✮✮✮✮
Damalı köyünde
görev yapan öğretmen tüm köylüler tarafından sevilmekte ve saygı görmektedir. Fakat o, köyün zenginlerinden Durana ile ters
düşer. Durana kızını okula göndermek istemez, dedesinden kaldığını iddia ederek
tüm köylünün kullandığı merayı çevirip kendine tarla yapar. Köylü birlik olup
tarlasını bozunca, Durana bu işten öğretmeni
sorumlu tutar. Bir gece düğünden dönen öğretmene dayak attırır. Köylüler ertesi
sabah dere yatağında bulurlar öğretmeni, oldukça hırpalanmıştır. Herkes bu işin
kimin başının altından çıktığını bilir ama ispat edemezler. Durana’dan
şikayetçi olurlar. Durana ise Ankara ile arası iyi olan ahbabı Yunus Bey’e
gider. Öğretmenin köyde rahat durmadığını, insanların arasını açtığını,
çocuklara bir şey öğretmediğini, böyle giderse köyde öğretmen yüzünden cinayet
çıkacağını anlatır. Yunus Bey siyasi gücünü kullanarak öğretmenin başka bir köye
görevlendirilmesini sağlar. Ne savcılık, ne kaymakam ne de milli eğitim memuru
öğretmene destek olur. Haksızlığa uğrayan ve siyasi güç karşısında destek
bulamayan öğretmen görevlendirildiği köye gitmez. Öğretmenlikten ayrılarak Ortaköy
isimli bir köyde demircilik yapmaya başlar.
Kısa zamanda burada da sevdirir kendini. Zamanla gözü açılan köylüler,
ilçede yaşayan beylerin başıboş bırakılmış topraklarını sürerler. Yetişen
ekinlerden de Bey’e pay vermezler. Öğretmen
yine şikayet edilir. Ona zarar gelebileceği gerekçesiyle bu köyden de
ayrılması istenir. Korkusu dayak yemek ya da ölmek değildir. Sadece bu ülkenin
aydınlandığını görmeden ölmek istemez. Evleneceği Gülşen’i de yanına alarak Ortaköy’den
ayrılır. İki günlük yürüyüşün ardından Yaşarköy’e gelirler. Burası öğretmenin
geldiği onuncu köydür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder