29 Mart 2018 Perşembe

ESİR ŞEHRİN İNSANLARI_Kemal Tahir

✮✮✮

Abdülhamit döneminin en zengin vezirlerinden Selim Paşa’nın oğlu Kâmil Bey, Dünya Savaşı başladığında İspanya’ da bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu da savaşa dahil olduğunda hamile eşi ve gelecekleri için endişelenen Kâmil Bey, savaş bitene kadar Madrid’deki elçilikte gönüllü olarak görev yapar. Savaş bittiğinde ailesiyle birlikte İstanbul’a dönerler. Bir süre eşinin halasıyla birlikte yaşarlar. Halanın evinde kalmayı kendisine yediremeyen Kâmil Bey, ailesinden kalma eski evi tamir ettirir, ailesiyle birlikte oraya taşınır. Uzun zamandır ailesinin mallarıyla ilgilenmemiştir. Sahibi olduğu mal varlığını elden çıkarıp, para kazanmak ümidiyle avukatları gezen Kâmil Bey, bir gün liseden dostu Ahmet Bey’le karşılaşır. Milli mücadeleyi destekleyen bir gazete çıkaran ortak arkadaşları İhsan Bey hapsedilmiştir. Ahmet, gazetenin çıkarılması için İhsan’ın eşi Nedime Hanım’a yardımcı olmasını rica eder. Çalıştığı gazete sayesinde milli mücadele hareketine katılan Kâmil Bey, bir gün Anadolu’ya gidecek gizli bir evrakın teslimi yüzünden tutuklanır. Ondan istenen Nedime Hanım’ı ele vermesidir. Paşa oğlu olduğundan kendisine bir zarar verilmeyeceği söylenir. Hatta Roma Büyükelçiliği görevi teklif edilir. Ancak Kâmil Bey, milli mücadelecilere olan sadakatini korur. Harp divanında yargılanır ve yedi yıl kürek cezasına çarptırılır.

21 Mart 2018 Çarşamba

DELİKANLI_Dostoyevski

✮✮✮
Arkadiy Dolgorikiy, derebeyi Versilov'un gayri resmi çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Arkadiy’nin annesiyle ilk tanışması verildiği yurtta kendisini ziyaret etmesiyle olur. Versilov'un yurt ücretini aksatmasıyla, Arkadiy, yurdun sahibinden dayak yemeye başlar, aşağılanır. Kendisine uşak gibi davranılır. Arkadaşları tarafından dışlanır. Bu durum Arkadiy’in kendine özel bir “ülkü” geliştirmesine sebep olur. Çok zengin olacak ve o zaman kimseyi umursamadan kendi yalnızlığına çekilebilecektir. Lise eğitimini tamamlayınca babası tarafından Petersburg'a çağrılır. Annesi, babası ve kız kardeşi Lisa ile yaşamaya başlar. Versilov ona yaşlı bir prensin yanında iş bulur. Arkadiy çocukken birkaç kez gördüğü babasına hayrandır. Fakat onunla ilgili duydukları sonucu onun kötü biri olduğunu düşünür. Onu tanımak için gizliden gizliye onu araştırmaya başlar. Arkadaşı Kraft, ona bir mektup verir ve bu mektupla ne yapması gerektiğine kendisinin karar vereceğini belirtir. Bu mektup yüzünden Arkadiy, kendini büyük bir entrikanın içinde bulur.

14 Mart 2018 Çarşamba

TEK ADAM_Şevket Süreyya Aydemir

✮✮✮✮
Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam'da, değişen bir dünyada çöken bir dinsel-geleneksel imparatorluktan ve Sevr'i imzalamış olan bir kalıntıdan, yepyeni bir ulusun, yepyeni bir devletin doğuşunu anlatır.
İnsan kendini yapma kudretinin bir hammaddesidir. Tek adam,  bu hammaddeyi yoğurarak hem kendini yaratan, hem zuhuru, milletinin, kavminin, çağının tarihinde bir dönüm noktası olan adamdır. Mustafa Kemal, Tek Adam'dı. Çünkü şartlar, olaylar ve yaşadığı atmosfer içinde kendi hammaddesini yoğurarak kendi kendini yarattı. Mücadelesi milletinin kaderine damgasını vurdu ve hayatı, çağımızın yön tayin edici hadiselerinden biri oldu.”

7 Mart 2018 Çarşamba

ZÜLKARNEYN_İskender Türe

✮✮✮✮
“Bir de sana Zülkarneyn'i soruyorlar. De ki: “Size ondan bir hatıra okuyacağım.” O'nu biz dünyada kudret sahibi kıldık ve muhtaç olduğu her şeye ulaşacak bir sebep verdik.  O da (batıya doğru) bir yol tuttu.  Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara balçıklı bir gözede batmakta buldu, yanında (kafir) bir kavim gördü. Dedik ki: “Ey Zu'l-Karneyn, ya (onlara) azab edersin veya onların hakkında iyi davranırsın.” Zülkarneyn: "Her kim zulmederse, biz onu cezalandıracağız. Sonra o Rabbine döndürülür. O da kendisini görülmedik bir azaba uğratır" dedi.  "Her kim de iman eder ve salih amel işlerse ona mükafat olarak daha güzeli var. (Üstelik) ona emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz."  Sonra yine (doğuya doğru) bir yol tuttu.  Güneşin doğduğu yere ulaşınca onu, kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu.  İşte böyle. Şüphesiz biz onun yanındakileri ilmimizle kuşatmışızdır. Sonra (kuzeye doğru) bir yol tuttu.  İki seddin arasına ulaşınca, bunların önünde, neredeyse hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu.  Dediler ki: "Ey Zülkarneyn! Ye'cüc ve Me'cüc bu dünya'da bozgunculuk çıkarıyorlar. Onlarla bizim aramıza bir sed yapman karşılığında sana bir vergi verelim mi?" Zülkarneyn: "Rabbimin bana verdiği (imkan ve kudret, sizin vereceğinizden) daha hayırlıdır. Şimdi siz bana gücünüzle yardım edin de, sizinle onların arasına sağlam bir engel yapayım" dedi. "Bana demir kütleleri getirin" dedi. İki yamacın arasındaki boşluğu (dağlarla) bir hizaya getirince "körükleyin!" dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, "Bana getirin, üzerine eritilmiş bakır (katran) dökeyim."  Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.  Zülkarneyn: "Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin vaadi (kıyametin kopma vakti) gelince onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi haktır" dedi.”(Kehf Suresi, 83-98)
Onun bir peygamber mi, veli mi, yoksa bir kral mı olduğuna dair çeşitli rivayetler olsa da yazar, Kuran-ı Kerim’de hikayesi anlatılan Zülkarneyn’in kimliğinden ziyade yaptığı seyahatleri üzerinde  çalışarak klasik anlayıştan farklı sonuçlara ulaşmıştır.
Yazarın yorumuna göre güneşin battığı yere yapılan yolculuk, bilinen şekliyle dünyada bulunan ve güneşin batışının görüldüğü bir yere değil,  güneşiyle birlikte bir kara deliğe doğru çekilen gezegene yapılan seyahati temsil etmektedir. Aynı şekilde güneşin doğduğu yere yapılan yolculukta da gecesi olmayan bir gezegene seyahatin (çift güneşli bir sistem) anlatıldığını iddia eder. İki sedd arasına yapılan yolculukta ise dünya dışı canlıların Ye’cüc-Me’cüc kavminden kendilerini koruması için, Zülkarneyn’den, onların gezegeni ile kendi gezegenleri arasında set yapmalarını istediklerini anlatır.

2 Mart 2018 Cuma

DA VINCI ŞİFRESİ_Dan Brown

✮✮✮
Paris Louvre Müzesi müdürü Jacques Sauniere, ünlü simgebilim profesörü Robert Langdon ile buluşacağı gece, müzede bir cinayete kurban gider. Cesedin hemen yanında ise Sauniere’nin ölmeden hemen önce yazdığı bir mesaj vardır. Cinayet yerine getirilen Langdon’dan  mesajı çözmesi istenir. Langdon mesajı çözmeye çalışırken müzeye kriptoloji ajanı Sophie Neveu gelir. Öldürülen müze müdürü Sophie’nin büyükbabasıdır. Yazılan mesajda isminin geçmesi sebebiyle, Langdon soruşturmayı yürüten Yüzbaşı’nın gözünde bir numaralı cinayet zanlısıdır. Sophie ise mesajdan büyükbabasının cinayetini aydınlatmak için Langdon’dan yardım alması gerektiği sonucunu çıkarmıştır. Langdon ve Sophie, Sauniere’nin bıraktığı mesajın bir anagram yani şifre olduğunu keşfederler. Mesajda “Leonardo Da Vinci, Mona Lisa!” yazmaktadır. Müzedeki Mona Lisa tablosunun arkasında haçı andıran ve ortasında P.S. yazan bir anahtar bulurlar. Langdon’un tutuklanmasına engel olmak için birlikte müzeden kaçarlar. Anahtar Sauniere’in Zürih Emanet Bankası’ndaki kasasının anahtarı olduğunu anlarlar ve hemen bankaya doğru yola çıkarlar. Langdon ve Sophie kasayı açarlar ve içinden çıkan kutuyu alırlar. Artık onlar için  İsa Mesih’in “Kutsal Kase”sine ulaşacakları bir yolculuk başlar. Fakat ‘kutsal kase’nin peşinde olan yalnızca onlar değildir.