McFall Sanat
Müzesi küratörü Christopher Thomas, zengin ve soylu bir aileden gelen Rosemary
ile evlidir. Rosemary aynı müzede ‘Silahlar ve Zırhlar’ bölümünün
yöneticisidir. Chris, konumunu eşinin parasına ve desteğine borçlu olmasına
rağmen o yokmuş gibi yaşar. Sürekli eşini aldatır, üstelik gizlemeye gerek
görmeden. Müzedeki eserlerden bazılarını büyük meblağlar karşılığında gizlice
satar. Ülkeye yasak yoldan eserler sokar. Müzede davet verildiği bir akşam
Chris ile Rosemary tartışırlar. Chris sinirle dışarı çıkan karısının peşinden
gider. O geceden sonra Chris ortadan kaybolur. Dedektif Jon Nunn kayıp olayını
araştırmaya başlar. Birkaç hafta sonra Berlin Tarih Müzesinde demir bir
giyotinin içinde bir ceset bulunur. Giyotin, McFall Sanat Müzesinden gelmiştir.
Ceset fena halde çürümüştür. Sağlam kalan bir parmağın izi, diş ve kemer tokası
cesedin Chris’e ait olduğunu gösterir. Avucunda Rosemary’e ait bir saç teli
vardır. McFall Sanat Müzesinde yapılan araştırmalarda da üzerinde Chris’in kanı
olan Rosemary’e ait bir gömlek bulunur. Tüm kanıtlar aleyhine olan Rosemary
suçlu bulunur ve zehirli iğne ile idam edilir. Rosemary’nin ölümünden on yıl
sonra onun için bir anma töreni düzenlenir. Onun katil olmadığını düşünen Dedektif
Jon Nunn için iyi bir fırsattır. Çünki asıl katilin de orada bulunacağından
emindir. Törende Rosemary’nin arkadaşı
kendisine emanet edilen günlüğü herkese okur. Rosemary son sözlerinde, kız kardeşinin
ölümünden sonra onun çocuklarına vasilik eden ve tüm parayı yöneten Peter’ı
işaret etmiştir. Nunn Berlin’de yapılan otopsinin raporlarını başka bir uzmana
gösterir. İnceleme sonucu cesedin dokuz parmak ucunun olmadığı, olan parmak
ucunun ise kesilerek cesede eklendiği, ölen kişinin Asya kökenli olduğu,
boyunun ise kesinlikle Chris’e uygun olmadığı ortaya çıkar. Nunn, Peter’ı sıkıştırır.
Chris’in yaşadığını öğrenir ve onun peşine düşer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder