6 Temmuz 2017 Perşembe

ON KÜÇÜK ZENCİ_Agatha Christie

✮✮✮✮
1938’de birbirlerini hiç tanımayan on kişiye, arkadaşları, akrabaları, meslektaşları vs. tarafından tatillerini Zenci Adası’nda geçirmeleri için mektupla davet gelir. Bu on kişi adaya doğru yol alır ve yolda birbirleriyle tanışmaya başlarlar. Konuklar adaya vardıklarında adanın sahibinin hizmetkarları tarafından karşılanıp malikaneye yerleştirilirler. Misafirler odalarına yerleştiklerinde her birinin duvarında On Küçük Zenci hakkında çocuk şarkısına benzeyen bir yazı vardır:
On küçük zenci yemeğe gitti,
Birinin lokması boğazına tıkandı. Kaldı dokuz,
Dokuz küçük zenci geç yattı,
Sabah Biri uyanamadı, kaldı sekiz,
Sekiz küçük zenci Devon’u gezdi,
Biri geri dönmedi. Kaldı yedi,
Yedi küçük zenci odun kırdı
Biri baltayı kendine vurdu. Kaldı altı,
Altı küçük zenci bal aradı,
Birini arı soktu. Kaldı beş,
Beş küçük zenci mahkemeye gitti,
Biri tutuklandı. Kaldı dört,
Dört küçük zenci yüzmeye gitti,
Birini balık yuttu. Kaldı üç,
Üç küçük zenci ormana gitti,
Birini ayı kaptı. Kaldı iki,
İki küçük zenci güneşte oturdu,
Birini güneş çarptı. Kaldı bir zenci.
Bir küçük zenci yapayalnız kaldı.
Gidip kendini astı. Kimse kalmadı.
Saat sekizde yemek salonuna gelen misafirler masanın üzerinde on adet küçük zenci heykeliyle karşılaşırlar ve hepsi odalarındaki yazıdan bahseder, herkesin odasında yazı bulunması çok gariplerine gider ve o sırada arka fondan bir insan sesi işitilir. Gramofondan gelen bu ses odada bulunan on kişinin geçmişte verdikleri kararlarla birilerinin ölümüne neden olduklarını tek tek söyler. Ve suçluların kendilerini savunacak bir şeylerinin olup olmadığını sorar. Odadaki on kişinin geçmişteki ölümler hakkında kendilerince çeşitli mazeretleri bulunmakta ve kendilerini masum görmektedirler. On küçük zenci şiirinin dizelerine uygun bir biçimde davetlilerin sayısı azalmaya başlar. Kimsenin gözünün yaşına bakmadan, acımasızca malikanede ölümler gerçekleşir ve herkes birbirinden şüphelenir. Her ölümden sonra yemek masasındaki zenci heykellerinin sayısı azalmaktadır. Sona kalan iki kişiden biri olan Vera  diğer kişiyi silahla vurur ve kendini asarak intihar eder. İşin ilginci malikanedeki herkes ölmüştür.
Ölen on kişinin içinde olan katilimizden cinayetleri nasıl işlediğini anlattığı mektubun son bölümünden bir not:
“Ve nihayet….

Yazımı bitireceğim ve bir şişeye koyup ağzını sıkıca kapayıp mühürledikten sonra denize atacağım.  Niçin?   Evet niçin?

Daima kimsenin içinden çıkamayacağı esrarengiz bir cinayet işlemeyi arzu edip durmuştum. Fakat şimdi şunu anlamış bulunuyorum ki, hiçbir sanatkar şaheserini sadece kendi görerek tatmin olamaz. Sanatkarı asıl tatmin eden şey eseri değil, onun meydana getirdiği takdir ve alkışlardır. Bütün insanlar önünde şunu itiraf ediyorum ki, ben de ne kadar zeki ve kurnaz olduğumun herkes tarafından takdir edilmesini isteyen bir zavallıyım…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder