27 Haziran 2017 Salı

YALNIZIZ_Peyami Safa


✮✮✮✮
Eski Yanya Valisi olan  babalarından kalan servetle Samim, Besim ve Mefharet, varlıklı bir hayat sürmektedirler. Mefharet, kocasını genç yaşta kaybetmiş, kızı Selmin ve oğlu ile bekâr olan ağabeyi  Samim ve erkek kardeşi Besim ile oturmaktadır. Selmin, Paris'e gidip orada yaşayabilmek için annesine birinden hamile kaldığını söyler. Mefharet fenalıklar geçirir ve o erkeğin kim olduğunu öğrenmeye çalışır. Gerçekleşen olaylar yüzünden ve şüpheci kişiliğinden dolayı kızını hamile bırakanın ağabeyi Samim olduğunu düşünür ve bu şüphesini Besim ile paylaşır.  Besim bunun mümkün olmayacağını söylese de  Mefharet şüphelerini gidermek için Samim’in kilitli dolabını gizlice açarak Simeranya’yı alır ve okumaya başlar. Samim defterinde, Simeranya adında kurduğu hayali dünyasından ve aşkından bahsetmektedir. Mefharet defteri okuduktan sonra bu aşkın kızı olduğuna inanır. Besim ise öyle olmadığına ablasını inandırmaya çalışmaktadır. Selmin, bu yalanı annesine bir ders vermek için uydurmuştur. Bir gün Ferhad, Selmin ve Mefharet otururken, Ferhad’ın Arnavutlar hakkında olumsuz sözler söylemesi Arnavut kökenli olduğunu ve bir Paşa torunu olduğunu düşünen Mefharet’i kızdırmış ve Ferhad’ı evden kovmuştur. Selmin ise gayri meşru cocuğunu Paris'te gizlice doğurmak bahanesiyle Paris'e gitmeyi planlamaktadır.  Samim’in kızı yaşında olan Meral adında, hoppa ve hırslı bir  genç bir sevgilisi vardır. Meral, Selmin’in okuldan arkadaşıdır ve Ferhad’ın kız kardeşidir. Aynı zamanda Samim’in eski sevgilisi olan Necile’nin de kızıdır. Necile evli iken eşini aldatarak Samim ile birlikte olmuştur. Kuvvetli bir ihtimal var ki Meral, Samim’in kızıdır.(Romanda bu asla dile getirilmemiştir) Meral’in yaşlı bir adamla parasi için sevgili olan Feriha adında bir arkadaşı vardır. Her İstanbul’a gelişinde, Feriha kişiliğinin, gösteriş meraklılığının verdiği coşkunlukla Paris’in tüm ihtişamını Meral’e anlatmaktadır. Feriha, yaşlı ve zengin olan Şakir adında birisinin  Meral’e talip olduğunu Meral’e iletir. Meral, Paris ve Samim arasında bir tercih yapamamaktadır. Cemiyet tarafından dışlanan biri olup olmamak, Paris veya Samim'den birini tercih etmek hususunda kararsız kalmaktadır. Bunalmıştır, Paris’e kaçmaya karar verir. Bir gece tüm hazırlıklarını yapar ancak ağabeyi Ferhad onun kaçmasını engeller. Meral, depresyon geçirir. Tek kurtuluşun intihar etmek olduğunu düşünerek bir mektup yazar fakat sonra yaptıklarını düşünür, hatasını anlar. İntihardan vazgeçmiştir. Sigara içmek İsterken çakmağından dökülen benzinle tutuşan çarşafın alevleri içinde kalan Meral, yanarak ölür. Meral'in annesi Necile ile dadısı aynı anda ve  ikisi beraber Meral’in kötü olduğunu hisseder ve Meralın evine telefon ederler. Meralın yanarak öldüğünü öğrenirler. Samim’i çağırırlar. Samim daha eve gelmeden Necile hanım kalp krizi geçirir ve ölür. Samim geçmişe dair hayaller görür. Ama bu hayallerinde Meral değil hep Necile vardır. Necile’yi çok sevmiştir. Samim her iki sevdiğini aynı gün aynı anda yitirmiş bir adamdır. 


24 Haziran 2017 Cumartesi

GÖZ_Stephen King

✮✮✮✮
Carrie, olağanüstü dindar ve bağnaz annesi ile yaşayan telekinetik güçleri olan bir ergendir. Okulda ise bakımsız ve sarsak olduğu için alay konusudur. Annesi ona toplum içinde davranışlarla ilgili hiçbir şey öğretmediği için çok çekingendir. Her fırsatta alay edilir, gülünür. Annesi Carrie' ye hiç bir zaman kadın olmayı öğretmemiştir. Adet kanını bile bilmez. Ona bol elbiseler giydirir. Kadınlık ve  nişaneleri bir lanet gibi algılanır annesi tarafından. Carrie okulun beden eğitimi dersi sonrası kullanılan duşunda ilk kez adet görür, öleceğini sanarak ağlamaya başlar. Diğer kızlar bunun üzerine Carrie ile daha çok alay ederler. Annesi kendi gençliğinde kadınlığı ile mücadele etmiştir. Birbirlerine hiç dokunmayacaklarına söz vererek evlendikleri halde kocasından çocuk sahibi olarak kadınlığına mağlup olmuştur. Carrie her zaman bu günahın ve utancın simgesidir onun için. Carrie' yi evde doğurmuştur, utancını kimseye göstermek istememiştir. Carrie ne kadar  annesi tarafından bastırılmış da olsa kadınlığı ile barışmaya kararlıdır. Duşta Carrie’ye yapılanlardan pişman olan kızlardan biri, erkek arkadaşından Carrie’yi yıl sonu balosuna davet etmesini ister. Carrie baloya davet eden çocuğun sadece acıma ile bu teklifi yaptığını bilse de kabul eder. Carrie baloya kendi diktiği güzel bir elbise ve yakışıklı bir kavalye ile gider. Balonun kral ve kraliçesi seçilirler. Sahneye çıkıp alkışlanırken tepelerinden onları sırılsıklam edecek kadar kan boşaltılır. Onu yine kandırıp budala yerine koymuşlardır. Herkes gülmeye başlar. Kan ve gülüşmeler Carrie’yi çileden çıkarır. Güçleriyle salonda büyük bir yangın çıkarır. Dışarıda akaryakıt istasyonlarını, elektrik trafolarını, yangın musluklarını patlatır. Kasabayı büyük bir felakete sürükler. Annesini öldürdükten sonra kendisi de ölür.

22 Haziran 2017 Perşembe

BİR ÇİFT YÜREK_Marlo Morgan

✮✮✮✮✮

Gerçek bir olaya dayanan romanda Doktor Marlo Morgan bir süreliğine Avustralya’da çalışması için teklif alır. Hayatında bir değişiklik yapmak isteyen Morgan bu teklifi kabul eder ve birkaç seneliğine kalmak için Avustralya’ya yerleşir. Avustralya’da çalışmalarını sürdürürken; Avustralya’nın yerli halkı olan Aborjinlere Amerikalıların Kızılderililere davrandıkları gibi kötü davranmalarından etkilenir. Onların sorunları ile ilgilenmeye başlar ve yerli halkın yaşantısına olan merakı gitgide artar.Onun ilgisini fark eden bir grup Aborjin kabilesi onu bir toplantıya davet ederler. Morgan Aborjinlerle tanışacağı ve onlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olacağı için bu toplantıya özel bir şekilde hazırlanır.Toplantı beklediği gibi gerçekleşmez. Bir Aborjin eski bir jiple gelerek Morgan’ı toplantı yerine götürmek için alır. Uzun bir süre çölün ortasında gittikten sonra toplantı yerine geldiklerinde yazar kendisini bir grup yerli ile ıssız çölün ortasında bulur.Yerlilerin arasına kabul edildikten sonra tüm eşyaları yakılır. Bir bez parçası ile yalın ayak kalan Morgan’dan kendileri ile birlikte yapacakları yürüyüşe gelmelerini isterler. Bu kabilede insanlar isimlerini hayatları süresince yapmış oldukları işlere veya olaylara göre almakta ve değiştirebilmektedir. Bu nedenle; modern toplumdan geldiğinden ve insan olarak sahip olması gereken değerleri köreldiğinden Morgan’a “mutant” adını takarlar ve onun tekrar yaşamın gizemini görmesini sağlayarak değişime uğratırlar. Yazar yolculuk boyunca önceden ilkel olarak gördüğü bu insanların doğa ile nasıl iç içe yaşadıklarını; bu kupkuru çölde asla aç ve susuz kalmadıklarını; konuşmadan birbirleri ile iletişim kurduklarını; karşılaştıkları her tür sağlık sorununu çözecek bir birikime sahip olduklarını; hırs, kin, nefret, saldırganlık gibi olumsuz duygularının olmadığını; asla yalan söylemediklerini; hiç bir olayı veya kişiyi yargılamadıklarını; dünyada olup biten her şeyden haberdar olduklarını ve daha bir çok olağanüstü yetenekleri olduğunu hayretle görür.Dört ay süren bu uzun yolculukta Aborjinler onu kendilerinden biri olarak kabul ederek ona zorluklarla nasıl mücadele edeceğini, çölün çorak coğrafyasında bitkiler ve hayvanlarla nasıl uyum içinde yaşanacağını öğretirler. Aborjinlerden öğrendikleri ile birlikte insan olarak sahip olması gereken değerleri tekrar kazanır. Bunun üzerine kabilenin şefi tarafından her iki toplumun kültürünü anlaması ve içinde barındırmasından dolayı “Bir Çift Yürek” ismi verilir. Yürüyüşün sonunda Aborjinler için kutsal olan mekana varırlar. Morgan’ı mesajcı olarak seçmişlerdir. İnsanların uygarlık, gelişim adı altında doğanın dengesini bozduklarını ve her şeyi tüketmekte olduklarını, bunun için dünyada ki varlıklarını bitirmeye karar verdiklerini açıklarlar. Çünkü kendilerinden sonra gelecek nesile yaşam için fazla bir şey kalmamıştır.


17 Haziran 2017 Cumartesi

UMUT_Ayşe Kulin

✮✮✮✮

Zeki Salih Bey (yazarın baba soyağacı) Bosna’nın karışmasından sonra eşinin ısrarlarına dayanamayarak İstanbul’a göç eder.(1908) İstanbul’a alışmaya çalışırlarken Bosna’nın tek kurşun atılmadan terk edilmesi aileyi çok sarsmıştır. Bosna’da geniş topraklara sahip olan Zeki Salih Bey daha önce bir işte çalışmamıştır. Onlar için zor günler başlar. Zeki Salih Bey’in 3 çocuğu vardır. Nusret, Saadet ve Muhittin.

Çöken imparatorluğun son maliye nazırı Ahmet Reşat (yazarın anne soyağacı) sürgünden döner.(1928) Ahmet Reşat’ın üç çocuğu vardır, Leman, Sabahat ve Suat. Saraylıhanım, torunu Kemal’in ölümünden sonra hastalığı ilerlemiş, bunamaya başlamıştır. Mehpare de oğlu Halim ile konakta yaşamaktadır. Oğlunun gün geçtikçe kendisinden uzaklaştığını düşünen Mehpare konaktan ayrılmak için Galip Bey’le evlenir. İkinci oğlu olur.
Sabahat’ın okul arkadaşı Aram, onun yeğenleri Sitare ve Bülent’e özel ders vermektedir. Zamanla aralarında imkansız olan bir aşk doğar.İmkansızdır çünki Ahmet Reşat, Aram’ın Ermeni olmasından dolayı şiddetle karşı çıkar. Sabahat’le yaptıkları bir tartışma sonucu Ahmet Reşat intihara kalkışınca  Sabahat, Aram’dan uzak kalmak için eniştesinin Kıbrıs’ta bulduğu iş teklifini kabul edip oraya yerleşir. Aram ise askere gitse de  sürekli mektuplaşırlar.
Zeki Salih Bey’in oğlu Muhittin okur ve başarılı bir mühendis olur. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde çalışır. Evlenme yaşı gelmiştir. Ahmet Reşat’ın damadı Mahir vefat ettiğinde kızı Leman bunalıma girer. Evden uzaklaştırmak için Leman ve onun kızı Sitare Ankara’ya kardeşi Suat’ın yanına gönderilir. Sitare genç yaşta babasız kalınca annesine evlenmek istediğini gelen teklifleri değerlendireceğini söyler ve Sitare kendinden yaşça büyük olan Muhittin ile tanıştırılır. Muhittin Sitare’yi görür görmez aşık olur ve evlenirler. Ayşe adını verdikleri bir kızları olur.

16 Haziran 2017 Cuma

VEDA_Ayşe Kulin

✮✮✮✮
Son Osmanlı Maliye Nazırı Ahmet Reşat Paşa’nın konağında; eşi Behice, kızları Leman ve Suat, Ahmet Reşat Bey’i yetiştiren büyük teyze Saraylı Hanım ve çocukların bakımıyla ilgilenen uzaktan akrabaları Mehpare yaşamaktadır. Ahmet Reşat Bey’den habersiz, Saraylı Hanım’ın torunu Sarıkamış gazisi Kemal konağın çatı katında hasta olarak kalmaktadır ve bakımıyla Mehpare ilgilenmektedir. Kemal, ülkenin işgalden kurtuluşu için çalışan gizli derneklere yardım eder ve işgalci güçler tarafından arandığı için gizlenmek zorundadır. Mehpare ile Kemal arasında bir aşk doğar, Mehpare hamile kalır. Ahmet Reşat Paşa’nın Kemal’den haberi olduğunda birinin saltanat, diğerinin milliciler yanında olması nedeniyle gerginlik olur. Oysa Paşa, Anadolu’daki milli orduya gizliden maddi ve manevi destek sağlamaktadır. İşgal kuvvetlerinin Meclis-i Mebusan’ı dağıtmasından sonra konağın aranacağını düşünen Kemal, Mehpare ile arkadaşının kız kardeşi olan Azra Hanım’ın konağında saklanır. Azra Hanım’ın konağı, işgal kuvvetlerinin baskınına uğrayınca Kemal ile Mehpare tekrar Ahmet Reşat Paşa’nın konağına kaçmayı başarırlar. Azra Anadolu’daki milli mücadeleye katılmak için Antep dolaylarına gider. Kemal de artık iyileştiğinden milli mücadelede daha etkin bir görev almak üzere arkadaşı Mahir’in yardımıyla Anadolu’ya geçer ama gitmeden önce dayısından izin alarak Mehpare ile evlenir. Telgraf ağı kurmak için Eskişehir’e gidişinden bir süre sonra konağa ölüm haberi ulaşır. Milli mücadele, ülkenin işgalden kurtuluşu ile sonlanır, padişah ülkeyi terk eder. Savaşta milli ordunun yanında yer almayanlar Ankara hükümeti tarafından vatan haini ilan edilir. Ahmet Reşat Efendi de vatan haini ilan edilme tehlikesiyle karşılaşır ve kaçmak zorunda kalır. Ahmet Reşat Bey, gitmeden önce konak halkını Mahir’e emanet eder. Mahir, Ahmet Reşat’ın büyük kızı Leman Hanım ile evlenmek için izin ister. Mahir ile Leman’ın nikahı hemen kıyılır ve Ahmet Reşat Bey, bir vapurla ülkeyi terk eder.


13 Haziran 2017 Salı

DİJİTAL KALE_Dan Brown

✮✮✮
Susan, NSA’da, şifre çözüm merkezi olan Kripto katında çalışan oldukça zeki bir bayandır. Susan, David Becker adında bir dil profesörü ile birliktedir. Susan'ın komutanı olan müdür yardımcısı Strathmore, o ana kadar kadar Susan'ı hep kollamış ve yükselmesinde ona yardımcı olmuştur.Yazılım uzmanı olan Tankato, NSA, TRANSLTR olarak adlandırdığı dev bilgisayarla şifre çözümü gerçekleştirdiğinde bu şifre çözümünün kişilerin özel hayatlarını taciz ettiği görüşündedir ve NSA’dan ayrılır. Strathmore, Tankato'nun çözülemeyen bir şifre sistemi geliştirdiğini öğrenir. DİJİTAL KALE. Tankato imkansızı başarmıştır ve bunu internet üzerinden satışa çıkarır. Strathmore dijital kaleyi internetten indirip şifresini kırmaya çalışır. TRANSLTR en fazla 10 dakikada şifreyi çözebildiği halde  sistem dijital kaleyi kabul etmez. Dijital kale Mutasyon dizgilerinden oluşur ve mutasyon dizgileri virüslerin ana temelidir. Bundan dolayı Strathmore TRANSLTR’ın virüs koruma programı olan Koridoru devre dışı bırakır ve dijital kalenin şifresinin kırılması için beklemeye başlar.Tankato’nun ölüm haberi geldiğinde Strathmore dijital kalenin geçiş anahtarını bulması için David'i gönderir. David, Tankato' nun tüm eşyalarını araştırır,yüzüğünün kayıp olduğunu öğrenir, peşine düşer.Bir katil David'i takip etmektedir. Çok geçmeden Susan ve Strathmore dijital kale diye bir şey olmadığının farkına varırlar. Tankato onlara bir oyun oynamıştır. Bir virüsü şifreleyerek onu açık arttırmaya çıkarmıştır. Strathmore'nun dijital kaleye sahip olmaya çalışacağının farkındadır ve öyle olmuştur. Strathmore’un digital kaleyi çözmek için koridoru devre dışı bırakmasıyla bilgi bankası tehlike altındadır. TRANSLTR’da patlama olur ve Strathmore ölür. Susan son anda kurtulur. Ana bilgi bankasına gittiğinde  Dijital Kale’nin  bir virüs değil solucan olduğunu ve sistemin güvenlik kalkanlarını yok etmek için programlandığını bu sayede isteyen herkesin NSA bilgi bankasındaki gizli bilgilere ulaşabileceğini öğrenir. NSA Müdürü Fauntin'in emri üzerine iki ajan, David Becker'ı geri getirmek üzeredir. Kiralık katil ölmüştür. Becker yüzüğü ele geçirmiştir. Yüzükte "bekçilere kim bekçilik edecek" yazar. Bir süre sonra bu cümleden yola çıkarak şifreyi oluştururlar ve solucan durdurulur.


10 Haziran 2017 Cumartesi

TENEKE_Yaşar Kemal

✮✮✮✮
Çukurova ilçelerinden birinde kaymakam yoktur. Tahrirat katibi Resul Efendi kaymakam vekilidir. Çeltik ekme zamanı geldiğinden ruhsatiye için müracaatlar başlamıştır. Çeltikçilerin düzenbazlıklarını, arazilerin kanuna uygunsuzluğunu bilen Resul Efendi, bu kirli işlere bulaşmak istemez, işleri sürüncemede bırakarak yeni kaymakamı bekler. İlçeye atanan kaymakam, fakülteyi yeni bitirmiş Fikret Irmaklı’dır. Kasabanın en güzel binasını kaymakam için dayayıp döşerler. Tren istasyonunda birçok otomobil ve otobüs ile karşılarlar. Birlikte yerler, içerler, sohbet ederler. Ağalar, kaymakama yaranmak için her olanağı kullanırlar. Kaymakam da bu işte acemi olduğundan ve  Çeltik Yasası’nı incelemediğinden ruhsatiyeleri okumadan imzalar. Okçuoğlu adlı bir çeltik ağası, ruhsatına dayanarak, arazinin içinde kalan Sazlıdere köyünü boşalttırmak, her yere çeltik ekmek ister. Sazlıdere köylüleri direnirler; çünkü, yasa gereğince çeltik tarlalarının köye 3 km uzaklıkta olması gerekmektedir. Bu arada kaymakamın çeltik ağalarından rüşvet aldığı dedikodusu yayılır. Kaymakam farkında olmadan ağaların tuzağına düşmüştür. Resul Efendi kaymakamın gençliğine, acemiliğine, saflığına dayanamayıp tüm olup bitenleri ona anlatır ve okuması için çeltik yasasını verir. Kaymakam yasayı okuyunca çeltik ağalarıyla olan ilişkisini keser. Okçuoğlu ise Sazlıdere’yi göl haline getirir. Köy su altında kalır. Sıtma tehlikesi baş gösterir. Köylüler çamur içinde  topluca kaymakama çıkıp durumu anlatırlar. Kaymakam çeltikçilere verdiği ruhsatları geri alır. Rüşvet teklif edilir, evi taşlanır, penceresine kurşun yağdırılır ama kaymakam yasalardan şaşmaz. Bu kez çeltik ağaları izinsiz, ruhsatsız bütün sahaları sulamaya, ekmeye başlarlar. Yine su içinde kalan Sazlıdere köylüleri,  silahlanıp Okçuoğlu’nun su bendlerini denetim altına alırlar. Okçuoğlu, köydeki  her aileye bol para vererek köyü boşalttırır. Köyde kimsenin yaşamadığını öne sürerek sulamaya devam edecektir. Kürt Mehmet Ali inat edip satmayınca bu fikri de başarısız olur. Kaymakamı kasabadan sürdürtmek için başkente telgraf üstüne telgraf çekerler. Söylemedikleri iftira kalmaz. Hatta kalkıp Ankara’ya giderler. Birkaç gün sonra, kaymakamın Kağızman’a atandığını bildiren yazı gelir. Kaymakam Fikret Irmaklı, kazandıkları zaferden memnun çeltikçilerin alaylı gülüşmeleri ve çocuklara çaldırdıkları boş teneke gürültüleri arasında ilçeden ayrılır. Yarıda kalan savaşında, ezilen köylüler arasından, onun kendilerinden yana olduğunu anlayanlar da çıkmıştır ya, bu kaymakama yeter. Mücadelesini gittiği yerlerde de sürdürecektir.

8 Haziran 2017 Perşembe

KÖR BAYKUŞ_Sadık Hidayet

✮✮✮✮

Birinci bölümde, hikayenin kahramanı olan adam bütün gün kalemdanlar yapmaktadır. Bir gün evine kendini amcası olarak tanıtan bir ihtiyar gelir. Kambur olan ihtiyarın, başında bir Hind şalı, üzerine eski sarı bir aba vardır. Adam onu  iyi ağırlamak istediği için evinde kalan tek şeyi,raftaki eski şarabı, almaya yan odaya gider. Tam şarabı aldığında pencerenin ötesinde siyah entarili bir kız görür. Kız yerde oturan kambur bir ihtiyara mavi bir gündüzsefası uzatmaktadır. Bu sahne onun ruhunda büyük bir değişikliğe neden olur. Kendine geldiğinde amcası gitmiştir. Şişeyi yerine koymak için yine rafa geldiğinde orada pencere olmadığını görür. Bir akşam yürüyüşünden sonra eve geldiğinde siyah elbiseli o kızı evinin kapısında bulur. Kız içeri girip karyolaya uzanır. Gidip kızın nefes alıp almadığına bakar. Kız ölmüştür. Onun güzelliğini resmetmek ister. Çizmeye başlar ama bir şey eksiktir. Kızın gözlerini de resmetmesi gerekiyordur o anda kızın gözleri bir anlığına açılır. Bu belki de karakterin zihninin ona oynadığı bir oyundur. Gözlerine kısa bir bakış onu kağıda aktarmasına yeterlidir. Onu kimsenin görmesine izin vermeyecektir. Onu beyaz kemik saplı bir bıçakla parçalara ayırır ve bir bavula koyar. Dışarı çıktığında ihtiyar, kambur, başına Hind şalı sarmış ve üzerinde eski sarı abası olan bir adam ona yardım eder. Onu ıssız mavi gündüzsefalarıyla dolu bir yere getirip mezar kazar. Bavulu gömüp üstünü kimsenin bulamayacağı şekilde kapar ve evine döner.

İkinci bölümde adam  karısından, geçirdiği hastalıktan, onu saran ölüm korkusundan ve boşluk hissinden bahseder. Bir zorunluluk sonucu evlenmek zorunda kalmıştır ama karısı hiçbir zaman onu yanına yaklaştırmaz. Oysa sürekli  karısının aşıklarıyla ilgili dedikodular duyar. Penceresinden baktığında ihtiyar, kambur, başına Hind şalı sarmış ve üzerinde eski sarı bir aba olan hurdacıyı görür. Acaba o da mı karısının aşıklarından biridir? Karısını beyaz kemik saplı bir bıçakla öldürür. Aynaya baktığında ihtiyar, kambur, başına Hind şalı sarmış ve üzerinde kandan lekelenmiş eski sarı bir aba olan kendisini görür.

Delilik, sanrılar ve içsel bunalımlar her halde en iyi böyle anlatılırdı.



EJDERHALARIN DANSI_GeorgeR.R. Martin

✮✮✮✮✮
Tyrion babasını öldürdükten sonra bir gemiye bindirilir ve özgür şehirlere kaçırılır. Yargıç’ın evinde misafir edilir. Dany’nin yanına gönderilir fakat yolda köle tüccarlarının eline düşer.
Bran ve yanındakiler Sur’un kuzeyine geçmiştir. Bran diğer canlıların vücudunu ele geçirebilen, hislerini aktarabilen bir vargtır. Toprağın çok çok altında üç gözlü kargaya ulaşırlar. O, bir büvet ağacının kökleriyle iç içe geçmiş oldukça yaşlı bir adamdır. Bran onun yanında ustalaştığında büvet ağaçlarının gözünden her şeyi görebilecektir. Geçmişi, şimdiyi ve geleceği…
Kışyarı’nı ele geçiren Bolton’ın oğlu Ramsay buradaki varlığını resmileştirmek için Arya Stark’la evleneceğini duyurur. Arya’ya benzeyen bir kız bulmuşlardır. Starkların yanında yetişen ve Ramsay’ın esiri olan Theon, onun Arya olduğuna şahitlik edecektir.
Sur ‘da bulunan Stannis güneye inip Boltonlara karşı savaşacak ve Starklara ait olan kuzey topraklarının desteğini alacaktır.Fakat  yolda büyük bir kar fırtınasına yakalanır. Buz, kar ve açlık Stannis’in ordusunu eritir. Son darbeyi de Boltonlar vurur.
Kız kardeşinin Bolton’la evleneceğini duyan Jon, Sur’u bırakıp Kışyarı’na gidecektir. Arkadaşları ve bazı yabanıllar da ona destek olurlar. Fakat buna fırsat bulamaz. Jon Sur’daki işlere yardım etmeleri karşılığında yabanılları kalelere yerleştirmiştir. Bu durum yüzyıllardır yabanıllara karşı mücadele eden gece nöbetçilerinden bir grubun hiç hoşuna gitmez. Üstelik bu kadar gençken hem de gayrimeşru bir evlatken Sur’un kumandanı olması bazılarını oldukça rahatsız etmiştir. Jon, bu grup tarafından öldürülür.
Cersei işlediği günahların bağışlanması için Yüce Sept’den kaleye kadar tamamen çıplak olarak utanç yürüyüşü yapar. Aşağılanır ve pisliklere bulanır.
Arya Braavos’ta kör olarak yaşamayı ve savaşmayı öğrenir. Bir ilaçla gözlerine tekrar kavuşur. Ve yüz değiştirebilmeyi öğrenmek ister. Bunun için önce birine ölüm hediye etmesi gerekmektedir.
Ejderha prens Rhaegar’ın oğlu Aegon ortaya çıkar. Rhaegar’ın arkadaşı tarafından işgalden kurtarılmıştır. Aegon halası Dany’nin yanına gitmek ister fakat onun yedi krallığa gelmekten vazgeçip Meeren’de hükmetmeye çalışması onu hayal kırıklığına uğratır. Dany’den ümidini keserek Dorne’un desteğiyle işgalcilerden demir tahtı geri alacaktır.
Dany’nin köleleri özgür bırakması zenginlerin ve köle tüccarlarının hoşuna gitmemiştir. Azatlı kölelere ve Lekesizlere saldırılar olur. Üstelik Meeren’e onlarla birlikte bir çok köle de gelmiştir. Şehir onları beslemek için yetersiz kalır. Arkasında bıraktığı şehirlerde köle tüccarları güçlenmeye başlar. Dany hem içerden hem dışarıdan kapana kısılmak üzeredir.  Hükmedebilmek için şehrin önde gelen liderlerinden biriyle evlenmesini tavsiye ederler. Dorne prensi Qentyn Martell, Dany’e ulaşır. Kendisiyle evlenmesi durumunda demir tahtın ele geçirilmesinde güçlü bir ittifak oluşturacaklarını bildirse de Dany söz verdiği için Meeren asillerinden biri ile evlenir. Daha önce yasakladığı halde dövüş çukurlarını açmak zorunda kalır. Açılış gösterisinde en büyük ve en güçlü olan ejderha Drogon alanın ortasına iner. Mızrakçılar ona saldırdığında yaralanan Drogon sinirlenir. Bir felakete sebep olmadan önce Dany onu kontrol eder ve sırtına binerek Meeren’den uzaklaşır. Diğer iki ejderha mahzenlerde bağlıdır. Dany’nin gitmesini fırsat bilen prens Qentyn Martell ejderhalara sahip olabileceğini düşünür fakat bu hayatına mal olur ve ejderhalar serbest kalır.



3 Haziran 2017 Cumartesi

KARGALARIN ZİYAFETİ_GeorgeR.R. Martin

✮✮✮✮✮
Krallığın en güneyinde yer alan Dorne, Martell Hanedanlığının merkezidir. Prens Doran Martell tarafından yönetilir. Prens’in kız kardeşi Ella, ejderha prens Rhaegar’ın eşiydi. Lannisterların kral topraklarını işgali sırasında Ella ve iki çocuğu katledilmiştir. Doran’ın erkek kardeşi Oberyn ise bir dövüşle yargılama sırasında Lannisterların acımasız katili tarafından öldürülmüştür. Doran her zaman ılımlı bir siyaset izlemiştir ve bu da ailesini çılgına çevirir. Kralların savaşından önce Joffrey’in kız kardeşi Myrcella, Doran’ın oğluyla nişanlanmak üzere Dorne’a gelmiştir. Dorne bu savaşta tarafsız kalmıştır. Oberyn’in eşi ve kızları (kum yılanları da denir) – diğer hanelerin leydilerine hiç benzemezler, usta birer savaşçı olarak yetişmişlerdir ve zehir en önemli silahlarıdır- onun ve geçmişin intikamının alınması için sürekli Prens Doran’ı sıkıştırırlar. Prens Doran’ın kızı Arianne de babasına karşı isyan bayrağı açtığında ağabeyinin “Ateş ve Kan” için dar denizin doğusuna gönderildiğini öğrenir.
Kral Stannis ve adamları Sur’a yerleşir. Jon oraya ilk geldiği zamandan beri arkadaşı olan Sam’i üstad olmak için eğitim alacağı Hisar’a gönderir.
Leydi Arryn’in ölümünden sonra Serçeparmak Lord Savunucu olarak Arryn topraklarına hükmetmeye başlar ve herkese Sansa’yı gayrimeşru kızı olarak tanıtır.
Arya ölümden kurtardığı bir adamın kendisine verdiği para sayesinde dar denizin ötesindeki Braavos’a gitmiştir. Bu para özel bir hediyedir. Bu paraya sahip olan “Yüzsüz Adamlar” (yüzlerini değiştirip istediklerinin kılığına girebilirler) her yerde hem korkuyla hem de saygıyla karşılanırlar. Onlar, ölüm hediye edenlerdir. Arya onların tapınağına gider. Ailesinin intikamını almak için onlardan biri olacaktır. İlk öğreneceği şey  söylenen yalanı anlayabilmek ve yalan söyleyebilmektir. Daha sonra “dinlemek” için insanların arasına karışır, satıcılık yapar. Zehirleri ve kokuları öğrenir. Bir ilaç içirirler ve kör olarak uyanır. Artık gözleri görmeden yaşamayı öğrenecektir.
Kral topraklarına gelen Jaime, Arya ve Sansa’yı orada bulamasa da verdiği sözü tutmak ister. Araması için kendisiyle birlikte gelen Leydi Stark’ın hizmetindeki Brienne’yi görevlendirir. Brienne bu aramalar sırasında orman kardeşliği tarafından yakalanır. Orman kardeşliği artık bir kadın tarafından yönetiliyordur. Kadın başlığını çıkardığında Brienne, boğazı bir yandan diğer yana kadar kesik, yüzü lime lime ve çürüme izleriyle dolu, başının bir yanında kafatası görülen Leydi Stark’la karşılaşır. Ölümünden üç gün sonra nehirden çıkarılan Leydi Stark, büyüler yapabilen bir Kırmızı Rahibin ölüm öpücüğü ile hayata dönmüştür.
Joffrey’in ölümünden sonra Demir Taht’a kardeşi Tommen geçer. Tüm diyarı yönetecek yaşta ve olgunlukta değildir. Tüm ipler annesi Cersei’dedir. Tommen, Tyrell ittifakının bozulmaması için Joffrey ile evliliği tamamlanmayan Margaery ile evlenir. Kralların savaşından sonra büyük bir yokluk baş göstermiştir. İnsanlar başkentin nimetlerinden yararlanacaklarını düşünerek kral topraklarına akın ederler. Kalenin dışında pislik ve yoksullukla dolu güvensiz bir ortam oluşur. Asillerin zenginlik içinde yaşaması, halk tarafından desteklenen Kutsal İnanç’ın daha da güçlenmesine sebep olur. Septler (tapınak) Kutsal İnanç’ın temsilcisi Serçelerin yönetimine geçer. Serçeler suçlulara karşı oldukça acımasızdır.
Cersei oğlu Tommen üzerinde etkisini artıran Margaery’den kurtulmak için onun ihanet ve zina ile suçlanmasını sağlar. İktidarı kimseyle paylaşmaya niyeti yoktur. Fakat kendisi hakkında da çeşitli iddialar ortaya çıkınca Margaery ile birlikte Serçeler tarafından hapsedilir.

1 Haziran 2017 Perşembe

KILIÇLARIN FIRTINASI_GeorgeR.R. Martin

✮✮✮✮✮
Kuzeyde krallığını ilan eden Robb Stark bir çatışmada Jaime Lannister’ı ele geçirir. Jaime öldürülecektir fakat Leydi Stark kızları Arya ve Sansa’nın geri gönderilmesi karşılığında onu gizlice serbest bırakır. Jaime başkente dönerken Boltonlar tarafından yakalanır. Kılıç eli kesilir. Lord Bolton’un haberi olduğunda Jaime’yi tedavi ettirir ve kuzey toprakları karşılığında onunla anlaşır, korumalarla kral topraklarına gönderir.
Joffrey’in Tyrell hanesinin kızı ile evlenecek olması üzerine Sansa Joffrey’in dayısı Tyrion Lannister ile evlendirilir. Ailede Jaime dışında kimse Tyrion’dan hoşlanmamaktadır. O Lannisterların gücüne ve asaletine uygun bir evlat asla olamamıştır. Babası ve kız kardeşi Cersei ondan nefret ederler, aşağılarlar. Babası böyle çirkin bir cücenin kendi oğlu olamayacağını düşünmüştür ve bunu da her zaman Tyrion’a söylemiştir.
Joffrey kendi düğün yemeğinde zehirlenir ve ölür. Cersei oğlunun ölümünden Tyrion ve Sansa’yı sorumlu tutar. Tyrion tutuklanır fakat Sansa bulunamaz. Ortadan kaybolmuştur. Tyrion kralı öldürmek suçundan idam edilecektir. Ağabeyi Jaime kaçmasına yardım eder. Tyrion kaçarken tüm krallığın en güçlü adamı olarak görülen babasını öldürür.
Sansa’nın kaçmasına bir zamanlar annesine aşık olan ve şimdi kral konseyinin bir üyesi olan Lord Baelish(serçeparmak) yardım etmiştir. Serçeparmak Sansa’nın teyzesi olan Leydi Arryn’le evlenmiştir. Sansa’yı onun yanına götürür. Teyzesi, Lord Baelish’i Sansa’dan kıskanır. Bu kıskançlık Leydi Arryn’in ölümüne sebep olur.
Arya köle olarak çalıştığı yerden kaçar. Bu kez de orman kardeşliği denen bir grup tarafından yakalanır. Burada babasını tanıyan insanlar vardır. Ona iyi davranırlar. Fidye karşılığında Robb Stark’a vereceklerdir. Arya, aynı fidyede gözü olan bir zamanların kral muhafızı Tazı tarafından kaçırılır.
Robb Stark çatışmalar sırasında tanıştığı bir kızla evlenince nişanlısının ailesi olan Freyler hakarete uğramıştır. Oysa Robb’un onların askeri gücüne ihtiyacı vardır. Kendi yerine dayısının evlenmesini teklif eder. Freylerin kalesinde yapılan ”Kırmızı Düğün”de birçok insanla birlikte Robb ve annesi Leydi Stark katledilir. Robb’u öldüren kendine bağlı sandığı Lord Bolton’dır.
Jon bir zamanlar gece nöbetçilerinden biri olan yabanılların lideri Mance Rayder ile tanışır. Bir süre onlarla yaşadıktan sonra bir grup yabanılla birlikte Sur’a tırmanarak güneye geçerler. Sur’un kuzeyinde ise Mance Rayder liderliğinde büyük bir yabanıl ordusu toplanmıştır. “Kış Geliyor”dur ve akgezenlerden( insana benzeyen buz yaratıkları, çok güçlüler, dokunduklarını buza çevirebilir ve ölüleri kendilerine dönüştürebilirler, sadece ejderhacamı veya Valyria çeliği ile öldürülebilirler) kaçmak için Sur’un güneyine inmek isterler. Onlar Sur’a kuzeyden saldırırken Jon ve grubu güneyden gece nöbetçilerine saldıracaktır. Planı öğrenen Jon yabanıllardan kaçar ve Sur’a döner. Sur kumandanı Mormont’un isyan eden kendi kardeşleri tarafından öldürüldüğünü öğrenir. Yabanıllar Sur’u aşmak için tüm güçleriyle saldırırlar. Jon savunmada önemli kararlar alır ve başarıyla uygular. Sur’un üstadı daha önce yedi krallığın birçok yerine kuzgun göndererek yabanıllara karşı yardım istemiştir. Ve yardıma sadece Stannis Baratheon gelir. Kral topraklarındaki yıkımdan arta kalan ordusuyla gemilerle gelir ve yabanılların düzenli bir orduya karşı şansları yoktur. Bir çok yabanıl ölür, liderleri esir edilir. Stannis kendisine bağlılığı karşılığında Jon’a Kışyarı lordluğunu teklif eder. Fakat Jon, Sur’da kalmayı tercih eder ve Sur kumandanı seçilir.
Dany kendisine gönderilen gemilerle özgür şehir Astapor’a gider. Yedi krallığın hakimiyeti için Dany’nin bir orduya ihtiyacı vardır ve Astapor’da köle tacirleri tarafından usta savaşçılar olarak yetiştirilmiş Lekesizler satılmaktadır. Fakat onları satın almak için yeterli parası yoktur. Köle tacirlerine ejderhalarından birini teklif eder. Lekesizlere sahip olduğunda ise ejderhalarına ve adamlarına emir vererek tüm köle tacirlerini öldürtür. Özgür şehirler Yunkai ve Meeren’i de ele geçirir. Bu şehirlerdeki tüm kölelere özgürlüklerini verir. Batıya dönme isteğine bir süre elveda demek zorundadır. Çünkü önce yönetmeyi öğrenmelidir.