Suada
Yugoslavya’da yaşayan bir Boşnak kızdır. Saraybosna’da konservatuarın piyano
bölümüne girer. Burada Tarık ile tanışır ve aşık olur. Vukadin adındaki Sırp
genç de Suada’ya hislerinden bahseder. Suada Tarık’ı seçer. Bunun üzerine
Vukadin çılgına döner ve konservatuarı terk ederek orduya girer. Suada ile
Tarık nişanlanırlar. Bölgede sırp gençlerin çıkardığı taşkınlıklar
müslümanlar arasında savaş korkusu oluşmasına neden olur. Suada buna pek
ihtimal vermese de ziyaret için gittiği köyünde savaşın başladığı haberini
alır. Suada köyünde gizlenir fakat sırpların köyü basması pek uzun sürmez.
Annesi ve bir kız kardeşi öldürürlür ve Suada babası ve diğer kız kardeşi ile
birlikte esir alınır. Esir kampında Suada’yı acı bir tesadüf bekler. Karşısında
Vukadin’i bulur. Fakat Vukadin’in kalbindeki aşkın yerini intikam duygusu
almıştır ve Suada’ya tecavüz eder. Suada bir çok çirkin olaya şahit olur.
Hamiledir. Vukadin savaşta yaralanıp ve ölmesi üzerine takas edilir. Yaşadığı
travma nedeni ile hastaneye yatar. Tarık’ın yaşadığını öğrenir fakat utancından
onun karşısına çıkmaya korkar. Karşı karşıya geldiklerinde ise Suada’yı bir acı
daha bekler. Tarık savaşta iki ayağını da kaybetmiştir. Tarık’ın Suada’ya tek
sorusu “Beni böyle kabul edebilecek misin?” olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder