Topal
Nuri bir fabrikada katiptir. Zengin olmak uğruna çalıştığı fabrikanın sahibi
Nedim Ağa’nın gözünü boyayıp, ağanın en yakın adamı haline gelir. Topal,
fabrikada çalışan Kantarcı Mustafa’dan hiç hoşlanmaz. Onun karısı Şehnaz’ı
Nedim Ağa’ya metreslik yapsın diye ayartır, entrikalarla Kantarcı Mustafa'yı
cezaevine tıktırır. İçten pazarlıklı Topal, çıkarları uğruna Şehnaz’ı da kullanıp
Ağa’ya önce konak aldırtır, kendine de hep hayalini kurduğu sebze komisyonculuğu
dükkanı için yer tutar. Ardından sözde Nedim Ağa’nın işlerine aracılık
yapmak için fabrikadan ayrılır, kendi yazıhanesine
geçer. Öyle ki Nedim Ağa, yaptığı bu ‘iyiliklerle’ Topal’ı daha fazla sever, ne
isterse yapar hale gelir. Topal sürekli yeni oyunlar düşünür. Yazıhanesinin üst
katında oturan Şehnaz’la gününü gün edip, halinden memnun, ağayı eline avucuna
almış olmanın verdiği mutlulukla günler geçirir. Ayrıca iş yaptıkları başka bir
fabrika katibi ile hırsızlık yapmayı
ihmal etmez. Nedim Ağa’dan şüphelenen karısı ve iki oğlu Topal’a kin beslerler, yazıhanesine
gidip ona haddini bildirirler. Topal, gürültülerden uzaklaşmak için sebze
komisyoncusu olan arkadaşı Haydar’ın evine gider. Sebze komisyoncusu Haydar,
kendine göre kurnaz geçinen, başkalarının emeklerini çalmaktan çekinmeyen, Topal
gibi biridir. Haydar, Topal’a Paşazade Hakkı’dan söz açıp, bilmem kaç dönüm
arazisinin olduğu topraklardan dem vurur. Topal’ın iştahı kabarır, oralara bir
an önce el atmak için sabırsızlanır. Nedim Ağa’nın şaşı olan kızıyla evlenerek
ailenin güvenini kazanır. Topal, Haydar’la olan durumu Nedim Ağa’ya anlatır. Toprakları
görmek için yola koyulurlar. Arazilere sahip olmak için köylüleri birbirini
düşürürler. Oluk oluk kan akar ve ‘Kanlı
Topraklar’ böyle olur.
"Kitap okuru ölene kadar binlerce farklı hayat yaşar. Hiç kitap okumayan biri ise sadece tek bir hayat yaşar."
30 Nisan 2017 Pazar
29 Nisan 2017 Cumartesi
DÖNEMEÇTE_Tarık Buğra
✮✮✮✮
Dönemeçte,
bir Anadolu kasabası olan Akşehir’de doktor olarak çalışan Şerif’in hayatından
ve çevresinden kesitler sunar. Doktor Şerif, eski sevgilisi Handan’ı, dürüst
olmadığını düşündüğü erkeklerden korumak için uğraşır. Çünkü daha önce Handan
ile bir aşk yaşamıştır, ancak genç kızın bazı isteklerini benimsediği değerlerle uyuşmadığı için
karşılamamış; bunun üzerine Handan, onu terk etmiştir. Sonu belirsiz arayışlara
girmiştir. Şerif ise genç kızın içinde bulunduğu durumdan kendisini sorumlu
tutar. Onu çevresinde bulunan “iştiha”lardan korumaya, savcı yardımcısı
Orhan’la eczacı Celal’in Handan’ı elde etmek için giriştiği oyunlara engel
olmaya çalışır. Ne var ki Şerif bu işi başaramaz. Handan tarafından terk edilen
Celal, intihar eder. Şerif, bunun intihar değil bir cinayet olduğunu; bundan
Handan’ın doğrudan, Orhan ile kendisinin de dolaylı olarak sorumlu olduğunu
düşünür. Ardından Orhan’a, nişanlısı Handan’ın Celal’in intiharında oynadığı
rolü gösterir. Gerçeği gören Orhan, Handan’ı terk eder. Terk edilen Handan,
intihar eder. Şerif ise Celal’in ölümünden sonra çevresiyle ilişkisini keser,
kendisi için trajik bir durum olan siyasete girer.
Roman
aynı zamanda çok partili hayata geçiş denemelerinin yaşandığı yıllarda Akşehir’de
yaşayan ve çoğu “Şehir Kulübü” adlı mekânın müdavimi olan sorumluluklarından
uzaklaşmış, ciddi şeylere dünyalarını asla açmayan, yaşamları poker partileri
ve basit esprilerden oluşan aydınların hayat karşısındaki genel duruşuna
eleştirel bir bakış açısı sunar. Doktor Şerif bir aydın olarak bir arada
bulunduğu kişilere asıl vazifelerini hatırlatmaya, içinde bulundukları ataletten
çıkartmaya çalışır.
27 Nisan 2017 Perşembe
OLASILIKSIZ_Adam Fawer
✮✮✮✮
David
Caine olasılık üzerine uzmanlaşmış bir eğitim görevlisidir fakat en zayıf
noktası kumar tutkusudur. Bir akşam kaybetmesi imkansıza yakın olduğu için
oldukça yüklü bir miktar ile oynar. Tabi o ufacık olasılık gerçekleşir ve kaybeder.
Kendini Rus mafyasına binlerce dolar borçlu halde bulur. Dahası beynindeki
sorun nedeni ile sürekli nöbet geçirir ve sonunda işini de yapamaz hale gelir.
Bunun üzerine deneysel bir tedavi teklifi alır fakat şizofreni olasılığı nedeni
ile çekingen davranır. Kardeşi Jasper da şizofrendir ve sürekli bunun ne kadar
korkunç olduğunu anlatır. Fakat Caine için başka yol yoktur ve ilaçları
kullanmaya başlar. Ajan Nava Vaner gizli bilgileri satarak geçimini sürdürür. Son
satışında işler ters gider ve Kore gizli servisine değerli bir bilgi
sağlayamazsa öleceğini bilir. Bu yüzden NSA’in bilgisayarlarında işine yarar
bilgiler arar. Dr. Tversky’nin araştırmasını görür. Doktorun araştırmasında gözü
olan bir tek o değildir. Emekliliği için bu araştırmanın patentini çalmak
isteyen NSA’in başkanı Forsythe de bu bilginin peşindedir. Dr.
Tversky insan beynini geliştirerek geleceğin çok büyük bir olasılıkla tahmin
edilebileceğini düşünmektedir. Bunun içinde öğrencisini denek olarak kullanır.
İşler ters gider ve denek ölür. Fakat ölmeden önce doktora Caine’i öldürmesini söyler.
Tversky sebebini bilmese de bunu yapacaktır çünkü denek gelecekte olacak her
şeyi bilmiştir. Tversky, Forsythe ve Nava, Caine’in peşine düşerler. Fakat Caine
diğer denekten çok farklıdır. Daha nasıl olduğunu anlamadan olacak olanları görebilmektedir. Tek yapması gereken gözlerini kapatıp seçeneklerini belirlemektir. Bir patlama sırasında bu yeteneğini kullanır ve Nava
ile tanışır. Nava ilk başlarda olanlara anlam veremez fakat kendisiyle ilgili kimsenin bilmediği şeyleri biliyor olması Caine’e güvenmesini sağlar. Caine tüm bunları şizofreni sonrası kendi hayal gücünün
yarattığına inanır. Bu yüzden tecrübeli olan kardeşi ile konuşmaya karar verir.
Kardeşi ona olanların gerçek olduğunu ve beyninde geçenleri detaylı bir şekilde
anlatır. Peşindekilerden kurtulmak için Caine ve Nava bir eve sığınırlar. Fakat yerleri bulunur ve köşeye sıkışırlar. Caine'in gördüğü her kaçma olasılığı felaketle sonuçlanmaktadır. O da yakalanmadan mükemmel bir kaçış planı hazırlar. Eğer olma olasılıkları yüksek
olan tüm tahminleri gerçekleşirse hayatta kalacaktır. En ufak bir şansızlık ya da
olasılıksızlıkta ise hayatı sona erecektir.Her şeyi tamamladığında koltuğuna
oturur ve peşindekilerin onu yakalaması için beklemeye başlar. Peşindekiler
buna anlam veremeseler de sonunda onu yakalamanın mutluluğunu yaşarlar fakat her
şey ondan sonra başlar. Bazıları mektup alır, bazıları telefon, bazıları ise
sadece sesi dinler. İmkansız olduğunu düşündükleri tek tek gerçekleşir.
Kusursuz bir kaçış planıyla Caine özgür kalır.
NEFES NEFESE_Ayşe Kulin
✮✮✮
Fazıl
Reşat Paşa’nın Sabiha ve Selva adında
iki kızı vardır. Kızlar kolejlerde okuyup,piyano ve dil dersleri alırlar ve çok
kültürlü yetişirler. Sabiha çay partisinde
Macit’le tanışır ve evlenirler. Selva ise
liseden arkadaşı Rafael Alfandiri’yi sever ama Rafo yahudi olduğundan babasını
razı edemez. O sırada tüm Avrupa’da savaş vardır. Macit üst düzey bir göreve
yükselir, telefonlar ve toplantılar Macit ile Sabiha’yı birbirinden uzaklaştırır.
Selva ise babasının karşı çıkmasına rağmen Rafo ile evlenerek Marsilya ya
yerleşir. Bulundukları bölgede Naziler, Türk pasaportu yanında olmayanları ve yahudileri
bir yük vagonuna doldurup esir kamplarına götürürler. Selva ve Rafo şehirden
ayrılamazlar. Sabiha’nın arkadaşı Tarık Fransa’da görevlendirilince Selva’ya
yardım edeceğine söz verir. Tarık, Paris’e iner inmez Selva’yı arar. Selva ve
kocası için pasaport ayarlanır fakat yol çok tehlikelidir. Türkiye’ye nasıl
ulaşacaklarını bilemezler. Yahudi olan Türkleri ve pasaportu olmayanları ek bir
vagona doldurup İstanbul’a götürecek bir tren olduğunu öğrenirler. Fakat trenin
güvenli olarak nereden gitmesi gerektiğine karar veremezler. Tren Almanya’ya
üzerinden gidecektir. Zaten Berlin’in ortasından geçen bir trenden kim şüphelenir?
Yola çıkılır, birkaç kez Naziler kolaçan ederler ama bir sorun çıkmaz. Sağ salim
Sirkeci Garına ulaşırlar.
23 Nisan 2017 Pazar
ZEYTİNDAĞI_Falih Rıfkı Atay
✮✮✮✮
Cemal
Paşa’nın karargahının bulunduğu Kudüs’e yakındır Zeytindağı.
Birinci
Dünya Harbi patlak verdiğinde Falih Rıfkı yedek subay olarak orduya alınır ve
Cemal Paşa’nın karargahına tayin olur. Falih Rıfkı’nın, Cemal Paşa ile beraber
çalışmaya başladıktan sonra, Suriye, Filistin ve Hicaz’da yaşamış oldukları,
bir devrin çöküşünü, Mehmetçiğin Arap çöllerinde nasıl kırıldığını, yenilgiden
sonra bir vagon dolusu "mecidiye altınını" bile nasıl bıraktığımızı gözler
önüne sermektedir. Suriye ve Filistin’de durdurulamayan İngiliz seli Mustafa
Kemal tarafından Halep aşağısında tutulmuştur. Artık yalnız Anadolu ve
İstanbul düşünülür. İmparatorluğa ve onun rüyalarına “Allahaısmarladık! “
denir.
Cemal
Paşa harap Anadolu topraklarını gördükçe
–
“Keşke vazifem buralarda olsaydı, keşke o altın sağanağı ve enerji fırtınası,
bu durgun, boş ve terk edilmiş vatan parçası üstünden geçseydi. Anadolu
hepimize hınç ve güvensizlikle bakıyordu. Yüz binlerce çocuğunu memesinden
sökerek alıp götürdüğümüz bu anaya şimdi kendimiz pişmanlığımızı getiriyoruz.
Kumar oynadık ve kaybettik” diye düşünmektedir.
–
Paşam bu harbe niçin girdik? Sorusuna verdiği cevap ise:
–
Aylık vermemek için! Hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa
boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik, olmuştur.
21 Nisan 2017 Cuma
OYUN_Stephen King
Her şey karıkoca arasında yaşanan bir
oyunla başlar. Gerald’ın isteğiyle, bu işe pek de gönüllü olmayan Jessie kolları karyolanın başucuna
kelepçelenmiş bir halde yatıyorken kocasının tepesinde dikilip ağzından salyalar
akarak bakıyor olması, onda tiksinti
uyandırmıştır. Bu oyunu oynamak istemediğini söylemesi bile Gerald tarafından rol sanılır. Kendini aşağılanmış
hissediyordur. Kurtulmak isterken kocasına okkalı bir tekme savurur. Yere düşen
Gerald kalp krizi geçirir ve ölür. Medeni dünyadan kilometrelerce uzakta, tatil için geldikleri göl kenarındaki bu
yazlık evde Jessie yatağa bağlı ve çaresiz kalmıştır. Çığlıklarını kimse
duymaz. Yapayalnızdır. Yalnızca kafasının içinde konuşan, tartışan kendisiyle
alay eden sesler vardır. Yatakta aç, susuz ve çıplak olarak günler geçirir. Aç
bir köpek tarafından kocasının yenilmesini izler. Akşam karanlığında odanın
köşesinde bir silüet olduğunu görür. Fakat gerçekten öyle bir şey var mı, basit
bir gölgeyi hayal gücüyle abartıyor mu yoksa deliriyor mu ayırt edemez. Yine de
bu silüetin onda yarattığı korku buradan
kurtulması için çok az zamanı kaldığını
fısıldamaktadır.
KORKU_Thierry Serfaty
✮✮✮✮
Aslan fobisi olan Johan vahşi kedilerin olduğu bir kafese
girerek başından aşağı bir kova kan boşaltır ve hayvanların saldırısıyla ölür.
Eşi, Komiser Erick Flamand’a gelerek onun ölümünün intihar değil cinayet olduğu
iddiasıyla araştırma yapılmasını ister. Johan’ın kafeste fotoğrafları çekilmiş
ve bir blogda yayınlanmıştır. Flamand bu fotoğrafları incelerken onu rahatsız
eden bir şeyi fark eder. Johan üzerine gelen hayvanlara değil objektife
bakmıştır. Fotoğrafçıyı arama çalışmaları devam ederken yükseklik fobisi olan Jeanine
isimli bir kadın 39.kattan kendini boşluğa bırakır. Fotoğrafları çeken Barco’yu
bulurlar. Barco kendisine e-mail ile randevu verildiğini, belirtilen yere gidip
fotoğraf çekmesi ve blogda yayınlaması için çok iyi bir ücret ödendiğini
söyler. Onun görüşüne göre bu insanlar özeldir çünkü ölüme gittiklerini
bilmelerine rağmen gözlerinde korku yoktur. Flamand’ın ekibi, araştırmaları
sonucu bu iki kişinin titreme nöbetleri geçirdiğini ve beyinlerinin bir bölgesine
elektrot yerleştirilerek tedavi edildiklerini öğrenir. Yapılan otopsilerde
elektrotların beyinde korku yaratan bölgeyi felç edecek şekilde –özellikle- yerleştirildiği
ortaya çıkar. Bu arada Barco’ya bir e-mail daha gelir. Belirtilen yere polis
ekibi de gider fakat neyle karşılaşacaklarından emin olmadıkları için olaya
engel olamazlar. Hız fobisi olan Lorraine arabasını son sürat ölüme sürer.
Barco onu da çekmiştir ve blogda yayınlanır yayınlanmaz bağlananların IP
adresleri alınır. Flamand Lorraine‘in
bir enstitüde fobisi için tedavi gördüğünü, Johan ve Jeanine’i tanıdığını öğrenir.
IP adresleri içinde bu merkez de vardır. Üstelik elektrot yerleştirme ameliyatlarındaki görevlilerden biri olan Yvan Romet, iş dışındaki zamanlarında bu
enstitüde çalışıyordur. Flamand enstitüye gittiğinde yakalanacağını anlayan
Yvan arkasında bir varis bırakarak intihar eder.
17 Nisan 2017 Pazartesi
MİDAK SOKAĞI_Necip Mahfuz
Midak
Sokağı'nda hayat, çevreden yalıtılmış bir şekilde sürmektedir. Midak Sokağı
sakinleri dükkânlar kapanınca Kahveci Kirşa da otururlar. Şeyh Derviş önceden
İngilizce öğretmenliği yapmış, kelimelerle arası iyidir. Rıdvan Hüseyni ise tüm çocuklarını kaybettikten sonra hayata
küsmemiş, aksine iç huzuru bulmuş, mahallelinin her konuda akıl danıştığı
biridir. Saniye Afife ise yalnızlığından ve para işlerinden bıkmıştır. Evlenmek
için bu işi yapan Ümmü Hamide'den yardım ister. Ümmü Hamide'nin zenginlik ve
güç hayalleri kuran üvey kızı Hamide, onu iki kişinin süzdüğünü bilir. Tüccar Salim
Elvan evli ve yetişkin çocukları olmasa iyi bir adaydır. Berber Abbas ise genç
olsa da Hamide’nin istediği hayatı karşılamakta yetersizdir. Abbas ile Hamide
nişanlanırlar. Abbas para kazanmak için İngiliz ordusunda çalışmaya başlar. Kahveci Kirşa'nın eşcinsel eğilimleri tüm
sokak tarafından bilinmektedir. Kahveye mahalleden olmayan genç bir oğlanın üçüncü kez gelmesi Kirşa'nın
karısının dikkatini çeker. Önce uyarır, dinlemediğini görünce kahveye gelen
oğlanı döver. Kirşa ise insanların hayatına neden karıştığını anlamaz, yaptığında
bir şey olmadığını düşünür. Salim Elvan ise Ümmü Hamide'ye kızıyla evlenmek
istediğini söyler. Hamide Abbas ile nişanlı olmasına rağmen Salim Elvan’ın
parası daha ilgi çekicidir. Salim Elvan'ın kalp krizi geçirmesiyle hayalleri
suya düşer. Hamide bir akşam gezmesinde karşısına çıkan İbrahim Faraj'ın büyüsüne kapılır. Hamide'ye
Midak Sokağı'na ait olmadığını, onun elmaslara, güzel elbiselere layık olduğunu
söyler. Hamide her zaman nefret ettiği bu sokağa dönmemek üzere gider. O artık
Hamide değil Titi'dir. Abbas izne gelince duyduklarından sonra yıkılır.
Arkadaşı Hüseyin ile içip dertleştikten sonra evlerine dönerken faytonda
Hamide'yi görür. Hamide İbrahim Faraj'dan intikam almak için Abbas'ın duygularını
kullanır. Hamide ile plan yaparlar fakat Abbas kararlaştırdıkları meyhaneyi görmek
için iki üç gün önce oraya gider ve
gördükleri onu şaşkına çevirir.Hamide bir grup askerin arasında
oturmaktadır. Şamata edip içki içmektedirler. Hamide’nin bu hayattan uzaklaşmak
gibi bir niyetinin olmadığını anlayan Abbas öfkeyle eline geçen bardağı Hanife’nin
yüzüne fırlatır. Hanife’nin yüzünü kanlar içinde gören askerler tarafından linç
edilir. Tüm mahalle Abbas'a çok üzülse de herkes hayatına iyi kötü devam eder.
15 Nisan 2017 Cumartesi
SULTANI ÖLDÜRMEK_Ahmet Ümit
Müştak
Serhazin, başarılı bir öğretim görevlisidir. Öğrenciliği sırasında Tahir
Hoca'nın asistanı olma şerefini, tutkulu aşkı
Nüzhet'le paylaşmıştır. Nüzhet, ilişkilerinin ciddileşmeye başladığı sıralarda
Müştak'ı İstanbul'da bırakarak, Chigago'ya gider. Dünyanın tanıdığı bir tarihçi
olur ve yıllar sonra bilinmeyen bir gerçeği çözüme kavuşturmak için
ülkeye yeniden dönüş yapar; Fatih Sultan Mehmet'in zehirlenerek öldürülmüş
olması. Nüzhet'in yurtdışına gitmesi Müştak'ı derinden yaralamış, psikolojik
hastalıklar yaşamasına neden olmuştur. Büyük üzüntülerle baş başa kaldığında,
yaşadığı bir iki saat dilimini hatırlayamamaktadır. Beklemediği bir zamanda Nüzhet'ten telefon alarak, yemeğe davet edilen Müştak, kendini Nüzhet'in
evinde, eski sevgilisini de ölü olarak bulur ancak hiçbir şey
hatırlayamaz. Cinayeti kendisinin işlediğini düşür ve panikle evdeki
delilleri yok ederek olay yerinden ayrılır. Nüzhet'in ölüm haberini getiren
polislere hiçbir şey anlatmaz. İki gün sonra Nüzhet'in asistanın da saldırıya
uğradığını, Tahir Hoca'nın öldürüldüğü duyar. Yaşadığı bunca acı olaydan
ve duyduğu büyük vicdan azabından rahatsız olan Müştak, Nüzhet'i öldürdüğünü
itiraf etmek için karakola gittiği sırada, Nüzhet'in temizlikçi kadın
tarafından bir hırsızlık vakasına kurban gittiğini, Tahir Hoca'nın kalp krizi
geçirerek düşerken başını vurduğu gerekçesiyle öldüğünü öğrenir.
13 Nisan 2017 Perşembe
DOKTOR JİVAGO_Boris Pasternak
✮✮✮✮✮
1956’da
SSCB tarafından yayımlanması uygun görülmeyen, 1957’de gizlice kaçırıldığı
İtalya’da ilk kez yayımlanan ve 1958’de Nobel ödülünü alan eser.
Yuri
Andreeviç Jivago’nun zevk ve eğlenceye pek düşkün olan babası onları terk
etmiş, farklı şehirler ve ülkelerde ailenin milyonlarını çar çur etmiştir. Yuri
çocuk yaşta annesini ve babasını kaybeder. Bir süre dayısıyla yaşar. Onun
karakterinin temelleri açık fikirli, önyargısız ve soylu duygulara sahip dayısının
etkisiyle oluşur. Dayısı onu, düzenli bir ortam sağlamak için profesör olan
arkadaşı Gromeko’nun yanına bırakır. Bu dönemlerde saldırılar, köylü
ayaklanmaları, işçi grevleri ve askeri isyanların yaşandığı 1905 Moskova
ayaklanması başlar. Yuri tıp eğitimi alır ve Gromekoların kızı Tonya ile
evlenir. Askeri doktor olarak görevlendirilir. Moskova’da birkaç kez gördüğü
Lara ile cephede karşılaşır. Lara hemşiredir. Görevi sonrası Yuri Moskova’ya
döner. Fakat orada ağır kış şartları, yokluk ve yoksulluk hüküm sürmektedir.
Uzun ve zor bir tren yolculuğuyla Urallar bölgesindeki Yuryatin’e giderler ve
çiftçilik yapmaya başlarlar. Yuri, Lara ile tekrar karşılaşır. Lara’nın bir
kızı vardır, kocası askerdir. Kocasının öldüğüne ilişkin bilgiler varsa da Lara
onun öldüğüne inanmaz. Yuri, eşi ile Lara arasında kalır. Eşini seviyor olsa da
Lara’ya büyük bir aşkla bağlanmıştır. Bir yolculuk sırasında partizan bir grup tarafından
yaralıları tedavi etmesi amacıyla kaçırılır. Birkaç yıl onlarla yaşamak
zorunda kalır. Üç kere kaçma teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlanır. Beyazlar ve
kızıllar arasında sonu gelmez çatışmalarla büyük bir iç savaş ve kıyım
yaşanmaktadır. Kimse güvende değildir. Kızıllar çatışmalarda üstün konuma
geçtiklerinde Yuri kaçarak Yuryatin’e döner. Ailesinin Moskova’ya döndüğünü
öğrenir. Bir süre Lara ile birlikte yaşar. Yeni düzen; muhalifleri, varlıklı
kişileri hatta kendi evlatlarını yemeye başlamıştır. Kendisinden ziyade kızının
hayatından endişe eden Lara Moskova’dan olabildiğince uzağa gitmelidir fakat
Yuri, ailesi Moskova’da olduğu için oraya dönmelidir. Ayrılırlar. Yuri Moskova’ya
gittiğinde ailesinin Fransa’ya sürgün edildiğini öğrenir. Ne kadar uğraşsa da
yurtdışına çıkış belgelerini alamaz. Moskova’ya dönüşünden yedi yıl sonra
yokluk içinde hayata gözlerini yumar.
SEVDALİNKA_Ayşe Kulin
✮✮✮✮
Nimeta,
evli ve iki çocuğu olan gazeteci bir kadındır. Kendisi gibi gazeteci olan Stefan'a
aşık olur. Nimeta, duygusal olarak kocasından uzaklaşsa bile ona boşanmak
istediğini söyleyemez ve Stefan’dan ayrılır. O dönem Sırp milliyetçiliğini
kışkırtan bildiriler yayınlanır. Sırplar, Büyük Sırbistan hayallerini
gerçekleştirmek için harekete geçmişlerdir. Knin, Zagreb ve Belgrad arasında
siyasi ve askeri olaylar patlak verir. Sırp Gönüllü Muhafızları adı altında
toplanan gençler Hırvatistan'da bir gece içinde insanları zorla evlerinden
atarlar. Mallarını mülklerini bırakıp gidenlerin evleri yağmalanır, yakılıp
yıkılır. Burhan, işlerini halletmek için Knin'e gittiği sırada olaylar artar.
Ona ulaşamayan Nimeta, savaş muhabirliği görevini üstlenip kocasını bulmak için
yola çıkar, onu bulsa da Zagreb'de mahsur kalırlar. Sokaklar cesetlerle
doludur, siviller rastgele açılan ateşler yüzünden ölür, evler yağmalanır. Saraybosna'yı
bölmeyin sloganıyla Boşnaklar, Sırplar, Hırvatlar, Müslümanlar, Ortodokslar,
Katolikler sokağa dökülse de savaş Saraybosna'ya
da gelir. Saraybosna'da hayat durur. Gittikçe
hırçınlaşan Burhan Stefan’ı öğrenir ve evi terk eder. Burhan’la birlikte Nimeta’nın
kardeşi ve oğlu Fiko da orduya katılır.
Fiko yaralanır ve savaş bölgesinden çıkmasına Stefan yardım eder. Saraybosna
Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'in onca uğraşlarına rağmen hiç bir batı ülkesi
bu katliamlara, soykırımlara engel olmak için fiilen yardım etmez. 1992 yılında
başlayan savaş 1996 yılına kadar devam eder. 1.600'ünü çocukların oluşturduğu
10.600 Boşnak hayatını kaybettikten sonra savaşan taraflar Dayton Anlaşmas’nı
imzalarlar.
11 Nisan 2017 Salı
EDGAR ALLAN POE Öyküler
✮✮✮✮
Edgar
Allan Poe 1809-1849 yılları arasında yaşayan ABD'li şair, öykü yazarı, editör ve edebiyat eleştirmeni. Poe modern
anlamda korku, gerilim ve polisiye türlerinin öncüsüdür. O zamanın yaygın kullanılan cümlesiyle “kanı dondurarak”
eğlendirmektir amacı. “Ahlakı ya da ahlak yokluğu yazdıklarına sızan sarhoş,
uyuşturucunun etkisinde, baştan çıkmış, ölü sevici yaratık” gibi üzerine
yapışıp kalmış bir imajla yaşamış ve bolca eleştirilmiştir. Bu ciltte kırk
öyküsü yer almaktadır. Özellikle "Kuyu ve Sarkaç, Boşboğaz Yürek, Kara Kedi, Kalabalıkların
Adamı, William Wilson, Bir Aksilik" başlıklı öyküleri daha ilgi çekici buldum.
8 Nisan 2017 Cumartesi
AKLINDAN BİR SAYI TUT_John Verdon
✮✮✮✮
Mark
kendisine gelen esrarengiz mektuplar üzerine arkadaşı David’ten yardım ister. Mektupta kendine X.ARYBDİS adını veren kişi ondan bir sayı tutmasını ister.
Mark aklından 658 sayısını geçirir. Zarfın içerisinde küçük bir zarf daha mevcuttur
ve içerisinde 658 yazılıdır. Sayıyı doğru tahmin etmişte 289,87 dolar ödeme
yapması istenir. Mark verilen adrese parayı çek olarak gönderir fakat çek iade edilir. Mark bahçesinde vahşice öldürülmüş olarak bulunur. David arkadaşının ölümünü
araştırırken aynı tarzda iki cinayet daha işlenir. Aynı mektuptan onlara da
gönderilmiştir. Aynı miktardaki para istenmiş ve gönderilen çekler iade edilmiştir. David katilin polislerden ve
alkoliklerden nefret ettiğini, öldürülenlerin geçmişinde alkol bağımlılıkları
olduğunu, ancak bunları tespit için aklından sayı tutmalı bir oyun oynadığını,
öldüreceği kişileri bilmediğini, sadece mektuplarına çek ile ödeme yapanların
(çekte isim-soyisim-adres yazılması gerekir) adreslerini tespitle öldürdüğünü anlar.
David çeklerin gönderildiği adres üzerinden Dermott’a ulaşır. 20-25 yıl önce
sarhoş bir polis baba çocuğunun gözleri önünde annesinin boğazını kesmiştir. David
aradıkları katilin bu çocuk olan Dermott olduğunu anlar. Yüzbaşı Nardo ile
evine giderler. David ve Nardo ‘yu tuzağa düşüren Dermott annesini yatağa
yatırır ve kendisi de yanına uzanarak Nardo’nun sarhoş polis baba taklidi
yapmasını ister. Nardo viski şişesini kıracak, tam anneyi kesmek üzereyken
Dermott onu silahıyla öldürecektir ve böylece annesini kurtarmış, babasından
intikamını almış olacaktır. Çıkan arbedede anne ölür. Dermott hastaneye
kaldırılır ve orada yaşamını yitirir.
6 Nisan 2017 Perşembe
AFRİKALI LEO_Amin Maalouf
✮✮✮✮
"Ben
, Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu , ben Giavonni Leone de Medici; bir
berberin sünnet ettiği, bir papanın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye
anılıyorum ama Afrikalı değilim. Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana
Granadalı, Faslı , Zayyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden , kentten ya da
boydan değilim. Yolların oğluyum ben, ülkem kervan, yaşamımsa yolculukların en
beklenmedik olanı."
Hasan'ın
yaşadığı Endülüs'ün Granada şehri Kastilyalıların saldırısına uğrar. Yerli halk
ya Hristiyan olacak ya da oradan ayrılacaktır. Hasan ve ailesi Fas'a göç ederler.
Hasan okula başlar. Harun'la tanışır, çok güzel bir dostlukları olur. Hasan tüccar
olan dayısının yanında çalışmaya başlar. Fas Kralı Hasan'ın yaptıklarından
dolayı ona bir köle kız armağan verir. Kölenin adı Hiba’dır ve Hasan ona ilk
gördüğü anda aşık olur. Bu aşk Hasan'ın Kahire’ye göçüne kadar devam eder.
Hasan'ın üvey kardeşi Meryem ise bir kaç yıl içinde büyüyüp güzelleşir ve ilk
talibi Zervali adında yaşlı bir tüccardır. Babası Muhammed sırf iş için kızıyla
bu zengin tüccarı evlendirmek ister. Fakat Hasan bu adam hakkında çok kötü şeyler
öğrenir ve evliliğin olmaması için çevreye yayar. Zervali adının kötüye kullanılmasından
dolayı Meryem'in hastalıklı olduğunu söyler. Meryem çok uzun bir süre hastaneye
kapatılır. Dayısının ölümünden sonra Hasan kervanın başına geçer ve onun vasiyetine
uyup dayısının kızı olan Fatma’yla evlenir. Hiba da yanlarındadır. Meryem'i
kurtarma çalışmaları devam ederken Harun Meryem’le evlenmek istediğini söyler
ve Meryem'i kaçırır. Bu kaçırılış sonrası Hasan yardım ettiği gerekçesiyle Kahire’ye sürgüne gönderilir. Fasta
çok zengin olan Hasan, Kahire'ye giderken bir fırtınada tüm varlığını
kaybeder. Hiba'da ailesine geri döner. Kahire de veba salgını vardır. Hasan, Yavuz
Sultan Selim'in yeğeni Alaaddin'in dul eşi olan Nur ile tanışır, bir kızları olur.
Hasan bir tüccarla otururken kaçırılır. Roma’ya götürülür. Papaya hediye
olarak sunulur ve orada öğretmenlik yapar. Öğrencilerine Türkçe ve Arapça gibi
diller öğretir. Papa ona yeni bir ad verir: Giovanni Leone de Medici. Ayrıca
halk da onu Afrikalı Leo olarak tanır.
4 Nisan 2017 Salı
İKİ ŞEHRİN HİKAYESİ_Charles Dickens
✮✮✮
Dr.
Manette Paris'te bir hapishanede aristokratlar yüzünden suçsuz yere 18 yıl
yatar. Bu yüzden akli dengesi bozulmuştur. Londra'da yaşamakta olan kızı Lucie,
eski bir aile dostu olan Lorry ile Paris'e gelerek babasını alır, birlikte
Londra'ya dönerler. Dönüş yolculuğunda Charles Darney ile tanışırlar. Darney
aslında Fransızdır. Aristokrat olan ailesi ile tüm bağlarını koparmış ve adını
değiştirmiştir. Aristokratlardan nefret eden Darney, Lucie'ye âşık olur ve
onunla evlenir. Kızları altı yaşına geldiğinde Fransa'da ihtilal başlar. Fransa’dan
Darney’e bir mektup gelir. Kendisinden yardım istenmektedir. Darney Fransa’ya
döner. Ailesinden sadece Darney hayatta kalmıştır. Aristokrat olduğu
gerekçesiyle tutuklanır. Haber İngiltere'ye ulaşır ulaşmaz Dr. Manette ve Lucie, Darney'i kurtarmak için Paris'e gelirler. İhtilalciler Darney'in ailesine karşı
aşırı bir nefret duyarlar. Darney mahkemeye çıkarılmadan bir buçuk yıl hapis
kalır. Bu arada karısıyla bile görüştürülmez. Sonunda yargılanır ve halkın
saygı duyduğu Dr. Manette'in, damadı lehine tanıklığı sayesinde serbest kalır.
Bir süre sonra babasının ve amcasının işlediği bir suçtan dolayı tekrar
tutuklanır. Halk düşmanı ilan edilir ve idamına karar
verilir. Lucie'yi derin bir aşkla seven Avukat Carton, Lucie'yi mutlu etmek
için Darney'i hücresinde ziyaret eder. Darney'le birbirlerine çok
benzemektedirler. Onu bayıltarak kıyafetlerini değiştirir ve Avukat Carton, Darney'in yerine
giyotine gider. Darney, Lucie ve kızını alarak Paris'ten kaçar.
1 Nisan 2017 Cumartesi
BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ_Khaled Hosseini
Meryem
evlilik dışı bir ilişki sonucunda doğmuştur. Bir harami olduğunu beş yaşında
öğrenir. Babası Celil varlıklı birisidir
ve karıları vardır. Onları istememiştir. Meryem ve annesi Nana bir kulübede yaşamaktadırlar.
Babası Meryem’i her perşembe elinde bir hediyeyle ziyarete gelir. Bir gün Meryem babasını ziyaret etme kararı
alır ve onun yanına gider. Babası ise onu istemez ve geri gönderir. Meryem eve
döndüğünde psikolojik sorunları olan annesinin kendisini astığını görür. Bunun
üzerine babası ile birlikte kalmak zorunda kalır. Babası hemen Meryem'i
göndermeyi aklına koyar. Meryem'i Raşit isimli orta yaşlı bir adamla
evlendirir. Evliliği onun için bir cehennem azabıdır. Meryem üst üste çocuk
düşürür, kötü bir hayat sürer. Yaşlanmıştır ve düşürdüğü çocuklar için hep
suçlanır. Leyla ise Meryem'in komşusudur, savaşta ailesini kaybeder ve
Meryem'in evinde kalmaya başlar. Raşit genç bir kadını daha fazla evinde
tutamayacağını söyleyerek onunla evlenir. Leyla’nın başka çaresi yoktur. Leyla
ve Meryem başlarda anlaşamazlarsa da birbirlerini tanıdıkça severler. Birbirleriyle
birlik olup Raşit’e direnirler çoğu zaman. Kısa bir süre sonra Leyla’nın bir
kızı olur, adını Azize koyarlar. Bir gün kaçmaya çalışırlar fakat başarısız
olurlar ve Raşit onları ağır bir şekilde cezalandırır. Daha sonra Leyla’nın
Zalmay adında bir oğlu olur. Raşit iflasa uğrar. Varlarını yoklarını satarlar. Azize’yi
bir yetimhaneye bırakırlar. Raşit, eski günlerde Leyla’nın kesinlikle
evleneceğini düşündüğü Tarık’ın eve geldiğini öğrenir. Leyla’yı boğarak
öldürmek üzereyken Meryem, Raşit’in kafasına kürekle vurur. Meryem onu öldürmek
zorundadır. Yoksa Leyla ve kendisi için ölüm kaçınılmazdır. Meryem teslim olur
ve suçunu itiraf ederek her şeyi kabul eder. Leyla, Tarık, Zalmay ve Azize
yeni, güzel ve başarılı bir hayata yelken açarken Meryem’in hayatı idam cezası
ile sonlanır.
KÖPRÜ_Ayşe Kulin
✮✮✮✮
Erzincan
Valisinin odasına giren Bayram, masanın üstüne yeni doğmuş bir bebek bırakır.Bayram
karısının doğum vakti gelince, doğumun köyde yapılamayacağını anlamış ve
karısını öküz arabasıyla su kenarına getirmiştir. Fırat Nehri üstündeki köprü bir süre önce yıkıldığından, ulaşım küçük bir
feribotla yapılıyordur; fakat Bayram feribotun kaptanını bulamaz. Saatlerce beklerler.
Bayram son anda bebeği kurtarır fakat karısı kan kaybından ölür. Tüm bunlardan
devletin sorumlu olduğunu düşünerek validen hesap sormak istemektedir.Devlet
her seferinde köprünün yapılacağı sözünü vermiştir; fakat ağır işleyen
bürokrasi engeli aşılamamıştır. Elmas
adında bir kadın az bir maddi yardım karşılığında kendi oğlu Erdal'la birlikte Bayram’ın
oğlu Öksüz'ü emzirmeyi kabul eder. Bayram tekrar inşa edileceği söylenen köprünün temel
inşaatında çalışmaya başlar. Elmas’ın yaşadığı Başbağlar köyü teröristlerce
basılır. Köyün erkekleri meydanda kurşuna dizilir. Elmas’ın kocası ve oğlu
ölür. Ağacın dalları arasına sakladığı Öksüz ise kurtulur. Vali, belediye başkanı ve müteahhitler bir olup Ankara'dan bir mühendisle anlaşırlar. Masraflar için Erzincanlı zenginlerinden para yardımı toplarlar. Köprü
Ankara'da yapılacak, sonra parçalara ayrılıp demir çubuklar halinde Erzincan'a
taşınacak ve parçalar tekrar birleştirilecektir. 2 yıl aradan sonra Ankara'daki
köprünün inşaatı biter. Montaj ekibi köye gelir. Bu sırada yeni bir terör saldırısında teröristler
Fırat üstündeki tek feribotu yakarlar. Bir yıl projeye ara verilir. Bir yıl
sonra artık her şey hazırdır, tek sorun bu kadar ağır bir köprünün nasıl karşı
yakaya geçirileceğidir. Çemişgezek'te üç
yüz tonluk kızakta bir feribot bulunur. Artık tek umut bu feribottur. Bir hafta
sonra feribot gelir ve köprünün karşı tarafa taşınması için hazırlıklar
yapılmaya başlanır. Bütün Erzincan heyecanla bu olayı takip etmektedir. İlk
denemelerde feribot gerçekten hiç ümit vermez, sürekli motor bozulur ve
saatlerce tamir edilmeye çalışılır. En sonunda tam herkes ümidini yitirmişken
köprü karşıya geçirilir ve iki parçası birleştirilerek yerine oturtulur. Köyde
bayram havası yaşanır, yıllardır süren hasret ve çile sona ermiştir. Valinin adı
unutulmamak üzere Erzincanlıların yüreğine kazınmıştır. Bayram ve Vali birlikte köprünün üstünden geçerler. Bayram Elmas'la evlenir.
Öksüz'e ise Vali'nin ismini verirler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)