Kız
kardeşinin çocuğunu açlıktan kurtarmak için ekmek çalan Jean Valjean yakalandığında
beş yıl hapis cezası alır. Fakat mahkumiyeti sırasında kaçmaya çalıştığı için
cezasını tamamlaması tam 19 yıl alır. Cezası bittiğinde yeniden hayata
tutunmaya çalışır fakat eski bir mahkum olduğu için toplum tarafından dışlanır.
Ne açlığını giderebilecek ekmek ne de soğuk günlerde ısınabilecek bir yer
bulabilir. Yolu bir piskopos ile kesişir. Piskopos ona yemek ve yatacak yer
sunar. Fakat o piskoposun gümüşlerini çalarak kaçar. Yakalanması uzun sürmez ve
suçunu onaylaması için piskoposun karşısına getirilir. Piskopos durumu görünce
gümüşleri kendisinin verdiğini, hırsızlığın söz konusu olmadığını söyleyerek
onun serbest bırakılmasını sağlar. Dahası ona iki gümüş şamdan daha verir ve
karşılığında tek bir şey ister. Tüm bu gümüşleri iyi bir insan olma yolunda
kullanacaktır. Yıllar geçer ve Jean Valjean sahte bir kimlik ile iş hayatına
atılır. Çok zengin olur, üstelik kasabanın belediye başkanı olarak yardımsever
ve sevilen birisidir. Polis şefi Javert onun göründüğü gibi biri olmadığı
konusunda her zaman şüphelenmiştir. Fakat Jean Valjean’ın konumu nedeniyle
elinden bir şey gelmez. Küçük bir kızı olan Fantine, fakir bir işçidir. İşini
kaybettiğinde hayat kadınlığına sürüklenir. Günün birinde tutuklanma
tehlikesine karşı onu Jean Valjean kurtarır ve hastaneye yatırır. Fakat Fantine
yaşadıklarına daha fazla dayanamaz ve ölür. Jean Valjean’dan kızına sahip
çıkmasını ister.Jean Valjean’ a benzeyen masum biri tutuklanır. Jean Valjean kendi yerine
başkasının tutuklanmasını vicdanına sığdıramaz ve gerçek kimliğini açıklar.
Fakat Fantine’e verdiği sözü yerine getirebilmek için bir kez daha kaçar. Fantine’in
küçük kızı Cossette’in yerini bulur. Cossette beş senedir bir han işleten
Thénardierlerle kalmaktadır. Thenardierler Cosette'i pis işlerini gören bir
hizmetçi gibi kullanmakta, ona hakaret etmektedir. Jean Valjean onu serbest
bırakmaları için para öder. Birlikte Paris'e giderler. Yıllar sonra Cosette
artık büyümüş ve güzel bir kız olmuştur. Jean Valjean kaçak hayatına bir
şekilde devam eder fakat polis şefi Javert peşini bırakmaz. Cosette, Marius
adındaki gence aşık olur. Fakat Javert, Jean Valjean’ın izini bulunca
birbirlerinden ayrılmak zorunda kalırlar. Bu sırada ihtilal başlar ve Marius
ayaklananların arasında yer alır. Ayaklanma sırasında Javert yakalanır ve
esir düşer. İdam edileceği zaman Jean Valjean ortaya çıkar ve idam etme görevi
ona verilir. Fakat Jean Valjean, Javert’in kaçmasına izin verir. Bu sırada
ihtilal sert bir şekilde bastırılır ve Marius yaralanır. Onu ölümden ise yine
Jean Valjean kurtarır. Marius’un tüm arkadaşları öldürülür ve Jean Valjean
yaralı Marius’u hastaneye götürürken Javert’e yakalanır. Fakat Jean Valjean
ölümü göze alarak Marius’u hastaneye götürür. Javert hiç bir şey yapmaz. Daha
sonra görevini yerine getirmediği ve duygularını işine karıştırdığı için
intihar eder. Marius iyileşir ve Cosette ile evlenir. Jean Valjean,
Javert’e verdiği sözü tutarak teslim olmaya gider fakat Javert’in öldüğünü
öğrenir. Bir süre sonra kendisi de hayata veda eder. Bir zamanlar piskoposun
ona hediye ettiği iki şamdanı yanından hiç ayırmamıştır ve öldükten sonra da
şamdanlar mezarının başucuna konulur.
"Kitap okuru ölene kadar binlerce farklı hayat yaşar. Hiç kitap okumayan biri ise sadece tek bir hayat yaşar."
30 Eylül 2017 Cumartesi
26 Eylül 2017 Salı
HAYVAN ÇİFTLİĞİ_George Orwell
✮✮✮✮
Bay Jones’in
sahibi olduğu Beylik Çiftliğindeki tüm hayvanlar Koca Reis adlı yaşlı bir domuzun
rüyasını dinlemek üzere toplanırlar. Koca Reis hayatlarının sefillik ve
kölelikten başka bir şey olmadığını, hayvanların emeğiyle üretilenlerin
insanlar tarafından çalındığını anlatarak rüyasında hayvanların insanlardan
kurtulup daha mutlu bir şekilde yaşadığını gördüğünü söyler. Koca Reis bu
toplantıdan birkaç gün sonra ölür. Artık hayvanların kafasına özgürlük fikri
aşılanmıştır. Uzun süre aç kalan hayvanlar ambarın kapısını kırarak karınlarını
doyurmaya başladıklarında Bay Jones ve adamları hayvanları kırbaçlamaya başlarlar. Ayaklanan
hayvanlar Jones ve adamlarını çiftlikten kovarlar. Çiftliğin adını Hayvan
Çiftliği olarak değiştirirler. Artık çiftliğin tüm işleri hayvanlar tarafından
yapılacaktır. Hayvanların en akıllıları olan domuzlardan Snowball ve Napolyon
yönetimde söz sahibidir. Okumayı bilen Snowball ve Napolyon Hayvan Çiftliği’nin
kurallarını belirleyen Yedi Emir’i iri harflerle samanlığın duvarına yazarlar. Bay
Jones, çiftliğini tekrar geri almak için saldırsa da hayvanların direnişi
karşısında başarısız olur. Snowball ve Napolyon yel değirmeni yapılması
konusunda karşı karşıya gelirler. Hayvanların büyük bir kısmının Snowball’ı
desteklediğini gören Napolyon gizlice büyüttüğü köpekler sayesinde onu
çiftlikten kovar ve yönetimi ele geçirir. Snowball’ı hain ilan eder. Çiflikte
ne zaman bir olumsuzluk yaşansa Snowball’ın gizlice gelip yaptığı telkin
edilir. Napolyon yönetiminde günler geçtikçe baskı ve zulüm artmaya başlar. Hayvanların
yiyecekleri azaltılır, havyanlar mutsuzluğa, ümitsizliğe kapılmaya başlarlar.
Napolyon’un sert, baskıcı rejiminde hayvanlar daha çok çalışırlar. İnsanlar
için değil kendileri için çalıştıkları fikriyle teselli bulurlar. Napolyon ve
diğer domuzlar hem çalışmazlar hem de en iyi şekilde beslenirler. Bırakın karşı
çıkmayı küçük bir ima bile hayvanların boğazlanmasıyla son bulur. Napolyon,
Yedi Emir’i kendi çıkarları doğrultusunda değiştirir. Yönetimi ele geçiren
domuzlar artık hayvanların kötü olarak gördüğü insanlardan farksızdır. Öyle ki
domuzlar artık insan kıyafetleri giyip iki ayak üzerinde yürümeye başlamışlardır.
Artık “Hayvanlar Eşittir Ama Bazı Hayvanlar Diğerlerinden Daha Eşittir” temel
ilke olmuştur. Domuzların insanlarla ilişkileri oldukça ilerlemiştir. Bir gece
insanlar ve domuzlar çiftlik evinde yiyip içip eğlenirler, daha sonra kavgaya
tutuşurlar. Camdan içeri bakan diğer hayvanlar, onların yüzlerine baktıklarında
hangisinin insan hangisinin domuz olduğunu ayırt edemezler.
22 Eylül 2017 Cuma
ÇILGINLIĞIN ÖTESİ_Stephen King
✮✮✮
Polis kocası Norman Daniels’ın on
dört yıl boyunca sözlü ve fiziksel saldırılarına maruz kalan Rosie defalarca
hastaneye gitmek zorunda kalmıştır. Bebeğini düşürmüştür. Fakat onca yıl
boyunca kocasının kendisine çok daha kötü şeyler yapacağı korkusuyla ne
olanları başkasına anlatabilmiş ne de evden uzaklaşabilmiştir. Bir sabah
kalktığında yatağında bir damla kan görür. Norman’ın sinirlenmemesi için tüm
yatak takımını değiştirmesi gerekmektedir. Bir damla kan ve geçirdiği on dört
acı dolu yıl. Çantasını ve kocasının kredi kartını alarak evden ayrılır. Yol
üzerinde karttan bir miktar para çekerek kartı çöpe atar, terminale gider.
Bulabildiği ilk otobüsle batıda bir şehre gider. Otobüsten indiğinde ne
yapacağını bilemez haldedir. Yolculara Yardım bürosuna giderek şehre gelme
sebebini anlatır. Görevli onun gibi kadınlara yardım eden “Kızlar ve
Kızkardeşler” isimli bir sığınma evinin adresini verir. Rosie bu evde kalmaya
başlar. Paraya ihtiyaç duyduğunda evlilik yüzüğünü satmak için rehinciye gider,
Bill’le tanışır. Orada gördüğü bir tablodan çok etkilenir ve onu satın alır. İş
bulur,yeni bir daireye taşınır. Tabloyu odasına asar fakat her baktığında
tabloda küçük değişiklikler görür. Bir gece tablonun içine girer, tablodaki
kadın için bir iyilik yapar. Uyandığında olanları hatırlamaz. Fakat tabloya
baktıkça parça parça bazı anlar canlansa da rüya mı gerçek mi bilemez.Bu arada
Norman, karısının kaçmasına oldukça sinirlenmiştir.Kendisine ait olan biri,
üstelik de onun kartını alarak kaçmaya nasıl cesaret edebilmiştir.İş
arkadaşlarının her konuşmasını ve gülmesini üzerine alınır. Bunu Rosie’ye
ödetecektir. Onu bulacak ve onunla yakından konuşacaktır. Önce çöpe atılan kartı
bulur sonra Rosie’nin bindiği otobüsü. Onun yaşadığı şehre gelir ve yardım
istediğini düşünerek terminaldeki görevlinin evine gider. Onu öldürerek
Rosie’nin gittiği sığınma evini öğrenir. Sığınma evinin yardım kampanyası için
düzenlediği organizasyona kılık değiştirerek katılır. Rosie’nin geleceğinden
emindir. Fakat Rosie geç kalır ve Norman’ı sığınma evinden bir kadın tanır.
Arbede çıkar, polisler gelinceye dek Norman oradan uzaklaşır. Sığınma evine
giderek oranın yöneticisi olan kadını öldürür ve Rosie’nin ev adresini öğrenir.
Rosie’nin evi polis korumasında olsa da Norman iki polisi öldürür ve evin
tüm elektriklerini keser. Rosie tabloya girerek Norman’ı da oraya çeker.
Tabloda ki kadın Norman’ı öldürür. Rosie’nin yaptığı iyiliğin bedeli ödenmiştir.
Rosie tablodan çıkar ve onu yakar.
KOKU_Patrick Süskind
✮✮✮✮
Jean Babtiste Grenouille, çok
sıcak bir günde Fransa, Rue Aux Fers’de bir balıkçı tezgâhının yanında doğar.
Balık temizleyen annesi sancı geldiğinde elindeki bıçakla bebeği kendinden
ayırır ve ölmesi için pis kokulu balık artıklarının içinde bırakarak bayılır.
Çevredekiler onun yardımına koşarlar ve ağlayan bebeği fark ederler. Daha
önceki beş bebeğini de doğurup ölüme bıraktığı ortaya çıkınca annesi idam
edilir. Yeni doğan çocuk sütanneye verilir. Bir zaman sonra sütanne bu çocuğun
diğer çocuklardan farklı olduğu, insan gibi kokmadığı, onun bir şeytan olduğu
iddiasıyla onu kendisine veren pedere geri getirir. Grenouille, Madam
Galliard’ın yetimhanesine yerleştirilir. Herkes ondan uzak durur.Granouille tüm
insani duygulardan yoksun olarak büyür. Granouille’nin diğer insanlar gibi
kokusu yoktur fakat çok iyi koku almaktadır. Kilometrelerce uzaktan bile her
kokuyu ayırt edebilir. Biraz büyüdüğünde bir dericinin yanında çalışmaya
başlar, boş zamanlarında orada var olan tüm kokuları tanımak için şehirde
gezer. Bir gün patronu tarafından, işlenmiş derileri bir parfüm dükkânına
teslim etmek üzere gönderilir. Granouille, orada kokular konusundaki marifetini
gösterince parfümcü onu işe alır. Uzun zamandır işleri iyi gitmeyen ve
iflas etmek üzere olan parfümcü Granouille’nin üstün koku yeteneği sayesinde çok
iyi kokular üretmeye başlar ve bu sayede tekrar şehrin en ünlü parfümcüsü olup
çok iyi paralar kazanır. İnsanların ve şehrin kokusundan bıkan Granouille,
günlerce süren bir yolculuktan sonra hiçbir insan kokusunun olmadığı bir dağa
yerleşir. Yedi yılın sonunda kendine ait bir kokusu olmadığını fark eder.
Gördüğü bir kabusla, kendi kokusuzluğunun sonucu olan sisin onu öldüreceğinden
korkar. “İnsan” olmak için kendine bir koku yapmaya karar verir. Bu amaçla
genç, güzel ve bakire kızların peşine düşer. Onları öldürmeye ve parfümcülere
özel bir yöntemle kokularını almaya başlar. Genç kızların sürekli öldürülmesi
şehirde büyük korku salmıştır. Şehrin en güzel kızının babası durumu anlayıp
kızıyla bir yolculuğa çıkar. Fakat Granouille’nin en büyük amacı zaten o kızın
kokusunu alabilecek yeteneğe sahip olmak için denemeler yapmaktır. Granouille
kızın kokusunu takip ederek onları konakladıkları yerde bulur. Kızı öldürerek kokusunu
alır. Bir süre sonra cinayetleri işleyenin Granouille olduğu anlaşılır.
İdam edileceği gün Granouille, yarattığı kokuyu sürerek tüm kalabalığı büyüler.
Herkes onun suçsuz olduğu konusunda hemfikirdir. En iyi kokuyu yapan Granouille
için artık yapacak başka bir şey kalmamıştır. Kokunun tamamını kullandığında
onu melek gibi gören insanlar ondan bir parça almak isterler, onu paramparça
ederler hatta yerler. Granouille’dan geriye hiçbir şey kalmaz.
SUÇ VE CEZA_Dostoyevski
✮✮✮✮✮✮
Rodya Romanoviç Raskolnikov, St. Petersburg şehrinde hukuk fakültesinde okuyan
başarılı bir öğrencidir. Fakir olduğu için hayatını ve öğretimini devam
ettirmekte oldukça zorlanır ve hukuk fakültesini bırakmak zorunda kalır.
Yaşadığı pis ve köhne odanın kirasını bile ödeyemez durumdadır.Tefeci bir
kadına giderek saatini satar. Karşılığında aldığı para ile meyhaneye gider.
Fakirler ile zenginler arasında acımasız ayrıma bir anlam
veremez. Raskolnikov içindeki çatışmalara dayanamaz. İnsanların zor
durumda kalmalarından yararlanan tefeci
kadını öldürecektir. Onu öldürecek, paralarını alacak, öğrenimini tamamlayıp
topluma faydalı bir insan olacaktır ve dünyayı kötü, değersiz bir parazitten
temizleyecektir. Günlerce kafasında ölçer biçer. Kadının evine giderek
onu baltayla vahşice öldürür. O anda, kadının üvey kız kardeşi beklenmedik
biçimde içeri girdiğinden, Raskolnikov onu da öldürmek zorunda kalır.
Müşterilerin rehin için bıraktıkları birkaç küçük süs eşyasını alır ve kimseye
görünmeden oradan ayrılır. Kimsenin kendisini görmediğini bildiği halde,
Raskolnikov son derecede tedirgindir. Bir zamanlar iç çelişkiler yaşamasına neden olan
şeytan ortadan kaybolmuş fakat ondan daha da kötü olan vicdan azabı gelmiştir.
Duyduğu pişmanlıklar ve iç çekişmeler Raskolnikov’u iyice bitkin düşürür. Ödenmemiş bir borç yüzünden
karakola çağrıldığında polislerin yanında baygınlık geçirir. Günlerce hasta
yatar. İmdadına en yakın arkadaşı olan Razumikin yetişir. Ona destek olur,
doktor bulur ve elinden gelen her şeyi yapar. "Katilin cinayet
yerine dönmesi" kuralına uygun olarak, yakalanmayı, rahatlamayı, arınmayı
isteyen genç adam, öldürdüğü tefeci kadının evine gelir. Komiserle tanışır ve
davranışlarıyla dikkat çekerek soruşturmanın baş zanIısı olur. Zeki bir adam
olan Komiser Porfiry Petroviç, Raskolnikov'un katil olduğunu düşünür. Raskolnikov’un
kötüye giden durumuna bir de şüphecilik ve korku eklenir. Sürekli birilerinin
onu izlediğini düşünür. Cinayeti birilerinin gördüğü yada en azından onun
yaptığını bildiğini düşünür. Bu tedirginlik onun durumunu daha da kötüye
sürükler. Raskolnikov bu duruma daha fazla dayanamaz ve işlediği cinayeti ara
sıra buluştuğu, arkadaşlık ettiği Sonya’ya anlatır. Ardından polise teslim olur
ve cezasını çekmek üzere hapse gönderilir. Sonya ona acır ve suçunu polise itiraf
etmesi ve bedelini ödemesi gerektiğini söyler. Sonunda vicdan azabı
Raskolnikov'a suçunu itiraf ettirir. Sibirya'ya sürgün edilir.
NEŞTER_Paul Carson
✮
Dublin
Merkez Doğum Hastanesinde ülkenin en zengin işadamlarından biri olan Harry
O’Brian’ın eşi acil doğuma alınacaktır. Özel doktoru Tom Morgan’a ulaşamazlar
ve doğumu hastanenin başka bir doktoru Dean Lynch yaptırır. Lynch boğazındaki
enfeksiyondan şüphelenerek mesai saatleri dışında hastanenin laboratuarında bir
hastasına ait olduğunu söyleyerek AIDS testi yapılmasını ister. Laboratuvardaki
bayan görevli bu isimde bir hastanın hastane kayıtlarında olmadığını anlayıp
Lynch’e imalı bir şekilde baktığında AIDS olduğunun yayılmasının olumsuz
sonuçlarını düşünen Lynch cebindeki neşteri kadının boğazına saplayarak onu
öldürür. Ceset bulunduğunda hastaneye gelen polisler herkesi sorguya
çekmelerine karşın bir ilerleme gösteremezler. Bu arada işadamı Harry O’Brian’ın
yeni doğan oğlu fidyeciler tarafından kaçırılınca polis gücünün önemli bir
bölümü bu olaya kaydırılır. Cinayet soruşturması Kate Hamilton’a devredilir.
Laboratuvar kayıtlarından o gece AIDS testi yapıldığını öğrenirler. Katilin
hastane çalışanlarından biri olduğundan emindirler.Cinayet gecesi nerede
olduğunu ispatlayamayan iki doktor –Morgan ve Lynch- vardır. Başka bir hemşire
daha boğazında neşter ile ölü bulunur. Dr. Morgan’ın eşcinsel barda olduğu
ortaya çıkınca şüpheler Lynch üzerinde yoğunlaşır. Kate ve iki arkadaşı
telefonla ulaşamadıkları Lynch’in evine giderler. Evden çıkışta Lynch, Kate’i
vurur. Kate hastaneye kaldırıldığında işini tamamlamak isteyen Lynch kendini
yurt dışına çıkış yapmış gibi göstererek hasteneye gelir. Kate tarafından öldürülür.
Diğer ekip de kaçırılan bebeği kurtarır.
DÖNÜŞÜM_Franz Kafka
✮✮✮
Annesi, babası ve kız kardeşi
Grete ile birlikte yaşayan Gregor Samsa, babasının borçlarını ödemek ve evin
geçimini sağlamak için yorucu yolculuklar yapan bir satış temsilcisidir. Bir
sabah kendini yatağında böceğe dönüşmüş olarak bulur. İlk başta gördüklerinin
gerçek olduğuna inanmaz. Fakat henüz hakim olamadığı bir çok bacağı vardır.
Üstelik sırtüstü yattığı için yuvarlak sırtı kalkmasına ve dönmesine olanak
sağlamaz. Her sabah işe gitmek için bindiği trenin saatinin çoktan geçtiğini
fark eder. Annesi geç kaldığı için kapıya vurmaya başlar. Kilitli kapının
arkasından oğlunu uyandırmaya çalışır. Gregor kalktığını söyleyerek annesini
savuşturur ancak sesi çok garip çıkmaktadır. Annesi onun hasta olduğunu
düşünür. Gregor büyük uğraşlarla yatağın kenarından kendini yere atar.
Zamanında iş yerinde olmadığı için onu kontrol etmeye firma temsilcisi
gelmiştir. Kilitli kapının dışında tüm konuşulanları duyar fakat onlarla
iletişim kuramaz. Güçlü çenesiyle kapının kilidini açar. Onu gören firma
yetkilisine durumunu açıklamak istese de Gregor’un üzerine doğru geldiğini
gören yetkili korkuyla evden kaçar. Babası Gregor’u sopa darbeleriyle odasına
geri sokar. Gregor’la kız kardeşi Grete ilgilenmeye başlar. Abisinin odasını
temizler, ona yiyecekler getirir. Zamanla Gregor’un iyileşeceğinden ümidini
kesen Grete kendine bir iş bulur. Annesi ve babası da iş bulmuştur.
Ailesinin daha önce maaşından da hatırı sayılır bir miktar
biriktirdiklerini öğrendiğinde Gregor bu parayla babasının borcunun
kapatılabileceğini ve böylece daha az çalışabileceğini düşünür. Grete abisine
eskisi gibi iyi davranmamaktadır. Gregor’un odası pislik içindedir. İş
bulduktan sonra abisinin evden atılması gerektiğini dile getiren ilk kişi
Grete’dir. Babası evlerinin bir odasını üç arkadaşa kiralar. Kiracılar
Gregor’dan haberdar olduklarında kaldıkları zaman için para ödemeyi reddederek
oradan ayrılırlar. Gregor artık diğerlerinin gözünde, onların hayatlarını
mahveden bir fazlalıktır. İnsani hassasiyetlerini kaybetmeyen Gregor ailesinin
değişimine tanık olmaktadır.Bir gece odasından çıkan Gregor, babasının gazabına
uğrayarak elma bombardımana tutulur. Sırtında açılan yara Gregor’un ölümüne
sebep olur. Gregor’un ölümüyle üzerlerinden büyük bir yük kalkan aile
bireyleri, evden tamamen taşınıp yeni bir hayat kurmaya karar verirler
21 Eylül 2017 Perşembe
KOLONİ_Grange
✮✮✮
Emekli
cinayet masası başkomiseri Lionel Kasdan’ın çeşitli işlerine yardımcı olduğu
kilisenin çocuk korosunu yöneten Goetz öldürülür. Polisler olayı araştırırken
Kasdan da kendi araştırmasını yapar. Eski görevi sayesinde güçlü tanıdıkları
vardır. Cinayetle ilgili ayrıntılara ulaşır. Cinayet yerinde otuz altı numara
ayakkabı izi bulurlar. Kasdan korodaki çocuklardan birinin cinayete şahit
olduğu düşüncesiyle onları sorgular fakat bir şey elde edemez. Aynı olayı
gayriresmi araştırdığını öğrendiği Çocuk koruma Bürosundan Cedric Volokine ile
birlikte çalışmaya başlarlar. Goetz’in Şili’de diktatörlük döneminin işkencecilerinden
biri olduğunu öğrenirler. Devamında üç kişi daha öldürülür. Kasdan ve Volokine
araştırmaları sonucu Şili’de insanlar üzerinde acı ve çığlık temelli deneyler
yapan Hartmann ismine ulaşırlar. Hartmann ve grubu Şili’den ayrılmak zorunda
kalınca Fransa’ya gelmişler, devletin izniyle
insanlardan uzak atıl bir bölgede özerk bir yapı oluşturmuşlardır. Çevreyi ihya
ederek yasal bir yapı gibi görünseler de özellikle çocuklar üzerinde
deneylerine devam etmişler ve çığlığı bir silaha dönüştürmeyi başarmışlardır.
Goetz bu grup için kilise korolarından mükemmel sesleri bulan kişidir.
Kendilerini ifşa edeceklerini düşündükleri için Goetz ve diğerleri ölümcül
çığlığa sahip bir çocuk tarafından öldürülmüştür. Kasdan ve Volokine onların
yaşadığı bölgeye gizlice girerler. Onların peşinden özel tim de baskın yapar.
Hartmann ölür. Bölge ele geçirilir. Peki kurbanlarının kulak zarını parçalayan
ve şiddetli bir acıyla ölümlerine sebep olan bu çığlığa sahip çocuk hangisidir?
16 Eylül 2017 Cumartesi
AKIL LABİRENTİ_Marcus Sakey
✮✮✮
Adam kendine
geldiğinde ıssız bir okyanus kıyısında çıplaktır ve boğulmak üzeredir.
Üşümüştür. Son bir gayretle sudan çıkar. Biraz ilerideki lüks bir otomobilde
Daniel Hayes adına düzenlenmiş bir ruhsat, üzerine uyan kıyafetler vardır. Bunların
kendine ait olup olmadığını bilemez, hafızasını kaybetmiştir. Sadece bir kadın
yüzü vardır geçmişine ait. Otomobilin sigorta kartında kayıtlı olan eve gider.
Evde kendinin ve hatırladığı kadının resimleri vardır. Karısı ünlü bir aktris
olan Laney Thayer’dir. Kendisi de ödüllü bir senaryo yazarıdır. İnternette
araştırma yaptığında karısının bir kaza geçirdiğini, otomobilinin uçurumdan
okyanusa düştüğünü, cesedinin bulunamadığını öğrenir. Ortadan kaybolması onu baş
şüpheli haline getirmiştir. Karısı kaybolduğu gün neredeyse tüm birikimlerini
harcayarak oldukça pahalı bir kolye almıştır. Bu arada Bennett isimli biri
Daniel’in avukatı ve arkadaşı olan Sophie’ye uğrar. Onu tehdit ederek Daniel’in
yerini ve kolyenin onda olup olmadığını sorar. Daniel, avukatı ile konuştuğunda
Bennett’ın kolye için karısını öldürdüğünü düşünür. Takip edilmektedir. Onu
takip edenin Bennett olduğunu anlar. Bir markette ondan kaçmaya çalışırken
öldüğünü düşündüğü karısı Laney ona yardım eder. Laney ona Bennett’ın elinde kendisinin
ünlü olmadan önce çekilmiş uygunsuz görüntülerin olduğu bir kaset olduğunu,
şantaj yapıldığını anlatır. Bennett’ı tuzağa düşürmek isterler ama bu Sophie’nin
hayatına mal olur. Kolyeyi vermek için yeni açılan bir gece kulübünde Bennett’la
buluşurlar. Daniel, daha önce Bennett’ı
vurma girişiminde bulunduğunu fakat onun gönderdiği bir kuryeyi öldürdüğünü öğrenir.
Karısı bu yüzden olayın başından sonuna dek polisleri bu işten haberdar
etmemiştir ve kendini ölmüş göstererek Bennett’dan kurtulacağını düşünmüştür. Daniel
bu kez daha iyi bir planla Bennett’ın karşısına çıkmıştır Onu vurur. Bennett
oldukça kirli bir geçmişe sahiptir. Polis olayı kapatır.
10 Eylül 2017 Pazar
TOPRAK ANA_Cengiz Aytmatov
✮✮✮
Tolganay'ın
hikayesini zaman zaman ziyarete geldiği tarlasıyla dertleşirken öğreniriz. Dedesinin
borçları yüzünden erken yaşta toprakla tanışan Tolganay kendisi gibi toprak
işçisi olan Suvankul'a aşık olur ve evlenirler. Tarlalarda çalışarak
geçimlerini sağlarlar. Üç çocukları olur. Traktör sürmeyi öğrenen Suvankul,
köye ilk traktörü getiren ekip başıdır. Aradan yıllar geçer. Çocuklar
büyür. Kasım babasının izinden giderek biçerdöver sürücüsü olur. Maysalbek
öğretmen olmak için, köy okulunu bitirince kente gider. En küçükleri Caynak
komsomol (genç komünistler birliği) da
görevlidir. Bir süre sonra Kasım Aliman’la evlenir. Tolganay, Suvankul,
Kasım ve Aliman hasat zamanlarını tarlada beraberce geçirirler, her şey
yolundadır. Hayat onlar için güzel giderken, bir gün tarlaya gelen bir Rus
askerinden savaş çıktığı haberini alırlar. Köydeki erkekler birer birer askere
çağrılır. Ve bir gün Kasım'ın da askerlik çağrısı gelir. Bütün aile ne kadar
üzülse de onu askere uğurlarlar. Aile daha sonra Maysalbek'ten de askere
çağrıldığını öğrendikleri bir mektup alır. Savaş tüm hızıyla devam ederken,
cephedeki erkek yetersizliğinden Suvankul da askere çağrılır. O günden sonra
ekip başı görevi Tolganay'a verilir. Tolganay tüm zorluklara rağmen var gücüyle
çalışır. Caynak zaman zaman eğitime çağrılan köyün genç delikanlıları
arasındadır. Bir gün, anasına eğitime gittiğini söyleyerek cepheye gider. Evin
bütün erkeklerini cepheye gönderen Tolganay, bir gün oğlu Kasım ve kocası
Suvankul'un şehit olduğu haberini alır. Şehit haberleriyle perişan olan
Tolganay ve gelini Aliman hayata kaldığı
yerden devam ederler. Ancak oğlu Maysalbek'ten geri dönüşü olmayan bir göreve çıkacağına dair
umutsuz bir mektup alır. Uzun süre
Caynak'dan da haber alamayınca onu da yitirdiğini düşünüp bütün umudunu
kaybeder. Tolganay cephede kaybettiği tüm erkeklerinin acısını gelini Aliman
ile dindirmeye çalışır, onu kızı gibi sahiplenir. Savaşın izleri yavaş yavaş
silinmeye başlar. Zaferin gelmesi yakındır. Cephelerden evlerine dönen
askerler, yeniden tarlalarda çalışmaya başlarlar. Tolganay gelini için
endişelenmektedir. Onun evlenmesi gerektiğini düşünür. Ancak Aliman evlenmek
istemez. Sonbahar aylarında sürü otlatmaya gelen bir çoban, Aliman'ı hamile
bırakır. Ancak Tolganay bu durumu çok sonraları öğrenir. Aliman'ın doğumu
yaklaştıkça Tolganay'a olan davranışları değişir. Tolganay bir gece Aliman'ı
doğum sancıları içerisinde bulur. Aliman hastaneye giderken, yolda doğum yapar
ancak ölür. Tolganay ismini Canbolat koyduğu torununu zorluklar içerisinde
büyütür.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)