✮✮✮
Cezayir’de
yaşayan Mersault, devlet dairelerinin birinde küçük bir memurdur. Huzur evinde
yaşayan annesinin ölüm haberini aldığında işinden izin alarak cenazeye katılır.
Cenazeden sonra Mersault, hafta sonunu kız arkadaşı Maria ile geçirir. Yaşadığı
binada komşusu olan Raymond, onu ve Maria’yı bir arkadaşının sahildeki küçük
evine davet eder. Daha önce Raymond’un
problem yaşadığı Araplar onları takip etmiştir. Sahilde karşılaştıklarında
aralarında arbede çıkar. Raymond bıçakla kolundan yaralanır. O gün öğleden
sonra yeniden Araplarla karşılaşırlar. Raymond yanına aldığı tabancayla onları
indirmek düşüncesindedir fakat Mersault, bu teklife karşı gelerek Raymond’a
tabancasını kendisine vermesini söyler. Tabancayı gören Araplar da zaten
uzaklaşmıştır. Birlikte eve dönerler. Havanın çok sıcak olmasından bunalan
Mersault sahile geri döner. Kayalıkların arkasındaki serin kaynağa gitmektir
niyeti. Orada Araplardan birini görür. Geri dönüp dönmemekte kararsızdır. Bütün
düşündüğü sıcaktan kurtulmaktır. Onun yaklaştığını gören Arap bıçağını çeker,
bıçaktan yansıyan güneş ışınları Mersault’un gözlerini kamaştırır, birdenbire
kendisini kaybederek tabancasını çeker ve beş el ateş eder.
Mersault tutuklanır ve yargılanmasına başlanır. Annesinin cenazesinde ağlamayışı ve üzgün görünmeyişi, o hafta
sonunu kız arkadaşıyla eğlenerek geçirmesi, pişmanlık gösterecek bir fiilde
bulunduğuna inanmaması, bir el ateş ettikten sonra kısa bir süre bekleyerek
dört el daha ateş etmesi jüri üyeleri tarafından onun ahlaki çöküşünün kanıtı
olarak değerlendirilir ve kendisine giyotinle idam cezası verilir. Mersault’a
göre ise sonunda herkes öleceğinden, bütün insanların hayatı anlamsızdır. Herkes
aynı derecede suçlu ya da suçsuzdur. Nasıl bir hayat sürdüğünün veya kimi
öldürdüğünün ne farkı vardır?