Cihan
Hintli bir çocuktur ve üvey babasına bir savaş fili emanet edilir. Filin beyaz
ve olağandan ufak bir yavrusu olur. Cihan beyaz fili çok sever ve ona çok iyi
bakar. Bu sırada Şah, Kanuni Sultan
Süleyman’a farklı bir hediye vermek ister ve bunun üzerine namı her yere
yayılan beyaz fil akla gelir. Cihan istemese bile beyaz fili onun elinden
alırlar ve İstanbul’a göndermek üzere hazırlarlar. Cihan beyaz fili Çota'nın yanında
gizlice gemiye binerek saraya gelir ve filin bakıcısı olarak sarayın hayvanat
bahçesine yerleşir. Bu süre zarfında Sultan Süleyman hiç kendisine hediye
edilen fili görmeye gelmez fakat kızı Mihrimah sık sık ziyaret etmeye başlar.
Mihrimah her geldiğinde Cihan uydurma hikayelerle birlikte kendi hikayesini de
anlatır. Hiç beklenmedik bir gün Hürrem sultan gelir Cihan'ın yanına ve
Çota'nın marifetlerini söylemesini ister. Ne diyeceğini bilemeyen Cihan
Çota'nın savaş fili olduğunu söyleyiverir. Söylemesiyle birlikte kendilerini
savaşta bulurlar.Orduyla birlikte savaşa giden Cihan ve Çota ordunun geçemediği
bir nehirden dolayı beklemek zorunda kalırlar. Köprü yapımı için dönemin ünlü
mimarı olan Mimar Sinan çağrılır. Cihan köprü yapımında taşıma işlerinde filin
ona yardımcı olacağını söyler. Cihan’ın ara ara gönderdiği çizimler Mimar Sinan
tarafından beğenilince onun çıraklarından biri olur. Eğitim için çırak Davut
ile Roma’ya gönderilir. Döndükten sonra Mimar Sinan'ın inşaatlarında sürekli
çalışmaya devam eder. Süleymaniye , Selimiye derken inşaatlarda sürekli
açıklanamayan kazalar olmaya başlar ve Cihan bunların bilinçli yapıldığını
tahmin etmekte zorlanmaz fakat kimin yaptığını bilemez. Mimar Sinan hayata gözlerini
yumduğunda. vasiyeti açılır ve mimarbaşı
olarak Davut'u seçtiği söylenir. Zamanla Davut devlet makamında iyice yükselir.
Onunla çalışmaya başlayan Cihan açıklanamayan kazaların sebebinin Davut
olduğunu ve Sinan’ın mimarbaşı olarak aslında kendisini seçtiğini öğrenir. Konumundan
dolayı Davut'un yanına yaklaşamaz. Cihan şehri terk eder, Avrupa'ya gider.
Farklı farklı diyarlarda gezip oralarda çalışan Cihan, Hindistan'a döner. Şah Cihan'ın ölen eşi için
yaptırdığı Tac Mahal'de sermimar olarak görev alır. Orada bir hanımla evlenir
,çocukları olur. Bir gün Tac Mahal'in kendi tasarımı olan kubbesini izlerken
artık bu dünyadan gitmenin vakti geldiğini düşünür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder