“Bir de sana Zülkarneyn'i soruyorlar. De ki: “Size ondan bir
hatıra okuyacağım.” O'nu biz dünyada kudret sahibi kıldık ve muhtaç olduğu her
şeye ulaşacak bir sebep verdik. O da (batıya doğru) bir yol tuttu.
Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara balçıklı bir gözede
batmakta buldu, yanında (kafir) bir kavim gördü. Dedik ki: “Ey Zu'l-Karneyn, ya
(onlara) azab edersin veya onların hakkında iyi davranırsın.” Zülkarneyn:
"Her kim zulmederse, biz onu cezalandıracağız. Sonra o Rabbine döndürülür.
O da kendisini görülmedik bir azaba uğratır" dedi. "Her
kim de iman eder ve salih amel işlerse ona mükafat olarak daha güzeli var.
(Üstelik) ona emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz." Sonra yine
(doğuya doğru) bir yol tuttu. Güneşin doğduğu yere ulaşınca onu,
kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar
buldu. İşte böyle. Şüphesiz biz onun yanındakileri ilmimizle
kuşatmışızdır. Sonra (kuzeye doğru) bir yol tuttu. İki seddin
arasına ulaşınca, bunların önünde, neredeyse hiçbir sözü anlamayan bir kavim
buldu. Dediler ki: "Ey Zülkarneyn! Ye'cüc ve Me'cüc bu
dünya'da bozgunculuk çıkarıyorlar. Onlarla bizim aramıza bir sed
yapman karşılığında sana bir vergi verelim mi?" Zülkarneyn: "Rabbimin
bana verdiği (imkan ve kudret, sizin vereceğinizden) daha hayırlıdır. Şimdi siz
bana gücünüzle yardım edin de, sizinle onların arasına sağlam bir engel
yapayım" dedi. "Bana demir kütleleri getirin" dedi. İki
yamacın arasındaki boşluğu (dağlarla) bir hizaya
getirince "körükleyin!" dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca
da, "Bana getirin, üzerine eritilmiş bakır (katran)
dökeyim." Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Zülkarneyn: "Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin vaadi (kıyametin kopma
vakti) gelince onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi haktır" dedi.”(Kehf Suresi, 83-98)
Onun
bir peygamber mi, veli mi, yoksa bir kral mı olduğuna dair çeşitli rivayetler
olsa da yazar, Kuran-ı Kerim’de hikayesi anlatılan Zülkarneyn’in kimliğinden
ziyade yaptığı seyahatleri üzerinde çalışarak klasik anlayıştan
farklı sonuçlara ulaşmıştır.
Yazarın
yorumuna göre güneşin battığı yere yapılan yolculuk, bilinen şekliyle dünyada
bulunan ve güneşin batışının görüldüğü bir yere değil, güneşiyle birlikte bir kara deliğe doğru çekilen
gezegene yapılan seyahati temsil etmektedir. Aynı şekilde güneşin doğduğu yere
yapılan yolculukta da gecesi olmayan bir gezegene seyahatin (çift güneşli bir sistem) anlatıldığını iddia eder. İki sedd arasına yapılan yolculukta ise dünya
dışı canlıların Ye’cüc-Me’cüc kavminden kendilerini koruması için, Zülkarneyn’den,
onların gezegeni ile kendi gezegenleri arasında set yapmalarını istediklerini anlatır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder