30 Nisan 2017 Pazar

KANLI TOPRAKLAR_Orhan Kemal

✮✮
Topal Nuri bir fabrikada katiptir. Zengin olmak uğruna çalıştığı fabrikanın sahibi Nedim Ağa’nın gözünü boyayıp, ağanın en yakın adamı haline gelir. Topal, fabrikada çalışan Kantarcı Mustafa’dan hiç hoşlanmaz. Onun karısı Şehnaz’ı Nedim Ağa’ya metreslik yapsın diye ayartır, entrikalarla Kantarcı Mustafa'yı cezaevine tıktırır. İçten pazarlıklı Topal, çıkarları uğruna Şehnaz’ı da kullanıp Ağa’ya önce konak aldırtır, kendine de hep hayalini kurduğu sebze komisyonculuğu dükkanı için yer tutar. Ardından sözde Nedim Ağa’nın işlerine aracılık yapmak  için fabrikadan ayrılır, kendi yazıhanesine geçer. Öyle ki Nedim Ağa, yaptığı bu ‘iyiliklerle’ Topal’ı daha fazla sever, ne isterse yapar hale gelir. Topal sürekli yeni oyunlar düşünür. Yazıhanesinin üst katında oturan Şehnaz’la gününü gün edip, halinden memnun, ağayı eline avucuna almış olmanın verdiği mutlulukla günler geçirir. Ayrıca iş yaptıkları başka bir fabrika katibi  ile hırsızlık yapmayı ihmal etmez. Nedim Ağa’dan şüphelenen karısı ve  iki oğlu Topal’a kin beslerler, yazıhanesine gidip ona haddini bildirirler. Topal, gürültülerden uzaklaşmak için sebze komisyoncusu olan arkadaşı Haydar’ın evine gider. Sebze komisyoncusu Haydar, kendine göre kurnaz geçinen, başkalarının emeklerini çalmaktan çekinmeyen, Topal gibi biridir. Haydar, Topal’a Paşazade Hakkı’dan söz açıp, bilmem kaç dönüm arazisinin olduğu topraklardan dem vurur. Topal’ın iştahı kabarır, oralara bir an önce el atmak için sabırsızlanır. Nedim Ağa’nın şaşı olan kızıyla evlenerek ailenin güvenini kazanır. Topal, Haydar’la olan durumu Nedim Ağa’ya anlatır. Toprakları görmek için yola koyulurlar. Arazilere sahip olmak için köylüleri birbirini düşürürler. Oluk oluk kan akar ve ‘Kanlı Topraklar’ böyle olur. 

29 Nisan 2017 Cumartesi

DÖNEMEÇTE_Tarık Buğra

✮✮✮✮
Dönemeçte, bir Anadolu kasabası olan Akşehir’de doktor olarak çalışan Şerif’in hayatından ve çevresinden kesitler sunar.  Doktor  Şerif, eski sevgilisi Handan’ı, dürüst olmadığını düşündüğü erkeklerden korumak için uğraşır. Çünkü daha önce Handan ile bir aşk yaşamıştır, ancak genç kızın bazı isteklerini  benimsediği değerlerle uyuşmadığı için karşılamamış; bunun üzerine Handan, onu terk etmiştir. Sonu belirsiz arayışlara girmiştir. Şerif ise genç kızın içinde bulunduğu durumdan kendisini sorumlu tutar. Onu çevresinde bulunan “iştiha”lardan korumaya, savcı yardımcısı Orhan’la eczacı Celal’in Handan’ı elde etmek için giriştiği oyunlara engel olmaya çalışır. Ne var ki Şerif bu işi başaramaz. Handan tarafından terk edilen Celal, intihar eder. Şerif, bunun intihar değil bir cinayet olduğunu; bundan Handan’ın doğrudan, Orhan ile kendisinin de dolaylı olarak sorumlu olduğunu düşünür. Ardından Orhan’a, nişanlısı Handan’ın Celal’in intiharında oynadığı rolü gösterir. Gerçeği gören Orhan, Handan’ı terk eder. Terk edilen Handan, intihar eder. Şerif ise Celal’in ölümünden sonra çevresiyle ilişkisini keser, kendisi için trajik bir durum olan siyasete girer.
Roman aynı zamanda çok partili hayata geçiş denemelerinin yaşandığı yıllarda Akşehir’de yaşayan ve çoğu “Şehir Kulübü” adlı mekânın müdavimi olan sorumluluklarından uzaklaşmış, ciddi şeylere dünyalarını asla açmayan, yaşamları poker partileri ve basit esprilerden oluşan aydınların hayat karşısındaki genel duruşuna eleştirel bir bakış açısı sunar. Doktor Şerif bir aydın olarak bir arada bulunduğu kişilere asıl vazifelerini hatırlatmaya, içinde bulundukları ataletten çıkartmaya çalışır.

27 Nisan 2017 Perşembe

OLASILIKSIZ_Adam Fawer

✮✮✮✮
David Caine olasılık üzerine uzmanlaşmış bir eğitim görevlisidir fakat en zayıf noktası kumar tutkusudur. Bir akşam kaybetmesi imkansıza yakın olduğu için oldukça yüklü bir miktar ile oynar. Tabi o ufacık olasılık gerçekleşir ve kaybeder. Kendini Rus mafyasına binlerce dolar borçlu halde bulur. Dahası beynindeki sorun nedeni ile sürekli nöbet geçirir ve sonunda işini de yapamaz hale gelir. Bunun üzerine deneysel bir tedavi teklifi alır fakat şizofreni olasılığı nedeni ile çekingen davranır. Kardeşi Jasper da şizofrendir ve sürekli bunun ne kadar korkunç olduğunu anlatır. Fakat Caine için başka yol yoktur ve ilaçları kullanmaya başlar. Ajan Nava Vaner gizli bilgileri satarak geçimini sürdürür. Son satışında işler ters gider ve Kore gizli servisine değerli bir bilgi sağlayamazsa öleceğini bilir. Bu yüzden NSA’in bilgisayarlarında işine yarar bilgiler arar. Dr. Tversky’nin araştırmasını görür. Doktorun araştırmasında gözü olan bir tek o değildir. Emekliliği için bu araştırmanın patentini çalmak isteyen NSA’in başkanı Forsythe de bu bilginin peşindedir. Dr. Tversky insan beynini geliştirerek geleceğin çok büyük bir olasılıkla tahmin edilebileceğini düşünmektedir. Bunun içinde öğrencisini denek olarak kullanır. İşler ters gider ve denek ölür. Fakat ölmeden önce doktora Caine’i öldürmesini söyler. Tversky sebebini bilmese de bunu yapacaktır çünkü denek gelecekte olacak her şeyi bilmiştir. Tversky, Forsythe ve Nava, Caine’in peşine düşerler. Fakat Caine diğer denekten çok farklıdır. Daha nasıl olduğunu anlamadan olacak olanları  görebilmektedir. Tek yapması gereken gözlerini kapatıp seçeneklerini belirlemektir. Bir patlama sırasında bu yeteneğini kullanır ve Nava ile tanışır. Nava ilk başlarda olanlara anlam veremez fakat kendisiyle ilgili kimsenin bilmediği şeyleri biliyor olması Caine’e güvenmesini sağlar. Caine tüm bunları şizofreni sonrası kendi hayal gücünün yarattığına inanır. Bu yüzden tecrübeli olan kardeşi ile konuşmaya karar verir. Kardeşi ona olanların gerçek olduğunu ve beyninde geçenleri detaylı bir şekilde anlatır. Peşindekilerden kurtulmak için Caine ve Nava bir eve sığınırlar. Fakat yerleri bulunur ve köşeye sıkışırlar. Caine'in gördüğü her kaçma olasılığı felaketle sonuçlanmaktadır. O da yakalanmadan mükemmel bir kaçış planı hazırlar. Eğer olma olasılıkları yüksek olan tüm tahminleri gerçekleşirse hayatta kalacaktır. En ufak bir şansızlık ya da olasılıksızlıkta ise hayatı sona erecektir.Her şeyi tamamladığında koltuğuna oturur ve peşindekilerin onu yakalaması için beklemeye başlar. Peşindekiler buna anlam veremeseler de sonunda onu yakalamanın mutluluğunu yaşarlar fakat her şey ondan sonra başlar. Bazıları mektup alır, bazıları telefon, bazıları ise sadece sesi dinler. İmkansız olduğunu düşündükleri tek tek gerçekleşir. Kusursuz bir kaçış planıyla Caine özgür kalır.


NEFES NEFESE_Ayşe Kulin

✮✮✮
Fazıl Reşat Paşa’nın  Sabiha ve Selva adında iki kızı vardır. Kızlar kolejlerde okuyup,piyano ve dil dersleri alırlar ve çok kültürlü yetişirler. Sabiha  çay partisinde  Macit’le  tanışır ve evlenirler. Selva ise liseden arkadaşı Rafael Alfandiri’yi sever ama Rafo yahudi olduğundan babasını razı edemez. O sırada tüm Avrupa’da savaş vardır. Macit üst düzey bir göreve yükselir, telefonlar ve toplantılar Macit ile Sabiha’yı birbirinden uzaklaştırır. Selva ise babasının karşı çıkmasına rağmen Rafo ile evlenerek Marsilya ya yerleşir. Bulundukları bölgede Naziler, Türk pasaportu yanında olmayanları ve yahudileri bir yük vagonuna doldurup esir kamplarına götürürler. Selva ve Rafo şehirden ayrılamazlar. Sabiha’nın arkadaşı Tarık Fransa’da görevlendirilince Selva’ya yardım edeceğine söz verir. Tarık, Paris’e iner inmez Selva’yı arar. Selva ve kocası için pasaport ayarlanır fakat yol çok tehlikelidir. Türkiye’ye nasıl ulaşacaklarını bilemezler. Yahudi olan Türkleri ve pasaportu olmayanları ek bir vagona doldurup İstanbul’a götürecek bir tren olduğunu öğrenirler. Fakat trenin güvenli olarak nereden gitmesi gerektiğine karar veremezler. Tren Almanya’ya üzerinden gidecektir. Zaten Berlin’in ortasından geçen bir trenden kim şüphelenir? Yola çıkılır, birkaç kez Naziler kolaçan ederler ama bir sorun çıkmaz. Sağ salim Sirkeci Garına ulaşırlar.


23 Nisan 2017 Pazar

ZEYTİNDAĞI_Falih Rıfkı Atay

✮✮✮✮
Cemal Paşa’nın karargahının bulunduğu Kudüs’e yakındır Zeytindağı.
Birinci Dünya Harbi patlak verdiğinde Falih Rıfkı yedek subay olarak orduya alınır ve Cemal Paşa’nın karargahına tayin olur. Falih Rıfkı’nın, Cemal Paşa ile beraber çalışmaya başladıktan sonra, Suriye, Filistin ve Hicaz’da yaşamış oldukları, bir devrin çöküşünü, Mehmetçiğin Arap çöllerinde nasıl kırıldığını, yenilgiden sonra bir vagon dolusu "mecidiye altınını" bile nasıl bıraktığımızı gözler önüne sermektedir. Suriye ve Filistin’de durdurulamayan İngiliz seli Mustafa Kemal tarafından Halep aşağısında tutulmuştur.  Artık yalnız Anadolu ve İstanbul düşünülür. İmparatorluğa ve onun rüyalarına “Allahaısmarladık! “ denir.
Cemal Paşa harap Anadolu topraklarını gördükçe
– “Keşke vazifem buralarda olsaydı, keşke o altın sağanağı ve enerji fırtınası, bu durgun, boş ve terk edilmiş vatan parçası üstünden geçseydi. Anadolu hepimize hınç ve güvensizlikle bakıyordu. Yüz binlerce çocuğunu memesinden sökerek alıp götürdüğümüz bu anaya şimdi kendimiz pişmanlığımızı getiriyoruz. Kumar oynadık ve kaybettik” diye düşünmektedir.
– Paşam bu harbe niçin girdik? Sorusuna verdiği cevap ise:
– Aylık vermemek için! Hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik, olmuştur.


21 Nisan 2017 Cuma

OYUN_Stephen King

✮✮✮✮
Her şey karıkoca arasında yaşanan bir oyunla başlar. Gerald’ın isteğiyle, bu işe pek de gönüllü olmayan  Jessie  kolları karyolanın başucuna kelepçelenmiş bir halde yatıyorken kocasının tepesinde dikilip ağzından salyalar akarak bakıyor olması, onda tiksinti uyandırmıştır. Bu oyunu oynamak istemediğini söylemesi bile Gerald  tarafından rol sanılır. Kendini aşağılanmış hissediyordur. Kurtulmak isterken kocasına okkalı bir tekme savurur. Yere düşen  Gerald kalp krizi geçirir ve ölür. Medeni dünyadan kilometrelerce uzakta, tatil için geldikleri  göl kenarındaki bu yazlık evde Jessie yatağa bağlı ve çaresiz kalmıştır. Çığlıklarını kimse duymaz. Yapayalnızdır. Yalnızca kafasının içinde konuşan, tartışan kendisiyle alay eden sesler vardır. Yatakta aç, susuz ve çıplak olarak günler geçirir. Aç bir köpek tarafından kocasının yenilmesini izler. Akşam karanlığında odanın köşesinde bir silüet olduğunu görür. Fakat gerçekten öyle bir şey var mı, basit bir gölgeyi hayal gücüyle abartıyor mu yoksa deliriyor mu ayırt edemez. Yine de bu silüetin onda yarattığı korku buradan kurtulması için çok az zamanı kaldığını fısıldamaktadır.

KORKU_Thierry Serfaty

✮✮✮✮
Aslan fobisi olan Johan vahşi kedilerin olduğu bir kafese girerek başından aşağı bir kova kan boşaltır ve hayvanların saldırısıyla ölür. Eşi, Komiser Erick Flamand’a gelerek onun ölümünün intihar değil cinayet olduğu iddiasıyla araştırma yapılmasını ister. Johan’ın kafeste fotoğrafları çekilmiş ve bir blogda yayınlanmıştır. Flamand bu fotoğrafları incelerken onu rahatsız eden bir şeyi fark eder. Johan üzerine gelen hayvanlara değil objektife bakmıştır. Fotoğrafçıyı arama çalışmaları devam ederken yükseklik fobisi olan Jeanine isimli bir kadın 39.kattan kendini boşluğa bırakır. Fotoğrafları çeken Barco’yu bulurlar. Barco kendisine e-mail ile randevu verildiğini, belirtilen yere gidip fotoğraf çekmesi ve blogda yayınlaması için çok iyi bir ücret ödendiğini söyler. Onun görüşüne göre bu insanlar özeldir çünkü ölüme gittiklerini bilmelerine rağmen gözlerinde korku yoktur. Flamand’ın ekibi, araştırmaları sonucu bu iki kişinin titreme nöbetleri geçirdiğini ve beyinlerinin bir bölgesine elektrot yerleştirilerek tedavi edildiklerini öğrenir. Yapılan otopsilerde elektrotların beyinde korku yaratan bölgeyi felç edecek şekilde –özellikle- yerleştirildiği ortaya çıkar. Bu arada Barco’ya bir e-mail daha gelir. Belirtilen yere polis ekibi de gider fakat neyle karşılaşacaklarından emin olmadıkları için olaya engel olamazlar. Hız fobisi olan Lorraine arabasını son sürat ölüme sürer. Barco onu da çekmiştir ve blogda yayınlanır yayınlanmaz bağlananların IP adresleri alınır. Flamand  Lorraine‘in bir enstitüde fobisi için tedavi gördüğünü, Johan ve Jeanine’i tanıdığını öğrenir. IP adresleri içinde bu merkez de vardır. Üstelik elektrot yerleştirme ameliyatlarındaki görevlilerden biri olan Yvan Romet, iş dışındaki zamanlarında bu enstitüde çalışıyordur. Flamand enstitüye gittiğinde yakalanacağını anlayan Yvan arkasında bir varis bırakarak intihar eder.

17 Nisan 2017 Pazartesi

MİDAK SOKAĞI_Necip Mahfuz

✮✮✮
Midak Sokağı'nda hayat, çevreden yalıtılmış bir şekilde sürmektedir. Midak Sokağı sakinleri dükkânlar kapanınca Kahveci Kirşa da otururlar. Şeyh Derviş önceden İngilizce öğretmenliği yapmış, kelimelerle arası iyidir. Rıdvan Hüseyni  ise tüm çocuklarını kaybettikten sonra hayata küsmemiş, aksine iç huzuru bulmuş, mahallelinin her konuda akıl danıştığı biridir. Saniye Afife ise yalnızlığından ve para işlerinden bıkmıştır. Evlenmek için bu işi yapan Ümmü Hamide'den yardım ister. Ümmü Hamide'nin zenginlik ve güç hayalleri kuran üvey kızı Hamide, onu iki kişinin süzdüğünü bilir. Tüccar Salim Elvan evli ve yetişkin çocukları olmasa iyi bir adaydır. Berber Abbas ise genç olsa da Hamide’nin istediği hayatı karşılamakta yetersizdir. Abbas ile Hamide nişanlanırlar. Abbas para kazanmak için İngiliz ordusunda çalışmaya başlar.  Kahveci Kirşa'nın eşcinsel eğilimleri tüm sokak tarafından bilinmektedir. Kahveye mahalleden olmayan  genç bir oğlanın üçüncü kez gelmesi Kirşa'nın karısının dikkatini çeker. Önce uyarır, dinlemediğini görünce kahveye gelen oğlanı döver. Kirşa ise insanların hayatına neden karıştığını anlamaz, yaptığında bir şey olmadığını düşünür. Salim Elvan ise Ümmü Hamide'ye kızıyla evlenmek istediğini söyler. Hamide Abbas ile nişanlı olmasına rağmen Salim Elvan’ın parası daha ilgi çekicidir. Salim Elvan'ın kalp krizi geçirmesiyle hayalleri suya düşer. Hamide bir akşam gezmesinde karşısına çıkan  İbrahim Faraj'ın büyüsüne kapılır. Hamide'ye Midak Sokağı'na ait olmadığını, onun elmaslara, güzel elbiselere layık olduğunu söyler. Hamide her zaman nefret ettiği bu sokağa dönmemek üzere gider. O artık Hamide değil Titi'dir. Abbas izne gelince duyduklarından sonra yıkılır. Arkadaşı Hüseyin ile içip dertleştikten sonra evlerine dönerken faytonda Hamide'yi görür. Hamide İbrahim Faraj'dan intikam almak için Abbas'ın duygularını kullanır. Hamide ile plan yaparlar fakat Abbas kararlaştırdıkları meyhaneyi görmek için iki üç gün önce oraya gider ve  gördükleri onu şaşkına çevirir.Hamide bir grup askerin arasında oturmaktadır. Şamata edip içki içmektedirler. Hamide’nin bu hayattan uzaklaşmak gibi bir niyetinin olmadığını anlayan Abbas öfkeyle eline geçen bardağı Hanife’nin yüzüne fırlatır. Hanife’nin yüzünü kanlar içinde gören askerler tarafından linç edilir. Tüm mahalle Abbas'a çok üzülse de  herkes hayatına iyi kötü devam eder. 

15 Nisan 2017 Cumartesi

SULTANI ÖLDÜRMEK_Ahmet Ümit

✮✮
Müştak Serhazin, başarılı bir öğretim görevlisidir. Öğrenciliği sırasında Tahir Hoca'nın asistanı olma şerefini, tutkulu aşkı Nüzhet'le paylaşmıştır. Nüzhet, ilişkilerinin ciddileşmeye başladığı sıralarda Müştak'ı İstanbul'da bırakarak, Chigago'ya gider. Dünyanın tanıdığı bir tarihçi olur ve yıllar sonra bilinmeyen  bir gerçeği çözüme kavuşturmak için ülkeye yeniden dönüş yapar; Fatih Sultan Mehmet'in zehirlenerek öldürülmüş olması. Nüzhet'in yurtdışına gitmesi Müştak'ı derinden yaralamış, psikolojik hastalıklar yaşamasına neden olmuştur. Büyük üzüntülerle baş başa kaldığında, yaşadığı bir iki saat dilimini hatırlayamamaktadır. Beklemediği bir zamanda Nüzhet'ten telefon alarak, yemeğe davet edilen Müştak, kendini Nüzhet'in evinde, eski sevgilisini de ölü olarak bulur ancak hiçbir şey hatırlayamaz.  Cinayeti kendisinin işlediğini düşür ve panikle evdeki delilleri yok ederek olay yerinden ayrılır. Nüzhet'in ölüm haberini getiren polislere hiçbir şey anlatmaz. İki gün sonra Nüzhet'in asistanın da saldırıya uğradığını, Tahir Hoca'nın öldürüldüğü duyar. Yaşadığı bunca acı olaydan ve duyduğu büyük vicdan azabından rahatsız olan Müştak, Nüzhet'i öldürdüğünü itiraf etmek için karakola gittiği sırada, Nüzhet'in temizlikçi kadın tarafından bir hırsızlık vakasına kurban gittiğini, Tahir Hoca'nın kalp krizi geçirerek düşerken başını vurduğu gerekçesiyle öldüğünü öğrenir. 

13 Nisan 2017 Perşembe

DOKTOR JİVAGO_Boris Pasternak

✮✮✮✮✮
1956’da SSCB tarafından yayımlanması uygun görülmeyen, 1957’de gizlice kaçırıldığı İtalya’da ilk kez yayımlanan ve 1958’de Nobel ödülünü alan eser.
Yuri Andreeviç Jivago’nun zevk ve eğlenceye pek düşkün olan babası onları terk etmiş, farklı şehirler ve ülkelerde ailenin milyonlarını çar çur etmiştir. Yuri çocuk yaşta annesini ve babasını kaybeder. Bir süre dayısıyla yaşar. Onun karakterinin temelleri açık fikirli, önyargısız ve soylu duygulara sahip dayısının etkisiyle oluşur. Dayısı onu, düzenli bir ortam sağlamak için profesör olan arkadaşı Gromeko’nun yanına bırakır. Bu dönemlerde saldırılar, köylü ayaklanmaları, işçi grevleri ve askeri isyanların yaşandığı 1905 Moskova ayaklanması başlar. Yuri tıp eğitimi alır ve Gromekoların kızı Tonya ile evlenir. Askeri doktor olarak görevlendirilir. Moskova’da birkaç kez gördüğü Lara ile cephede karşılaşır. Lara hemşiredir. Görevi sonrası Yuri Moskova’ya döner. Fakat orada ağır kış şartları, yokluk ve yoksulluk hüküm sürmektedir. Uzun ve zor bir tren yolculuğuyla Urallar bölgesindeki Yuryatin’e giderler ve çiftçilik yapmaya başlarlar. Yuri, Lara ile tekrar karşılaşır. Lara’nın bir kızı vardır, kocası askerdir. Kocasının öldüğüne ilişkin bilgiler varsa da Lara onun öldüğüne inanmaz. Yuri, eşi ile Lara arasında kalır. Eşini seviyor olsa da Lara’ya büyük bir aşkla bağlanmıştır. Bir yolculuk sırasında partizan bir grup tarafından yaralıları tedavi etmesi amacıyla kaçırılır. Birkaç yıl onlarla yaşamak zorunda kalır. Üç kere kaçma teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlanır. Beyazlar ve kızıllar arasında sonu gelmez çatışmalarla büyük bir iç savaş ve kıyım yaşanmaktadır. Kimse güvende değildir. Kızıllar çatışmalarda üstün konuma geçtiklerinde Yuri kaçarak Yuryatin’e döner. Ailesinin Moskova’ya döndüğünü öğrenir. Bir süre Lara ile birlikte yaşar. Yeni düzen; muhalifleri, varlıklı kişileri hatta kendi evlatlarını yemeye başlamıştır. Kendisinden ziyade kızının hayatından endişe eden Lara Moskova’dan olabildiğince uzağa gitmelidir fakat Yuri, ailesi Moskova’da olduğu için oraya dönmelidir. Ayrılırlar. Yuri Moskova’ya gittiğinde ailesinin Fransa’ya sürgün edildiğini öğrenir. Ne kadar uğraşsa da yurtdışına çıkış belgelerini alamaz. Moskova’ya dönüşünden yedi yıl sonra yokluk içinde hayata gözlerini yumar.

SEVDALİNKA_Ayşe Kulin

✮✮✮✮
Nimeta, evli ve iki çocuğu olan gazeteci bir kadındır. Kendisi gibi gazeteci olan Stefan'a aşık olur. Nimeta, duygusal olarak kocasından uzaklaşsa bile ona boşanmak istediğini söyleyemez ve Stefan’dan ayrılır. O dönem Sırp milliyetçiliğini kışkırtan bildiriler yayınlanır. Sırplar, Büyük Sırbistan hayallerini gerçekleştirmek için harekete geçmişlerdir. Knin, Zagreb ve Belgrad arasında siyasi ve askeri olaylar patlak verir. Sırp Gönüllü Muhafızları adı altında toplanan gençler Hırvatistan'da bir gece içinde insanları zorla evlerinden atarlar. Mallarını mülklerini bırakıp gidenlerin evleri yağmalanır, yakılıp yıkılır. Burhan, işlerini halletmek için Knin'e gittiği sırada olaylar artar. Ona ulaşamayan Nimeta, savaş muhabirliği görevini üstlenip kocasını bulmak için yola çıkar, onu bulsa da Zagreb'de mahsur kalırlar. Sokaklar cesetlerle doludur, siviller rastgele açılan ateşler yüzünden ölür, evler yağmalanır. Saraybosna'yı bölmeyin sloganıyla Boşnaklar, Sırplar, Hırvatlar, Müslümanlar, Ortodokslar, Katolikler sokağa dökülse de savaş  Saraybosna'ya da gelir. Saraybosna'da hayat durur. Gittikçe hırçınlaşan Burhan Stefan’ı öğrenir ve evi terk eder. Burhan’la birlikte Nimeta’nın kardeşi ve oğlu Fiko da  orduya katılır. Fiko yaralanır ve savaş bölgesinden çıkmasına Stefan yardım eder. Saraybosna Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'in onca uğraşlarına rağmen hiç bir batı ülkesi bu katliamlara, soykırımlara engel olmak için fiilen yardım etmez. 1992 yılında başlayan savaş 1996 yılına kadar devam eder. 1.600'ünü çocukların oluşturduğu 10.600 Boşnak hayatını kaybettikten sonra savaşan taraflar Dayton Anlaşmas’nı imzalarlar.

11 Nisan 2017 Salı

EDGAR ALLAN POE Öyküler

✮✮✮✮
Edgar Allan Poe 1809-1849 yılları arasında yaşayan ABD'li şair, öykü yazarı,  editör ve edebiyat eleştirmeni. Poe modern anlamda korku, gerilim ve polisiye türlerinin öncüsüdür. O zamanın yaygın  kullanılan cümlesiyle “kanı dondurarak” eğlendirmektir amacı. “Ahlakı ya da ahlak yokluğu yazdıklarına sızan sarhoş, uyuşturucunun etkisinde, baştan çıkmış, ölü sevici yaratık” gibi üzerine yapışıp kalmış bir imajla yaşamış ve bolca eleştirilmiştir. Bu ciltte kırk öyküsü yer almaktadır. Özellikle "Kuyu ve Sarkaç, Boşboğaz Yürek, Kara Kedi, Kalabalıkların Adamı, William Wilson, Bir Aksilik" başlıklı öyküleri daha ilgi çekici buldum.

8 Nisan 2017 Cumartesi

AKLINDAN BİR SAYI TUT_John Verdon

✮✮✮✮
Mark kendisine gelen esrarengiz mektuplar üzerine arkadaşı David’ten yardım ister. Mektupta kendine X.ARYBDİS adını veren kişi ondan bir sayı tutmasını ister. Mark aklından 658 sayısını geçirir. Zarfın içerisinde küçük bir zarf daha mevcuttur ve içerisinde 658 yazılıdır. Sayıyı doğru tahmin etmişte 289,87 dolar ödeme yapması istenir. Mark verilen adrese parayı çek olarak gönderir fakat çek iade edilir. Mark bahçesinde vahşice öldürülmüş olarak bulunur. David arkadaşının ölümünü araştırırken aynı tarzda iki cinayet daha işlenir. Aynı mektuptan onlara da gönderilmiştir. Aynı miktardaki para istenmiş ve gönderilen çekler iade edilmiştir. David  katilin polislerden ve alkoliklerden nefret ettiğini, öldürülenlerin geçmişinde alkol bağımlılıkları olduğunu, ancak bunları tespit için aklından sayı tutmalı bir oyun oynadığını, öldüreceği kişileri bilmediğini, sadece mektuplarına çek ile ödeme yapanların (çekte isim-soyisim-adres yazılması gerekir) adreslerini tespitle öldürdüğünü anlar. David çeklerin gönderildiği adres üzerinden Dermott’a ulaşır. 20-25 yıl önce sarhoş bir polis baba çocuğunun gözleri önünde annesinin boğazını kesmiştir. David aradıkları katilin bu çocuk olan Dermott olduğunu anlar. Yüzbaşı Nardo ile evine giderler. David ve Nardo ‘yu tuzağa düşüren Dermott annesini yatağa yatırır ve kendisi de yanına uzanarak Nardo’nun sarhoş polis baba taklidi yapmasını ister. Nardo viski şişesini kıracak, tam anneyi kesmek üzereyken Dermott onu silahıyla öldürecektir ve böylece annesini kurtarmış, babasından intikamını almış olacaktır. Çıkan arbedede anne ölür. Dermott hastaneye kaldırılır ve orada yaşamını yitirir.

               

6 Nisan 2017 Perşembe

AFRİKALI LEO_Amin Maalouf

✮✮✮✮
"Ben , Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu , ben Giavonni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papanın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim. Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Granadalı, Faslı , Zayyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden , kentten ya da boydan değilim. Yolların oğluyum ben, ülkem kervan, yaşamımsa yolculukların en beklenmedik olanı."
Hasan'ın yaşadığı Endülüs'ün Granada şehri Kastilyalıların saldırısına uğrar. Yerli halk ya Hristiyan olacak ya da oradan ayrılacaktır. Hasan ve ailesi Fas'a göç ederler. Hasan okula başlar. Harun'la tanışır, çok güzel bir dostlukları olur. Hasan tüccar olan dayısının yanında çalışmaya başlar. Fas Kralı Hasan'ın yaptıklarından dolayı ona bir köle kız armağan verir. Kölenin adı Hiba’dır ve Hasan ona ilk gördüğü anda aşık olur. Bu aşk Hasan'ın Kahire’ye göçüne kadar devam eder. Hasan'ın üvey kardeşi Meryem ise bir kaç yıl içinde büyüyüp güzelleşir ve ilk talibi Zervali adında yaşlı bir tüccardır. Babası Muhammed sırf iş için kızıyla bu zengin tüccarı evlendirmek ister. Fakat Hasan bu adam hakkında çok kötü şeyler öğrenir ve evliliğin olmaması için çevreye yayar. Zervali adının kötüye kullanılmasından dolayı Meryem'in hastalıklı olduğunu söyler. Meryem çok uzun bir süre hastaneye kapatılır. Dayısının ölümünden sonra Hasan kervanın başına geçer ve onun vasiyetine uyup dayısının kızı olan Fatma’yla evlenir. Hiba da yanlarındadır. Meryem'i kurtarma çalışmaları devam ederken Harun Meryem’le evlenmek istediğini söyler ve Meryem'i kaçırır. Bu kaçırılış sonrası Hasan yardım ettiği gerekçesiyle Kahire’ye sürgüne gönderilir. Fasta çok zengin olan Hasan, Kahire'ye giderken bir fırtınada tüm varlığını kaybeder. Hiba'da ailesine geri döner. Kahire de veba salgını vardır. Hasan, Yavuz Sultan Selim'in yeğeni Alaaddin'in dul eşi olan Nur ile tanışır, bir kızları olur. Hasan bir tüccarla  otururken  kaçırılır. Roma’ya götürülür. Papaya hediye olarak sunulur ve orada öğretmenlik yapar. Öğrencilerine Türkçe ve Arapça gibi diller öğretir. Papa ona yeni bir ad verir: Giovanni Leone de Medici. Ayrıca halk da onu Afrikalı Leo olarak tanır. 

4 Nisan 2017 Salı

İKİ ŞEHRİN HİKAYESİ_Charles Dickens

✮✮✮
Dr. Manette Paris'te bir hapishanede aristokratlar yüzünden suçsuz yere 18 yıl yatar. Bu yüzden akli dengesi bozulmuştur. Londra'da yaşamakta olan kızı Lucie, eski bir aile dostu olan Lorry ile Paris'e gelerek babasını alır, birlikte Londra'ya dönerler. Dönüş yolculuğunda Charles Darney ile tanışırlar. Darney aslında Fransızdır. Aristokrat olan ailesi ile tüm bağlarını koparmış ve adını değiştirmiştir. Aristokratlardan nefret eden Darney, Lucie'ye âşık olur ve onunla evlenir. Kızları altı yaşına geldiğinde Fransa'da ihtilal başlar. Fransa’dan Darney’e bir mektup gelir. Kendisinden yardım istenmektedir. Darney Fransa’ya döner. Ailesinden sadece Darney hayatta kalmıştır. Aristokrat olduğu gerekçesiyle tutuklanır. Haber İngiltere'ye ulaşır ulaşmaz Dr. Manette ve Lucie, Darney'i kurtarmak için Paris'e gelirler. İhtilalciler Darney'in ailesine karşı aşırı bir nefret duyarlar. Darney mahkemeye çıkarılmadan bir buçuk yıl hapis kalır. Bu arada karısıyla bile görüştürülmez. Sonunda yargılanır ve halkın saygı duyduğu Dr. Manette'in, damadı lehine tanıklığı sayesinde serbest kalır. Bir süre sonra babasının ve amcasının işlediği bir suçtan dolayı tekrar tutuklanır. Halk düşmanı ilan edilir ve idamına karar verilir. Lucie'yi derin bir aşkla seven Avukat Carton, Lucie'yi mutlu etmek için Darney'i hücresinde ziyaret eder. Darney'le birbirlerine çok benzemektedirler. Onu bayıltarak kıyafetlerini değiştirir ve Avukat Carton, Darney'in yerine giyotine gider. Darney, Lucie ve kızını alarak Paris'ten kaçar.


1 Nisan 2017 Cumartesi

BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ_Khaled Hosseini

✮✮✮✮✮
Meryem evlilik dışı bir ilişki sonucunda doğmuştur. Bir harami olduğunu beş yaşında öğrenir.  Babası Celil varlıklı birisidir ve karıları vardır. Onları istememiştir. Meryem ve annesi Nana bir kulübede yaşamaktadırlar. Babası Meryem’i her perşembe elinde bir hediyeyle ziyarete gelir.  Bir gün Meryem babasını ziyaret etme kararı alır ve onun yanına gider. Babası ise onu istemez ve geri gönderir. Meryem eve döndüğünde psikolojik sorunları olan annesinin kendisini astığını görür. Bunun üzerine babası ile birlikte kalmak zorunda kalır. Babası hemen Meryem'i göndermeyi aklına koyar. Meryem'i Raşit isimli orta yaşlı bir adamla evlendirir. Evliliği onun için bir cehennem azabıdır. Meryem üst üste çocuk düşürür, kötü bir hayat sürer. Yaşlanmıştır ve düşürdüğü çocuklar için hep suçlanır. Leyla ise Meryem'in komşusudur, savaşta ailesini kaybeder ve Meryem'in evinde kalmaya başlar. Raşit genç bir kadını daha fazla evinde tutamayacağını söyleyerek onunla evlenir. Leyla’nın başka çaresi yoktur. Leyla ve Meryem başlarda anlaşamazlarsa da  birbirlerini tanıdıkça severler. Birbirleriyle birlik olup Raşit’e direnirler çoğu zaman. Kısa bir süre sonra Leyla’nın bir kızı olur, adını Azize koyarlar. Bir gün kaçmaya çalışırlar fakat başarısız olurlar ve Raşit onları ağır bir şekilde cezalandırır. Daha sonra Leyla’nın Zalmay adında bir oğlu olur. Raşit iflasa uğrar. Varlarını yoklarını satarlar. Azize’yi bir yetimhaneye bırakırlar. Raşit, eski günlerde Leyla’nın kesinlikle evleneceğini düşündüğü Tarık’ın eve geldiğini öğrenir. Leyla’yı boğarak öldürmek üzereyken Meryem, Raşit’in kafasına kürekle vurur. Meryem onu öldürmek zorundadır. Yoksa Leyla ve kendisi için ölüm kaçınılmazdır. Meryem teslim olur ve suçunu itiraf ederek her şeyi kabul eder. Leyla, Tarık, Zalmay ve Azize yeni, güzel ve başarılı bir hayata yelken açarken Meryem’in hayatı idam cezası ile sonlanır. 

KÖPRÜ_Ayşe Kulin

✮✮✮✮
Erzincan Valisinin odasına giren Bayram, masanın üstüne yeni doğmuş bir bebek bırakır.Bayram karısının doğum vakti gelince, doğumun köyde yapılamayacağını anlamış ve karısını öküz arabasıyla su kenarına getirmiştir. Fırat Nehri üstündeki köprü  bir süre önce yıkıldığından, ulaşım küçük bir feribotla yapılıyordur; fakat Bayram feribotun kaptanını bulamaz. Saatlerce beklerler. Bayram son anda bebeği kurtarır fakat karısı kan kaybından ölür. Tüm bunlardan devletin sorumlu olduğunu düşünerek validen hesap sormak istemektedir.Devlet her seferinde köprünün yapılacağı sözünü vermiştir; fakat ağır işleyen bürokrasi engeli aşılamamıştır. Elmas adında bir kadın az bir maddi yardım karşılığında kendi oğlu Erdal'la birlikte Bayram’ın oğlu Öksüz'ü emzirmeyi kabul eder. Bayram  tekrar inşa edileceği söylenen köprünün temel inşaatında çalışmaya başlar. Elmas’ın yaşadığı Başbağlar köyü teröristlerce basılır. Köyün erkekleri meydanda kurşuna dizilir. Elmas’ın kocası ve oğlu ölür. Ağacın dalları arasına sakladığı Öksüz ise kurtulur. Vali, belediye başkanı ve müteahhitler bir olup Ankara'dan bir mühendisle anlaşırlar. Masraflar için Erzincanlı zenginlerinden para yardımı toplarlar. Köprü Ankara'da yapılacak, sonra parçalara ayrılıp demir çubuklar halinde Erzincan'a taşınacak ve parçalar tekrar birleştirilecektir. 2 yıl aradan sonra Ankara'daki köprünün inşaatı biter. Montaj ekibi köye  gelir. Bu sırada yeni bir terör saldırısında teröristler Fırat üstündeki tek feribotu yakarlar. Bir yıl projeye ara verilir. Bir yıl sonra artık her şey hazırdır, tek sorun bu kadar ağır bir köprünün nasıl karşı yakaya geçirileceğidir. Çemişgezek'te  üç yüz tonluk kızakta bir feribot bulunur. Artık tek umut bu feribottur. Bir hafta sonra feribot gelir ve köprünün karşı tarafa taşınması için hazırlıklar yapılmaya başlanır. Bütün Erzincan heyecanla bu olayı takip etmektedir. İlk denemelerde feribot gerçekten hiç ümit vermez, sürekli motor bozulur ve saatlerce tamir edilmeye çalışılır. En sonunda tam herkes ümidini yitirmişken köprü karşıya geçirilir ve iki parçası birleştirilerek yerine oturtulur. Köyde bayram havası yaşanır, yıllardır süren hasret ve çile sona ermiştir. Valinin adı unutulmamak üzere Erzincanlıların yüreğine kazınmıştır. Bayram ve Vali birlikte köprünün üstünden geçerler. Bayram Elmas'la evlenir. Öksüz'e ise Vali'nin ismini verirler.