30 Aralık 2017 Cumartesi

BAKİ_İskender Pala


Klasik Türk şiirinin en büyük şairlerinden biri olan Bâki (Mahmud AbdülBâki)1526 yılında İstanbul’da doğmuştur. Varlıklı bir aileden gelmemesine rağmen zekâsı ve yetenekleriyle iyi bir medrese eğitimi almıştır. Hocası Mehmed Efendi için yazdığı “Sünbül” kasidesi öyle parlamıştır ki hocasına artık Sünbül Efendi denilmeye başlanmıştır. Kanuni’ye sunduğu bir kaside sonrası onun iltifatına mazhar olur. Tarih kitaplarında, Kanuni’nin kendisi için “Padişahlığımın birkaç yerinden pek haz duymuşumdur. Bunlardan biri de Bâki gibi tab’ı temiz bir insanı bulup, çıkarıp itibar eylediğimdir.” dediği yazar. “melikü’ş-şuara”, “sultan-ı şairan”, “sultanu’ş-şuara” gibi sıfatlarla devrin en büyük şairi olarak meclislerin aranan kişisi haline gelir. Neşeli, hoşsohbet, nükteci olmasının yanı sıra; açık tabiatı, doğru bildiğini söylemekten çekinmemesi, gevezeliği ve hicve kaçan tutumu yüzünden zamanın birçok idarecisini darıltmıştır. 7 Kasım 1600 tarihinde vefat etmiştir.
Söylemez küsmiş bana cânâne söylen söylesün
Neyledüm ol yâr-ı âlîşâna söylen söylesün

Nâz-ıla güftâra gelmezse helâk eyler beni
Ol cefâ vü cevri bî-pâyâna söylen söylesün

Derd-i aşkı gayrıdan sorman ne bilsün çekmeyen
Anı yine âşık-ı nâlâna söylen söylesün

Hârı zahmından neler çektüğümi gülzârda
Bâğbân- bülbül-i giryâna söylen söylesün

Baki’yâ dil durmasın güftâra takat kalmadı
Vaktidür ol husrev-i devrâna söylen söylesün

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder