✮✮✮✮
Semerkant'a kısa bir süre önce
gelen Ömer Hayyam, sokakta İbn-i Sina'nın öğrencisi olan bir adamın dayak
yemesine dayanamayıp olaya müdahale eder. “Zındıkça” diye tabir edilen
şiirlerinden dolayı onu tanıyanlar apar topar kadı Ebu Tahir’in huzuruna
çıkarırlar. Ebu Tahir, Ömer Hayyam’ı oldukça iyi karşılar, dostça davranır.
Ömer Hayyam'a bir defter hediye eder. Ömer Hayyam, bu defteri herkesten
gizlediği rubailerini yazmak için kullanır. Selçuklu veziri Nizamülmülk’le
tanışan Hayyam bir buluşma talebi alır. Vezirle buluşmak için yola çıkan
Hayyam, kaldığı bir handa Hasan Sabbah ile tanışır. Nizamülmülk, Hayyam'dan
bilgilerini sunmasını ve hafiyelerin başı olmasını ister. Teklifi kabul etmeyen
Hayyam kendi yerine genç ve yetenekli Hasan Sabbah’ı tavsiye eder. Zaman
geçtikçe görevinde güçlenen Hasan Sabbah, sultan Melikşah’la arasını açtığı
vezir Nizamülmülk’le karşı karşıya gelir. Güç savaşını kaybeden Hasan Sabbah
ülkeden sürülür. Alamut’ta insanlarda dehşet uyandıran haşhaşi ordusuyla Hasan
Sabbah tekrar ortaya çıkar. Yıllar önce tanıştığı Ömer Hayyam’ı Alamut’a davet
eden Hasan Sabbah, istediğini elde edemeyince Hayyam’ın yazmasını ele geçirir
ve yazmanın peşinden Hayyam’ın da geleceğini ümit eder. Fakat Hayyam doğduğu
topraklara döner ve orada vefat eder. Yıllar sonra Moğol istilasına uğrayan
ülkede, Alamut Kalesi de nasibini alır. Kalenin eşsiz kütüphanesi yerle bir edilir ve Hayyam'ın tek eseri
olan Semerkant yazması esrarengiz bir şekilde yitip gider.
İkinci
bölümde Ömer Hayyam ve onun rubailerine hayran olan Amerikalı
Benjamin Omar Lesage'ın 1895 yılında Hayyam'ın tek el yazması eserine kavuşma
mücadelesi yer alır. Semerkant yazmasının peşinden İstanbul'a gelir, İran'da
demokratikleşme hareketleriyle tanınan ve ülkeden sürüldüğü için İstanbul’da
yaşayan Cemaleddin Afgani ile tanışır. Onun aracılığıyla Ömer Hayyam'a ait tek
el yazmasının İran'da bulunduğunu öğrenen Benjamin, yeniden yollara düşer. Ömer
Hayyam’ın yazmasını bulmak içim Prenses Şirin ona yardım eder. İran'a gelmesi
beklenen demokrasi için bir süre orada tanıştığı arkadaşlarıyla birlikte
savaşır. Fakat demokrasiye yeni kavuşan İran, Rus ve İngiliz baskılarına yenik
düşerek rejim değiştirir. Umutları yıkılan Benjamin ve Şirin, yanlarında
Hayyam’ın el yazmasıyla soluğu Batı'da alırlar ve evlenirler. Amerika’ya gitmek
için Titanic'le yaptıkları yolculuk büyük bir felaketle sonuçlanır. Buz dağına
çarparak batan gemiden kurtulmayı başarsalar da Hayyam’ın Semerkant Yazması
onlar kadar şanslı değildir.