9 Mart 2017 Perşembe

USTAM VE BEN_Elif Şafak

✮✮✮✮
Cihan Hintli bir çocuktur ve üvey babasına bir savaş fili emanet edilir. Filin beyaz ve olağandan ufak bir yavrusu olur. Cihan beyaz fili çok sever ve ona çok iyi bakar. Bu sırada Şah, Kanuni Sultan Süleyman’a farklı bir hediye vermek ister ve bunun üzerine namı her yere yayılan beyaz fil akla gelir. Cihan istemese bile beyaz fili onun elinden alırlar ve İstanbul’a göndermek üzere hazırlarlar. Cihan beyaz fili Çota'nın yanında gizlice gemiye binerek saraya gelir ve filin bakıcısı olarak sarayın hayvanat bahçesine yerleşir. Bu süre zarfında Sultan Süleyman hiç kendisine hediye edilen fili görmeye gelmez fakat kızı Mihrimah sık sık ziyaret etmeye başlar. Mihrimah her geldiğinde Cihan uydurma hikayelerle birlikte kendi hikayesini de anlatır. Hiç beklenmedik bir gün Hürrem sultan gelir Cihan'ın yanına ve Çota'nın marifetlerini söylemesini ister. Ne diyeceğini bilemeyen Cihan Çota'nın savaş fili olduğunu söyleyiverir. Söylemesiyle birlikte kendilerini savaşta bulurlar.Orduyla birlikte savaşa giden Cihan ve Çota ordunun geçemediği bir nehirden dolayı beklemek zorunda kalırlar. Köprü yapımı için dönemin ünlü mimarı olan Mimar Sinan çağrılır. Cihan köprü yapımında taşıma işlerinde filin ona yardımcı olacağını söyler. Cihan’ın ara ara gönderdiği çizimler Mimar Sinan tarafından beğenilince onun çıraklarından biri olur. Eğitim için çırak Davut ile Roma’ya gönderilir. Döndükten sonra Mimar Sinan'ın inşaatlarında sürekli çalışmaya devam eder. Süleymaniye , Selimiye derken inşaatlarda sürekli açıklanamayan kazalar olmaya başlar ve Cihan bunların bilinçli yapıldığını tahmin etmekte zorlanmaz fakat kimin yaptığını bilemez. Mimar Sinan hayata gözlerini yumduğunda.  vasiyeti açılır ve mimarbaşı olarak Davut'u seçtiği söylenir. Zamanla Davut devlet makamında iyice yükselir. Onunla çalışmaya başlayan Cihan açıklanamayan kazaların sebebinin Davut olduğunu ve Sinan’ın mimarbaşı olarak aslında kendisini seçtiğini öğrenir. Konumundan dolayı Davut'un yanına yaklaşamaz. Cihan şehri terk eder, Avrupa'ya gider. Farklı farklı diyarlarda gezip oralarda çalışan Cihan,  Hindistan'a döner. Şah Cihan'ın ölen eşi için yaptırdığı Tac Mahal'de sermimar olarak görev alır. Orada bir hanımla evlenir ,çocukları olur. Bir gün Tac Mahal'in kendi tasarımı olan kubbesini izlerken artık bu dünyadan gitmenin vakti geldiğini düşünür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder