Medresede, zamanla kaynaşıp dost olan Nizam-ül Mülk, Ömer
Hayyam, Hasan Sabbah kendi aralarında, ilerde iyi bir mevkiye gelen ilk kişinin
diğerlerine de yardım edeceğine dair yemin ederler. Uzun zaman sonra Nizam-ül
Mülk vezir, Ömer Hayyam ünlü bir matemetikçi ve astronom olur. Nizam-ül Mülk,
Hasan Sabbah’ın sarayda bir göreve gelmesini sağlar ancak zamanla kıvrak
zekasıyla sivrilen Hasan Sabbah, Nizam-ül Mülk’ün yerini tehdit etmeye
başladığı için onu saraydan uzaklaştırır. Hasan Sabbah, Ömer Hayyam’ın yanına gider
ve onun zevk-ü sefa içinde yaşadığı hayatı görür. Bir süre sonra gittiği Rey
şehrinde Alamut adında zaptı imkansız denecek kadar zor bir kale vardır. Kaleye girer ve hileyle ele geçirir. Burada, kendisini
İsmaililerin bekledikleri peygamber ilan eder ve bu sıfatla birçok yandaş toplar,
fedailer yetiştirir. Kalenin arkasındaki bahçeleri güzelleştirerek tam bir cennet havasına sokar.
Köle kızları da cennetinin hurileri olarak buraya yerleştirir. Fedailerini
çağırarak onlara cennetin kapılarını açacağını söyler. Uyuşturucu haplar
vererek gizli bahçelere dek onları uyumuş vaziyette kölelerine taşıtır. Fedailer
uyandıklarında hepsi birbirinden habersiz, ayrı ayrı yerlerde, başlarında birbirinden
güzel ve çekici huriler hazır bekler vaziyette bulurlar. Yine uyutulup oradan
çıkarıldıklarında hepsi hurilerine kavuşmak arzusuyla yanıp tutuşan birer
yürüyen ölüm olmuşlardır. Giderek büyüyen bu tarikat tehlikesine karşı
Selçuklular harekete geçer. Hasan Sabbah en gözde fedaisi İbn-i Tahir’i yanına çağırır
ve kenarında zehirli küçük bir hançercik gizlenmiş bir mektupla O’nu, kendisine
büyük bir kuvvetle saldırmaya hazırlanan Nizam-ül Mülk’ü öldürmeye yollar. Uyuşturucunun
etkisi ve cennetin hayaliyle yola çıkan İbn-i Tahir zehirli hançer ile veziri
kulağından yaralar. Baş Vezir, ölmeden önce tüm yaşadıklarının yalan olduğunu ve onun
bir sahtekar olduğunu İbn-i Tahir’e anlatır ve geri dönüp onu öldürmesi için
serbest bırakılmasını emreder. Hasan Sabbah’a ulaşan İbn-i Tahir, onu
öldüremez ancak Hasan Sabbah gerçekte ne için yaşadığını anlatıp, yaşam
felsefesini ona aşılar ve onu göndererek kendisini yetiştirmesini ister ve bir
gün kendi yerine geçeceğini söyler. Hasan Sabbah, hedefine ulaşmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder