✮✮✮✮"Doğu'ya
yolculuk ediyorduk, ama Ortaçağ'a, ya da Altın Çağ'a da yolculuk ediyorduk.
İtalya'dan, İsviçre'den geçiyorduk, ama bazen de geceyi onuncu yüzyılda
geçiriyor, atalarımıza, ya da perilere konuk oluyorduk. Tek başına kaldığım
zamanlarda kendi geçmişimden mekanlarla ve insanlarla sık sık karşılaştım, eski
nişanlımla Ren'in yukarılarındaki orman kenarında dolaştım. Sonra herhangi bir
vadide grubuma yeniden katıldığımda, Cemiyet şarkılarını dinleyip liderler
çadırının karşısına kamp kurduğumda anlıyordum ki çocukluğuma yaptığım gezinti,
ya da Sanço'yla at binmem de bu yolculuğun bir parçasıydı; çünkü bizim tek
hedefimiz Doğu'ya varmak değildi, daha doğrusu bizim Doğu'muz salt bir ülke, ya
da coğrafi bir yer değil, ruhun yurdu ve gençliğiyle, hem her yerdi hem de
hiçbir yer, tüm zamanların yekvücut olmasıydı." Hermann Hesse'ın, ilk
gençlik yıllarından beri hayranı olduğu Doğu ve Doğu felsefesi, mistisizmi ve
hayat görüşü, onun pek çok kitabının temelini oluşturmuştur. "Doğu
Yolculuğu" yalnızca, Hermann Hesse'in değil, Alman dilinin de en güzel, en
şiirsel anlatılarından biri.