Gemiyle
Napoli’ye giden bir Venedikli, Türkler tarafından esir alınıp İstanbul’a
getirilir. Diğer kölelerin akıbetine uğramamak için bilim ve sanat okuduğunu;
astronomi, matematik, fizikten anladığını bildirir. Tesadüfen hastalığını
iyileştirdiği bir paşa tarafından satın alınır ve onun “Hoca” dediği bir kişiye
hediye edilir. Hoca ile Venedikli köle birbirlerine fiziken çok benzemektedir. Hoca
da, Venedikli gibi bilimle, özellikle astronomi ile ilgilenmektedir ve ondan
bildiği ne varsa kendisine öğretmesini ister.
İmparatorluğun yıkıma doğru gittiğini düşünen ve etrafındaki herkesi bunu
fark edemeyen aptallar sürüsü olarak gören Hoca, yaptığı
çalışmalarla genç padişahı etkilemeye çalışır. Hoca ve köle kusursuz bir namaz saati tasarlamaya
çalışırlar. İstanbul’da çıkan bir veba salgınıyla ilgili çalışmalar yaparlar. Sarayın
müneccimbaşısı olan Hoca uzun süredir hayalini kurduğu durdurulamaz bir silah
yapımı için padişahtan onay alır. Yapımı uzun yıllar alan, büyük bir servete mal olan, oldukça ağır ve
hantal olan silah savaşta hiçbir işe yaramaz. Lehistan’da Beyaz Kale önünde
başarısızlığa uğrayan padişah çok sinirlidir. Kellesinin alınacağından korkan
Hoca, yirmi yılın sonunda her anlamda birbirlerine benzedikleri Venedikli kölenin
yerine geçerek kaçar ve Venedik’e giderek onun hayatını yaşamaya başlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder