Harvard
Simgebilim Profesörü Robert Langdon’a sabahın erken saatinde telefon gelir. En
yakın arkadaşlarından biri olan Peter Solomon adına sekreteri Langdon’u
Wahington’daki konferansta konuşma yapması için çağırır. Langdon konferans
salonuna geldiğinde salonda kimseyi bulamaz. Neler olduğunu anlamaya çalışırken
giriş salonunun ortasında kesik bir el ortaya çıkar. El Peter’a aittir. Onu
telefonla arayan biri (Malakh) arkadaşını tekrar görmek istiyorsa
Washinton’daki gizlenmiş sırrı gece yarısına kadar bulmasını ister. İnanılan
gizlenmiş sır insana olağanüstü bir güç bahşedecek olan “kayıp kelime”dir. Bu
sırrı bulmak için Washinton’da gizlenmiş olan piramidin bulunması gerekmektedir.
Piramit aslında bir haritadır ve sırrın nerede saklı olduğunu gösterir. Langton
birbiri ardına çeşitli ipuçlarını değerlendirerek piramidi bulur, şifreyi
oluşturur ve Malakh’a söyler. Malakh’ın tüm vücudu dövmelerle kaplıdır. Başının
tam üzerinde kalan boş alanı gizlenmiş sırla tamamlayacak, kendi bedenini adak
olarak sunacak ve dönüşümünü tamamlayacaktır. Fakat işler düşündüğü
gibi ilerlemez. Çıkan karmaşa sonrası ölür. Langdon şifreyi bulmuştur fakat
gizlenmiş sır için Peter ona çok daha farklı bir bakış açısı sunar.
LAUS
DEO “Tanrı’ya şükürler olsun.”
“Başlangıçta
kelime vardı. Kelime yolu aydınlatacak.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder