1952
yılında Urla’da tütün piyasasının açılması ocak ayının ikinci
haftasını bulur. Tüm ümitlerini tütünden gelecek paraya bağlamış olan köylüler sigara
dumanından göz gözü görmeyen kahve köşelerinde bekleyip, eski bir radyo ile
sabahtan akşama kadar haber bültenlerini dinlerler. Kendi aralarında tahmini
fiyatlar belirlerler. Fakat Tekel’in saptadığı fiyatlar çok düşüktür. Urlalı
ekiciler tütünlerini satmamaya karar verirlerse de, direnmeleri kısa sürer.
Komşu ilçelerde satışlar sona ermek üzeredir. Urlalılar da örgütsüz, yetersiz
boykotlarından ister istemez vazgeçip tütünlerini satarlar. Sadece arabacı
Yusuf sözünün eri çıkar, ne çabalarla yetiştirdiği yedi balya tütünü, yok
pahasına tüccara kaptırmaktansa, meydana getirip gözler önünde yakar.
Tütün
fiyatının belirleneceği gergin bekleyişin yanı sıra, ekici Ferit Taşçı ile
nikâhlandığı halde bir türlü birleşemeyen Binnaz’ın aşkları, ilçe Sağlık
Merkezi başhekiminin mutsuz evliliği, yalnızlığı ve İzmir Milletvekili Bedri
Alagöz’ün ekicileri atlatması gibi yan olaylarla zenginleştirilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder