18 Nisan 2018 Çarşamba

SEMERKANT_Amin Maalouf

✮✮✮✮
Semerkant'a kısa bir süre önce gelen Ömer Hayyam, sokakta İbn-i Sina'nın öğrencisi olan bir adamın dayak yemesine dayanamayıp olaya müdahale eder. “Zındıkça” diye tabir edilen şiirlerinden dolayı onu tanıyanlar apar topar kadı Ebu Tahir’in huzuruna çıkarırlar. Ebu Tahir, Ömer Hayyam’ı oldukça iyi karşılar, dostça davranır. Ömer Hayyam'a bir defter hediye eder. Ömer Hayyam, bu defteri herkesten gizlediği rubailerini yazmak için kullanır. Selçuklu veziri Nizamülmülk’le tanışan Hayyam bir buluşma talebi alır. Vezirle buluşmak için yola çıkan Hayyam, kaldığı bir handa Hasan Sabbah ile tanışır. Nizamülmülk, Hayyam'dan bilgilerini sunmasını ve hafiyelerin başı olmasını ister. Teklifi kabul etmeyen Hayyam kendi yerine genç ve yetenekli Hasan Sabbah’ı tavsiye eder. Zaman geçtikçe görevinde güçlenen Hasan Sabbah, sultan Melikşah’la arasını açtığı vezir Nizamülmülk’le karşı karşıya gelir. Güç savaşını kaybeden Hasan Sabbah ülkeden sürülür. Alamut’ta insanlarda dehşet uyandıran haşhaşi ordusuyla Hasan Sabbah tekrar ortaya çıkar. Yıllar önce tanıştığı Ömer Hayyam’ı Alamut’a davet eden Hasan Sabbah, istediğini elde edemeyince Hayyam’ın yazmasını ele geçirir ve yazmanın peşinden Hayyam’ın da geleceğini ümit eder. Fakat Hayyam doğduğu topraklara döner ve orada vefat eder. Yıllar sonra Moğol istilasına uğrayan ülkede, Alamut Kalesi de nasibini alır. Kalenin eşsiz kütüphanesi yerle bir edilir ve Hayyam'ın tek eseri olan Semerkant yazması esrarengiz bir şekilde yitip gider.
İkinci bölümde  Ömer Hayyam ve onun rubailerine hayran olan Amerikalı Benjamin Omar Lesage'ın 1895 yılında Hayyam'ın tek el yazması eserine kavuşma mücadelesi yer alır. Semerkant yazmasının peşinden İstanbul'a gelir, İran'da demokratikleşme hareketleriyle tanınan ve ülkeden sürüldüğü için İstanbul’da yaşayan Cemaleddin Afgani ile tanışır. Onun aracılığıyla Ömer Hayyam'a ait tek el yazmasının İran'da bulunduğunu öğrenen Benjamin, yeniden yollara düşer. Ömer Hayyam’ın yazmasını bulmak içim Prenses Şirin ona yardım eder. İran'a gelmesi beklenen demokrasi için bir süre orada tanıştığı arkadaşlarıyla birlikte savaşır. Fakat demokrasiye yeni kavuşan İran, Rus ve İngiliz baskılarına yenik düşerek rejim değiştirir. Umutları yıkılan Benjamin ve Şirin, yanlarında Hayyam’ın el yazmasıyla soluğu Batı'da alırlar ve evlenirler. Amerika’ya gitmek için Titanic'le yaptıkları yolculuk büyük bir felaketle sonuçlanır. Buz dağına çarparak batan gemiden kurtulmayı başarsalar da Hayyam’ın Semerkant Yazması onlar kadar şanslı değildir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder