu savaşlara adını
vermemiş, bu savaştan kendisi nam almıştır.
İnönü
Komünist partinin kurucusudur; Başbakandır; Atatürk’ün sırdaşı ve en yakın
yoldaşıdır. Sonra bir gün yolları ayrılır. İsmet’i defterden silmiştir. Ama
Atatürk ölünce bu mirası sürdürecek tek bir isim vardır: İsmet İnönü. Ve O
ömürboyu Cumhurbaşkanı, Parti başkanı ve Milli Şef’tir artık. Açık oy, gizli
sayımla temeli atılan, Parti il başkanlarının vali oldukları, takrir-i sükunla
suskunluğu yasalaştıran yeni Türkiye Cumhuriyetinin mimarı olarak bir döneme
imzasını atacaktır.
Belki bu
kitap bu dönemin tüm gerçeklerini ifade etmede çok yetersiz kalacaktır. Ancak
devrin özelliklerini taşıyan bazı müesseseler ve olaylar ışığında bazı ipuçları
vermeye çalışılmıştır. Bu sadece küçük bir başlangıçtır. Tarih ise insanlığın
ortak mirasıdır.Bu dönemin gerçek tarihinin, resmi belgeler, gizlilik duvarı arkasına saklanan İstiklal Mahkemelerinin duruşma zabıtları ve arşivler açılmadan, temel hak ve özgürlükler teminat altına alınmadan, sansürcü zihniyet ortadan kalkmadan yazılabileceğini sanmıyorum. Bu kitap, bu yönde bir talebin doğmasına yol açacak bir katkı olacaksa, hedefine ulaşmış olacaktır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder