30 Ocak 2019 Çarşamba

KORKU AĞI_Stephen King

✮✮
Bak ve beni gör, cılız adam. Senin şömine önünde bir kitapla birkaç saat geçirdiğin gibi yüzyıllar geçiren Barlow’a bak. Bak ve elindeki sefil sopayla öldürmeye çalıştığın, gecelerin bu muhteşem yaratığını gör. Bana bak, yazar bozuntusu! Ben insan hayatlarını yazdım ve mürekkep olarak kan kullandım. Bana bak ve ümidini kes!
Jerusalem’s Lot küçük bir New England kasabasıdır ve burada da, benzeri yerlerde olduğu gibi dedikodular, tuhaf tipler ve saygı değer insanlar vardır. Tabii garip olaylar hakkında söylentiler de yok değildir; ama her kasabada olduğu kadar... Yazar Ben Mears, çocukluk yıllarını konu alan ve o günlerden beri ona musallat olmuş korkularıyla yüzleşmek amacıyla bir roman yazmak için Lot’a döner. Çocukken tanık olduğu korkunç olayın gerçekleştiği ev Marsten Köşkü işte karşısındadır; fakat yeni ve gizemli kiracıları vardır. Kasabada bazı kuşkulu şeyler yaşanmaya başlayınca, Mears’ın belleğindeki karanlık anılar da canlanmaya başlar: Önce bir köpek hunharca öldürülmüş olarak bulunur, ardından bir çocuk kaybolur. Bunlar başlangıçta çok da sıra dışı olaylar olarak görülmez, fakat liste uzamaya başlar. Çok geçmeden kasabayı saran şaşkınlık hayrete, belirsizlikler dehşete dönüşecektir.

26 Ocak 2019 Cumartesi

ŞATO_Franz Kafka

✮✮✮
K. bir köye kadastrocu olarak atanır. Bu köy Kont Westwest’e ait şatoya bağlı bir köydür. K. köyde dolaşmaya başlar. Amacı şatoya varmak ve görevi hakkında bilgi almaktır. Köylüler ona yolu tarif ederler fakat hiçbiri onu götürmeye razı olmaz. K. o gün bir türlü şatoya ulaşamaz. Kaldığı hana döndüğünde hizmetine verilmiş iki yardımcıyla karşılaşır. Ertesi sabah, Barnabas adında bir ulak K.ye Klamm adında bir şato beyinden gelen bir mektup getirir. Mektup, K.'nin görevleri hakkında muhtarla görüşmesi gerektiğini belirtmektedir. K. Barnabas'tan kendisini şatoya götürmesini ister, birlikte yola çıkarlar fakat Barnabas onu şatoya değil kendi evine götürür. Onların evinden ayrılan  K. şatoda görev yapan beylerin kaldığı Beyler Oteline gider. Beyler dışındaki misafirler yalnızca meyhaneden yararlanabilirler. K. meyhaneye uğradığında orayı işleten Freida’yı görür ve aşık olur. Freida ise Klamm' ın metresidir. K, Klamm ile konuşarak Freida ile evlenmek istediğini bildirmek ister. Ne işiyle ne de Freida ile ilgili olarak ne yaparsa yapsın şato görevlilerinden hiçbirine ulaşmayı başaramaz. Haberci Barnabas’tan bu isteğini Klamm’a iletmesini ister. Barnabas’tan bir haber alamayınca onu görmek için evine gider. Barnabas evde değildir. Onun kız kardeşleriyle görüşen  K. ailenin neden köylüler tarafından sevilmediğini öğrenir. K.nin bu kız kardeşleri ziyaret ettiğini öğrenen ve kıskanan Freida K.yi terk eder ve Beyler Otelindeki görevine geri döner. Meyhanede çalışan başka bir kıza göre Freida asla K.yi sevmemiş yalnızca bütün dikkatleri üzerine çekmek ve ilgi odağı olmak için onu kullanmıştır. Buna asla inanmayan K. önce Freida’ya karşı kendini açıklamaya çalışır fakat görür ki ne yapsa ne söylese kâr etmeyecek. Olayları akışına bırakır.

15 Ocak 2019 Salı

ÖLÜ CANLAR_Gogol

✮✮✮✮✮
Rusya’nın N. Şehrine gelen Pavel Ivanovich Çiçikov kendini 6.dereceden devlet memuru ve toprak ağası olarak tanıtır. Vali, yargıç, savcı gibi şehrin tüm ileri gelenlerini ziyaret ederek kendini takdim eder. Konuşması ve görgüsü ile herkesin sevgisini ve hayranlığını kazanır. Bu insanlarla akşam toplantıları yapar, yemeklere katılır. Sonra sırayla çiftlik sahipleriyle görüşmeye başlar. Onlardan son sayımdan sonra ölen köylülerini (bu köylüler ölmüş olsalar bile yeni bir sayıma kadar kayıtlarda yaşıyor görünecekleri için çiftlik sahipleri onlar için de yıllık vergi vermek zorundaydılar) satın almak ister. Görüştüğü çiftlik sahipleri vergi ödemekten kurtardığı için Çiçikov’a teşekkür ederler. Birçoğu bedelsiz olarak ölü canlarını Çiçikov’a devreder. Çiçikov’un amacı yaşıyor görünen bu canları ipotek ettirmektir. İpotek ofisinden can başına 200 ruble gibi bir para kazanacaktır. Şehirde Çiçikov’un ölü canları satın aldığı duyulur. Herkes Çiçikov’un amacıyla ilgili kendine göre yorumlar yapar. Fakat ona karşı kimse harekete geçemez çünkü öyle ya da böyle herkes bir ucundan bu işe karışmış, ona yardımcı olmuşlardır. Yeterince ölü can sahibi olan Çiçikov şehri terkeder.
Burada birinci cilt sona eriyor. Gogol, “Ölü Canlar’ı üç cilt olarak planlamıştır. Fakat gelen eleştiriler yazma sürecini uzatır. Ölmeden kısa süre önce yazdığı diğer bölümleri yakar. Yanmaktan kurtulan birkaç karalama defterinden öğrenildiği kadarıyla N. Şehrinden ayrılan Çiçikov, satın almak için bir köy aramaya başlıyor. Ölü canlardan kazandığı paralarla lüks içinde yaşamak fikri ile satın aldığı köyde gerçek bir çiftçi, toprak ağası olup dürüst yaşama fikri arasında kalır. Yine arada neler yaşandığını bilemediğimiz bölümler sonunda Çiçikov’u hapishane hücresinde buluruz. Tüm sahtekarlıkları ortaya çıkmıştır. Dürüst yaşayacağına ve artık iyilikten başka bir şey düşünmeyeceğine söz verdiği eski bir arkadaşı onun hapisten çıkmasını sağlar. Fakat Çiçikov değişti mi yoksa eski yaşamına devam mı etti asla bilemeyeceğiz. 

1 Ocak 2019 Salı

MOĞOL KURDU_Homeric

✮✮✮✮
Temuçin, atlarının çalınması üzerine hırsızların peşine düşer. Hırsızlar Borçu'nun olduğu obadan geçerek kaçarlar. Temuçin, Borçu’nun yardımıyla peşlerine düşer, hırsızları öldürür ve atlarını geri alır.  Temuçin ve Borçu kan kardeşi (anda) olurlar ve aralarına hiçbir şeyin girmesine izin vermeyeceklerine söz verirler. Borçu onunla obasına giderek ailesi ile tanışır. Temuçin Moğol Hanı Yesügey’in oğludur. Babası öldüğünde onları destekleyen olmamıştır ve sürgünde yaşamak zorunda bırakılmışlardır. Temuçin’in bundan sonra tek amacı dağınık Moğol kabilelerini birleştirmek ve onların başına geçmektir. Bu yolda en büyük yardımcısı Borçu olur. Ona çok güvenmektedir ve şunu demektedir. “Daha ailem benim etrafımda toplanmamışken ve ben bir hiçken, Borçu bana katıldı, ailesini terk etti. Onun vücudu benim kalkanım, onun okları benim irademdir. Hepiniz Borçu gibi olun, onun malını ve makamını kıskanmayın, onu hepinizin üstüne atadım.” Zamanla kazandığı başarıların yankısı bozkırda yayılır ve dün onu terk edenler bugün atlılarının ve okçularının arasına katılırlar. Savaşlarla, yağmalarla, ihanetlerle geçen yıllar sonunda Temuçin ülkede birliği sağlar. Tüm Moğolların hânı olarak ilan edilir ve Cengiz adını alır. Korkaklara, halinden şikayet edenlere, kararsızlara karşı çok serttir. Son kuvvetine kadar savaşanlara acıya ve yorgunluğa tahammül edenlere kürkünü dahi verir, bütün acımasızlığına karşı çok cömerttir ve paylaşmayı sever. Kendi oluşturduğu yasalara –han sülalesine mensup olsalar bile- kayıtsız şartsız itaat ister. Asla paylaşamayacağı şeyler ise atları, kadınları ve iktidarıdır. Borçu’nun aşık olduğunu bile bile güzelliğinin ününü duyduğu Kulan adlı kadını Borçu’dan kendisine getirmesini ister. Kadın yanına geldiğinde de Borçu’yu kadınına dokunmakla suçlar ve kovar. Bundan sonra on beş yıl boyunca Cengiz Han ve Borçu birbirlerini görmezler. Artık her ikisi de yaşlanmışlardır. Cengiz Han öldüğünde hiç kimsenin bilmediği bir yere gömülür. Onun öldüğünü duyan Borçu için de veda vakti gelir. Onu bu dünyadan Kulan uğurlar.